Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1590 E. 2021/968 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/09/2019 tarih ve…..K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin ….” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, …. kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından….. itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak …. tarafından reddine karar verildiğini, oysa markalaların benzer olduğunu, “…” ibaresi üzerinde müvekkilinin öncelik hakkı bulunduğunu, YİDK’nun markaların farklı emtiada tescilli olduğu yönündeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin markaları uzun zamandan beri yoğun olarak kullandığını ileri sürerek…. sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, markaların farklı emtiada tescilli olduğunu, markaların benzer olmadığını, müvekkilinin markasını tescili kapsamında kullandığını, davalı markalarının tanınmış olmadığını, markalar arasında iltibas riski bulunmadığını, önceye dayalı kullanım iddiasının soyut olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvurunun “…+şekil” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 07. sınıftaki “elektrikli açma kapama mekanizmaları” emtiasının bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise …..ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 06, 07, 09, 11, 20, 35. sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, başvuru kapsamındaki 07. sınıftaki emtianın itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle benzer oldukları, bütün bu unsurlar bir arada değerlendirildiğinde bütünsel olarak markalar arasında ortalama düzeyde benzerlik olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne……sayılı kararının iptaline, dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yerel mahkemenin markaların ayırt edici olmayan/zayıf bileşenlerinin karıştırılma ihtimali olup olmadığı hakkında yapmış olduğu değerlendirmenin hatalı olduğunu, yerel mahkeme kararında davacıya ait marka ile davalıya ait markalardaki ortak ibare olan “…” sözcüğünün tanımlayıcı (tasviri) nitelikte ve ayırt ediciliğinin oldukça düşük olduğu hususlarının incelenmediğini, “…” ibaresinin markasal açıdan ayırt ediciliğe sahip olmadığını, ayırt ediciliği oldukça düşük marka niteliğinde olduğunu, “…” sözcüğünün teknik bir terim olarak akaryakıt, lpg ya da elektrik ile çalışan motorlarda motorun aktardığı gücü anlatmakta da kullanıldığını, … kelimesinin küçük veya büyük harf ile tek başına olduğu gibi, önüne ve arkasına ekler getirilerek kullanıldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı markasını bir bütün olarak gören ortalama tüketici kitlesinin, bunu davacı markalarıyla karıştırmalarının mümkün olmadığını, ayırt ediciliğin sağlandığını, “…” kelimesinin, gerek mühendislik alanında kullanılan ve bilinen gerekse de günlük dile yerleşmiş, herkesçe anlamı bilinen ve anılan tasviri bir kelime olarak ayırt ediciliği düşük bir kelime olduğunu, kelime anlamı olarak “…” ibaresinin ayırt ediciliği yüksek olmayan genel bir adlandırma olduğunu, ayırt edici gücü zayıf bir markanın yararlanacağı koruma düzeyi, hiçbir şekilde ayırt edici gücü yüksek bir markanın yararlanacağı koruma düzeyiyle eşit olmayacağını, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 maddesinin uygulanma koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvurusuna konu “…+şekil” ibaresinin kapsamında 07. sınıftaki “elektrikli açma kapama mekanizmaları” emtiasının bulunduğu, davacının itiraza dayanak “…” esas ibareli markalarının koruma kapsamlarında 06, 07, 09, 11, 20, 35. sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, davalının başvurusunun kapsamında bulunan emtianın, davacının itirazına mesnet markalarının kapsamındaki mal ve hizmetlerle benzer oldukları, diğer yandan davalının başvurusuna konu ibare ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markalarının da benzer olduğu, böylelikle tarafların markaları arasında SMK’nın 6/1.maddesi uyarınca iltibas bulunduğu, “…” ibaresinin başvuru kapsamındaki mal ve hizmetler için ayırt ediciliğinin bulunduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ….Karar ve 23/02/2015 Tarihli kararının da bu yönde olduğu anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar …. vekili ile … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar …. ile …’ndan alınması gereken 59,30’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı taraflarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar …. ile … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip