Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1581 E. 2021/1000 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/09/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/09/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacılar vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında 01.03.2007 başlangıç tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme hükümlerine göre davalının müvekkili şirkette sigortacılık hizmetlerini ve sigortacılık ile ilgili her türlü işi şirket adına yürüttüğünü, sözleşmenin 12. maddesinin 1. bendi uyarınca davalının, müvekkili nezdindeki işinden ayrıldıktan sonra ne kendi adına ne başka bir işveren altında müvekkili ile rekabet etmemeyi taahhüt ettiğini, davalının 01.06.2009 tarihinde tek taraflı irade beyanıyla işten ayrıldığını, müvekkili şirketlerin tüm sigortalı müşteri bilgilerine ulaşan davalının, işten ayrıldıktan bir ay sonra kendi adına … ….. kurarak bu bilgileri kullandığını, tamamen kötü niyetli ve önceden tasarlayarak yapılan bu işlemler sonucunda müvekkili şirketlerin zarara uğradıklarını ileri sürerek, şimdilik 50.000,00 TL’nin 01.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin davacıların yanındaki çalışmasının 2009 yılı Haziran ayında son bulduğunu, akabinde 02.07.2009 tarihinde kurucu ortağı olduğu şirketi kurduğunu, davacıların aynı olay sebebiyle müvekkili aleyhine Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….E. Sayılı dosyası üzerinden 25.02.2014 tarihinde bir dava daha açtıklarını, bu dava halen derdest olduğundan derdestlik itirazında bulunduklarını, davacının talebine dayanak olarak gösterdiği 01.03.2007 tarihli iş akdine ilişkin sözleşmedeki ilgili hükümlerin bulunduğu sayfada müvekkilinin herhangi bir imzasının bulunmadığını, ilgili hükümlerin geçerli bir rekabet yasağı içermediğini, coğrafi sınır, süre, kapsam belirtilmeyen rekabet yasağının mevzuat açısından hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, müvekkili tarafından davacılara karşı “işçilik alacakları istemiyle” Ankara 12. İş Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını ve mahkemece, müvekkilinin iş akdini haklı nedenle feshettiğinin hüküm altına alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 4. maddesi uyarınca yapılan incelemede, somut uyuşmazlığa davalının işten ayrılma tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmemiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklı süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin bulunması şartlarının yeterli olduğu, davalı tarafından iş mahkemesinde açılan işçilik alacakları davasında Ankara 12. İş Mahkemesinin …..Karar sayılı ilamında, … bildirimlerinin asgari ücret üzerinden bildiriminin yapılmasının haklı fesih olarak kabul edildiği, bu kararın iş akdinin işçi tarafından haklı olarak feshedildiğinin kesin delili olduğu, 818 sayılı BK’nın 352. maddesine göre işçinin, iş sözleşmesini haklı olarak feshetmesi halinde işçi aleyhine olarak rekabet yasağının ihlal ettiği iddiasının ileri sürülemeyeceği, davalı, davacı işyerinden sözleşmeyi haklı nedenle feshederek ayrıldığından rekabet yasağının kanunen sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili, mahkemece Ankara 12. İş Mahkemesi kararına dayalı olarak davanın reddine karar verilmiş ise de dava konusu alacağın, taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesine dayandığını, davalının müvekkili şirketin müşteri portföyünü kullandığı hususunun sabit olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme hükmünün karşı tarafa, sözleşmenin haklı feshi ya da işverence haksız feshi nedeniyle sebep olduğu zarardan kurtulma hakkı vermediğini, taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın çözümünde öncelikle sözleşme hükümlerinin uygulanması, sözleşmede hüküm olmaması halinde ise ilgili yasa hükümlerinin uygulanması gerektiğini, dolayısı ile dava konusu uyuşmazlığa taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesinin uygulanmasının gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda teknik incelemenin sınırlı bir şekilde yapıldığını ve müvekkilinin zararı ile ilgili hesaplamaların eksik ve hatalı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafça, davalının rekabet yasağına aykırı davrandığı ileri sürülerek eldeki davanın açıldığı, nitekim davacı tarafça dosyaya sunulan 14.11.2016 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde açıkça davanın 818 sayılı BK’nın 348. vd. maddelerine dayalı olduğunun açıklandığı, taraflar akdinin iş akdinin sona erdiği tarih itibariyle dava konusu uyuşmazlığa uygulanması gereken 818 sayılı BK’nın 352. maddesinde, “İş sahibi işçinin feshi muhik gösterecek bir kusuru yok iken akdi feshetmiş yahut iş sahibinin feshi haklı gösteren bir kusuru dolayısiyle akit işçi tarafından feshedilmiş ise, işçi aleyhine memnuiyete muhalefetinden dolayı dava ikame edilemez.” düzenlemesine yer verildiği, somut olayda da davalı işçinin, taraflar arasındaki iş akdini haklı nedenle feshettiğinin, kesinleşen Ankara 12. İş Mahkemesi’nin…. sayılı kararıyla sübut bulduğu, dolayısıyla davalı aleyhine rekabet yasağına aykırılık iddiası ile açılan davanın yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/07/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip