Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1629 E. 2021/885 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ … D I N …
K … R … R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/10/2019 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin …ayılı ve “… …”, ….” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin, bu markalar ile benzer nitelikteki “…+şekil” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın YİDK tarafından nihai olarak reddedildiğini oysa dava konusu markada yer alan “…” şekli ile, müvekkilin özel olarak stilize edilmesiyle oluştuğu ve “…” markasının baş harfi olan “…” şeklinin ayırt edilmeyecek derecede benzer bulunduğunu, müvekkilinin farklı tasarımıyla benzersiz kıldığı “…” şekil unsurunun müvekkilinin markasını benzerlerinden ayırma işlevinin yanı sıra aynı zamanda … markasını vurgulama işlevi de bulunduğunu, davaya konu marka başvurusunun, müvekkiline ait oteller ile özdeşleşmiş ve markalarından kopyalanmış ve “…” logosuna oldukça küçük puntolarla yazılmış, okunması ve ayırt edilmesi olanaksız bir şekilde … ibaresinin eklenmesi suretiyle oluşturulduğunu, “…” harfinin büyük ve marka görselinde belirgin şekilde yer alması ve “…” harfinin altında büyük harfler ile kelime unsurunun yer almasının da müvekkiline ait markaların kompozisyonun aynen mevcut olduğunu gösterdiğini, marka içeriğindeki konumu ve boyutunun işbu davaya konu markayı müvekkilinin markaları ile daha da benzer kıldığını, … ibaresinin ilgili sektörde herkes tarafından kullanılan ve yapılan işin cinsini belirten bir yan unsur niteliğinde olup, aynı zamanda marka görselinde oldukça küçük konumlanması nedeniyle de söz konusu markaya hiçbir ayırt edicilik katmadığını, uyuşamzlık konusu 43. sınıf hizmelerin müvekkilinin itirazına mesnet marka kapsamlarında da aynen yer aldığını ve bu sınıfta da tanınmış olduklarını, dava konu YİDK kararında tanınmışlıklarının sadcec moda sektörü ile sınırlandırlmasının hatalı bulunduğunu, müvekkilinin “…” markalarıyla ve müvekkili ile özdeşlen “…” şekli üzerinde müvekkilinin SMK’nın 6/3 uyarınca öncelik hakkı bulunduğu gibi somut olaydan aynı Kanunun 6/5 maddesindeki koşulların da oluştuğunu, davalı gerçek kişinin kötüniyetli bulunduğunu ileri sürerek YİDK’ ın … sayılı kararın iptali ile dava konusu markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markalarındaki “…” harfinden kaynaklı kısmi benzerliğin iltibas oluşturulabilecek nitelikte olmadığını, davacının eskiye dayalı kullanımından kaynaklı haklarının olduğunun ispatlanamadığını, SMK’nın madde 6/5 hükmünün uygulanabilmesi şartlarının da bulunmadığını,kötüniyet iddialarının da yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka ile davacının itirazına mesnet “… …/…” ve “… … …” ibareli markalarında çeşitli figüratif unsurlar ve ek sözcük unsurları olmakla birlikte her bir markada ön planda olan unsurun, şekli önceden davacı tarafça dizayn edilmiş “…” ibaresi olduğu, davacı yanın markalarının uzun yıllardır hem dünyada hem de Türkiye’de faaliyet gösterdiği ve yine dünyanın bu husustaki en bilinen markalarından bulunduğu, yoğun kullanım ve tanıtım çalışmaları ile gerek sektöründe gerekse de kendi sektörü ile ilişkili olmayan alanlarda dahi ülkemizin en tanınmış ve bilenen markalarından biri olduğu, tüm bunların yanı sıra “…” harfi ile birlikte “…” ibarelerinin markasal nitelik itibariyle de özgün ve tüketicinin zihninde doğrudan yer eden güçlü bir slogan niteliğinde bulunduğu, davalıya ait marka logosundaki “…” harf şeklinin büyüklüğü ve dizaynının davacının “…” markasındaki “…” harf şekline çok benzemesi, davacının markalarının tanınmışlığının bulunduğu konaklama hizmetleri alanını çağrıştırır mahiyette “…” ibaresine yer verilmesi ve bu ibarede de davacı markasında yer alan “…/…” ile aynı yazı karakterinin kullanılması karşısında taraf markaları arasında iltibas bulunduğu, aynı zamanda dava konusu markadaki 43. Sınıfta yer alan hizmetler bakımından ve ayrıca diğer tüm sınıflardaki hizmetler açısından da davacıya ait “…” markasının tanınmış marka olduğu; tüm diğer sınıflarda da aynı yazı karakteriyle “…” harfi şeklinin kullanılması halinde dava konusu markanın 6/1 maddesi uyarınca davacı markaları ile benzer olmasa dahi iltibas yaratacağı, bu durumda davacı yan markalarının kullanılmasının davalı lehine haksız menfaat doğurabilecek mahiyette olduğu, “…” markasının dünya çapındaki tanınmışlığının sadece moda sektöründe değil otel, geçici konaklama, yiyecek ve içecek servisi hizmetleri sektörlerinde de tanınmış bulunduğu, SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların somut olay bakımından oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile TPMK YİDK’nun … sayılı kararının iptaline, …. sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, dava konusu markada “…” ibaresi ile “…” ibaresinin bütünlük arz ettiğini, iddialara mesnet markaların esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, “…” harfinden kaynaklı kısmi benzerliğin iltibas oluşturulabilecek nitelikte bulunmadığını, davacının “…” markasının tanınmış olduğunu, somut olayda SMK’nın 6/5 koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre yapılan değerlendirmede dava konusu markanın özel yazım karakteriyle yazılan büyük “…” harfinin altına, çok daha küçük puntolarla yazılan “… …” ibarelerinden oluştuğu, dava konusu markada ön planda yer alan “…” harfinin, davacı tarafça özel yazım şekli ile tasarlanan ve tanınmış “…” markalarında da kullanılmak suretiyle tüketici nezdinde yer eden “…” harfi ile neredeyse aynı bulunduğu , dava konusu markanın büyük “…” harfinin altına çok daha küçük puntolarla “… …” yazılarak oluşturulan kompozisyonunun, davacının büyük “…” harfinin altına konumlandırılmış “…/…” ibarelerinden oluşan “… …/…”ibareli marka kompozisyonu ile aynı olduğu gibi “… ” ibaresinin davacının bahsi geçen markasında yer alan “…/…” ibaresi ile aynı yazı karakteri ile yazılması hususları gözetildiğinde markaların bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin benzer olduğundan mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu markanın tescil edilmek istendiği 43 sınıfta yer alan hizmetler ile davacının “… …/…” ibareli markanın tescil kapsamında yer alan hizmetler aynı/aynı tür olduğundan SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının sonuca etkili bulunmadığı anlaşılmakla davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Kurumundan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip