Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1631 E. 2021/886 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2018
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/10/2018 tarih ve….K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili;müvekkili şirketin….” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa davalı yanın markasının hiçbir ayırt edici vasfının, baskın unsurunun, orijinal niteliğinin bulunmadığını, davalı yan markası ile müvekkil markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalı markasının kullanılması durumunda müvekkilin tanınmışlığından kaynaklı olarak ekstra avantaj sağlayacağını, müvekkil markaları ile davalının başvuru markası yan yana geldiğinde seri marka imajının olacağını, davalı yanın başvuru markası ile müvekkilinin itiraza mesnet markalarının her açıdan birebir benzer olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu savunarak …. sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu…. sayılı “…..” ibareli marka olduğunu, marka incelendiğinde kelime, şekil ve renk unsurlarından oluşan özgün bir kombinasyona sahip olduğunu, markanın başında kelime unsurundan daha büyük olacak şekilde logo kullanıldığını, davalı markasının farklı bir bütünsellik içerisinde tüketiciye sunulduğunu, davacının markalarının “….” ve “…” ibaresinin yanı sıra başka esaslı unsurlar içerdiğini, mevcut farklılıklar nedeni ile markaların seri marka olarak algılanmayacağını, somut olayda davacının tanınmışlığa ilişkin bilgi ve belge sunmadığını, davacının davalının kötü niyetli olduğuna ilişkin iddiasının da haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markalarının, kullanılacakları mal hizmetler açısından benzer olmalarına rağmen, marka işaretleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde markaların 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında iltibasa yol açacak kadar benzer olmadıkları, davacının kötü niyet iddialarını ve itirazına mesnet marklarının tanınmış olduğunu ispatlayamadığı, kaldı ki taraf markaları benzer olmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinin somut olaya uygulanma yeri bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, mahkemece bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirilmeden eksik ve hatalı bulunan bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, taraf marklarının benzer olduğunu, dava konusu markayı gören ortalama tüketicinin müvekkilinin itirazına mesnet markalarının serisi olarak algılayacağını ve müvekkili ile bağlantılı olduğunu düşüneceğini, davalı tarafça tescili istenen marka başvurusunun müvekkilinin piyasadaki bilinirliğinden ve tanınırlığından yararlanmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın reddine karar verilmesine rağmen lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek vekalet ücreti yönünden mahkeme kararının kaldırılarak vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1-Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “a …” ibareli markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin…. Karar sayılı ilamıyla “…” ibareli marka başvurusunun davacının “a …” ve ” a …” ibareli marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığının kabul edildiği, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından davacının itirazına mesnet marklarının tanınmış olup olmadığının sonuca etkili olmadığı, aynı tespitlere yer veren mahkemece benimsenen bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davalı … vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince, davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen yargılama sırasında vekille temsil olunan davalı … yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta her ne kadar Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerekmişse de, yerel mahkeme kararının esasına ilişkin bir değişiklik yapılmayıp, sadece vekalet ücretine ilişkin kısım için yeniden hüküm kurulduğundan, ilk derece mahkemesinin kararının verildiği tarihte geçerli bulunan harç ve vekalet ücreti tutarları dikkate alınmış, öte yandan mahkemece dava reddedilmesine rağmen davalı … tarafından ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında sarf edilen yargılama giderlerinin hüküm altına alınmaması da doğru görülmemişse de anılan davalının istinaf itirazının sadece vekalet ücretine ilişkin olması nedeniyle Dairemizce bu husus kaldırma nedeni yapılmamıştır.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle ,davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/10/2018 gün ve … K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
3-Davanın REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına
5-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 3.145,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı istinaf aşamasında yapılan tebligat ve posta giderlerinden oluşan toplam 97,50 T yargılama giderinin davacıdan tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Harçlar Kanunu uyarınca davacıdan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
10-Davalı kurum tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip