Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1597 E. 2021/816 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/07/2019 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili,…. numaralı markanın bir kısım emtia açısından 6769 sayılı SMK’nın 5/1-b-c maddelerine göre kısmen reddi işleminin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, zira ayırt edicilik değerlendirilmesinin ilk olarak, markanın tescilinin istenildiği emtia açısından, ikinci olarak da ilgili emtiadan bağımsız olarak herhangi bir emtia açısından yapılması gerektiğini, dava konusu edilen “…” markasının soyut ayırt ediciliği haiz olduğunu, çıkartılan emtia açısından da somut ayırt edici niteliği dahi bulunduğunu, zira “…” ibaresinin Türkçe olan “…” ve İngilizce olan “…” ibarelerinden oluştuğunu, ancak markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, markayı oluşturan ibarelerin ayrılarak tek tek anlamlarına bakılmasının ve bu anlamları nedeniyle ayırt edici niteliğinin olmadığının söylenmesinin hukuka aykırı olduğunu, aynı şekilde 5/1-c madde ve fıkrasının uygulanabilmesi için değerlendirilen işaretin tescili amaçlanan mallar ve hizmetler açısından doğrudan tanımlayıcı olması gerektiğini, ek bir fikri çaba, dolaylı veya ima yoluyla ulaşılan anlamların tanımlayıcı kabul edilemeyeceğini, somut olayda ise “…” ibaresinin yine ikiye ayrılarak farklı dillerde anlamı olan kelime unsurlarından dolayı tanımlayıcı olduğunun söylenmesinin hukuka aykırı olduğunu, markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, kaldı ki müvekkilinin iletişim sektöründe faaliyet gösterdiğini ve “…” ibaresinin müvekkili ile özdeşleştiğini, “…” ibareli seri markalarının bulunduğunu, dava konusu edilen markanın da bu seri markaların bir devamı olduğunu, dolayısıyla markanın 5/1-c kapsamında değerlendirilemeyeceğini ileri sürerek YİDK’nın… sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, dava konusu markanın “…” ve “…” kelimelerinin birleşiminden oluştuğunu, bu ibarelerin birleşiminin marka vasfını haiz olmayan ve ayırt edici niteliği bulunmayan bir işaret haline geldiğini, böyle bir ibarenin tek bir firmanın tekeline verilerek marka olarak kullanılmasının marka hukukuna aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvurunun “…” şeklinde ön plana çıktığı, başvuru kapsamından çıkartılan “Sınıf 4: Elektrik enerjisi, Sınıf 7: Alternatörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ise çalışan jeneratörler. Sınıf 40: … üretimi hizmetleri, jeneratörleri, jeneratörlerin kiralanması hizmetleri.” açısından tüketici nazarında “… pili, bataryası” anlamını taşıdığı için, 6769 sayılı SMK 5/1-b engeli ile karşılaşmasının doğru görüldüğü, diğer açıdan “… pili, bataryası” anlamına gelen başvuru ibaresinin, kapsamından çıkartılan emtia açsından SMK’nın 5/1-c maddesindeki “Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler marka olarak tescil edilemez.” hükmü karşısında, başvuru ibaresinin çıkarılan emtialarda “… sağlama, … kaynağı olma, enerjinin kendisi olma” özelliği nedeniyle bu mal ve hizmetleri doğrudan çağrıştırdığı, işlevsel ve fiziksel özellikleri açısından tanımlayıcı olduğu, doğrudan bağlantısı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, bilirkişi raporundaki hatalı değerlendirmelerin bilirkişi raporuna karşı sunulan dilekçede tek tek belirtilmesine rağmen, itirazların karşılanmaksızın hüküm kurulduğunu, ilk derece mahkemesi kararının aksine müvekkiline ait “…” ibareli marka başvurusunun 6769 s. Kanun 5/1-b anlamında soyut ve somut ayırt ediciliği haiz bulunduğunu, her ne kadar gerekçeli karada dava konusu “…” ibaresinin tüketici nezdinde “… pili bataryası” anlamı taşıdığı belirtilmişse de, ülkemizde İngilizce bilme seviyesinin düşüklüğü dikkate alındığında herkesin “…” ibaresini görür görmez “pil/batarya” olarak algılayacağını düşünmenin gerçeğe uygun olmayacağını, “…” ibaresinin İngilizcede birçok farklı anlama geldiğini, müvekkilinin markasının 6769 s. Kanun m.5/1-c anlamında tanımlayıcı ve tasvir edici değil ise de yerel mahkeme tarafından bu husus gözardı edilmek suretiyle karar verildiğini, yerel mahkeme kararında müvekkilinin markasının, marka hukuku ilkelerine aykırı şekilde Türkçe ve İngilizce iki ayrı kısma ayrılarak ve bu iki kısım ayrı ayrı değerlendirilip birleştirilerek bir sonuca varıldığını, markanın bütün olarak değerlendirilmesi zorunluluğu nedeniyle böyle bir yaklaşımın kabulünün mümkün olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “…” ibareli marka başvurusunun, anlamının “… pili, bataryası” olması nedeni ile, kapsamından çıkartılan “Sınıf 4: Elektrik enerjisi, Sınıf 7: Alternatörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ise çalışan jeneratörler. Sınıf 40: … üretimi hizmetleri, jeneratörleri, jeneratörlerin kiralanması hizmetleri.” açısından 6769 sayılı SMK’nın 5/1-b maddesindeki engel ile karşılaşmasının doğru olduğu, diğer taraftan 6769 sayılı SMK’nın 5/1-c maddesi uyarınca başvuru konusu ibarenin özelliği nedeniyle kapsamından çıkarılan mal ve hizmetleri doğrudan çağrıştırdığı, işlevsel ve fiziksel özellikleri açısından tanımlayıcı olduğu, doğrudan bağlantısı olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip