Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1576 E. 2021/863 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2019
NUMARASI : …
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/09/2019 tarih ve …. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin….. ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı ….., bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresinin tescili için diğer davalı Kuruma başvurduğunu, ….. kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın önce Markalar Dairesi Başkanlığı, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin 1999 yılından itibaren … isimli restoranı işlettiğini, yaptığı reklam harcamaları ve verdiği hizmetle kısa zamanda Antalya’nın tanınmış fastfood restoranlarından biri haline geldiğini, davalı …’in müvekkilinin markalarının tanınmışlığından yararlanarak …’de müvekkili markalarının bir şubesi gibi algılanacak şekilde faaliyet göstermesinin öğrenilmesi üzerine kendisine karşı dava açıldığını, bu davanın derdest olduğunu, davalının marka başvurusunda yer alan “…” ibaresinin markada esaslı etkiye sahip olmadığını, davalı başvurusunun müvekkili markası ile aynı ve ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, müvekkili markasının tanınmışlığından haksız yararlanacağını, davalı yanın kötü niyetli olduğunu ileri sürerek….sayılı YİDK kararının iptaline, marka tescil başvurusunun reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet marka arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, “… Tostunun” Balıkesir’in … ilçesinden tüm Türkiye’ye yayılan bir … çeşidi olduğunu, davacının, müvekkilinin faaliyet gösterdiği … ve Aydın’da şubesi bulunmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu, davacının markalarından müvekkili davalının marka başvurusuna yönelik yapılan itiraz üzerine bilgi sahibi olunduğunu ve dükkanda yer alan tabela, iç dekorasyon gibi unsurlarda değişiklik yapıldığını, davacının dilekçesinde yer alan kararların somut olaya uygun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… Tostunun” Balıkesir’in meşhur lezzetlerinden biri olup bir tür yiyecek adı olduğu, bu ibarenin sadece bir kişinin tekeline verilemeyeceği, davacının bir kısım markaları ile davalının dava konusu marka başvurusunun kırmızı zemin üzerine yazılı olmasının da markaları benzer kılmak için yeterli olmadığı, zira sadece renklerin ayniyetinin somut olayda ortalama tüketicinin markaları karıştırması için yeterli bulunmadığı, davalının dava konusu marka başvurusunda yer alan “Dünyası” ibaresinin, davalının marka başvurusunu davacının markalarından ayırt edebilecek düzeyde olduğu, bütün bu hususlar çerçevesinde dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı, aynı Kanun’un 6/5 maddesi koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu başvuru ile müvekkili markası arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, davalı …’in, müvekkili markasının ününün farkında olduğunu ve müvekkil ile franchise sözleşmesi için görüşme yaptığını, ancak anlaşmaya varamayınca müvekkili logosunda küçük değişiklikler yaparak farklı bir marka yaratmış gibi görünerek kendi markası için tescil talebinde bulunduğunu, bu hususun mahkemece değerlendirilmediğini, ayrıca davalının fiili kullanımının da müvekkili markası ile aynı olduğunu, davalının kötü niyetli olarak başvuru yaptığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ile marka tescil başvurusunun reddi istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “… …” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira taraf markalarında ortak olarak yer alan “… …” ibaresinin bir … çeşidinin adı olduğu ve herkesin kullanımına açık bu ibarenin kimsenin tekeline verilemeyeceği, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28.05.2015 tarih,…Karar sayılı kararının da aynı yönde olduğu, bu itibarla taraf markalarında “… …” ibaresinin ortak olarak yer almasının iltibasa yol açmayacağı, bunun dışındaki unsurlar yönünden ise taraf markaları arasında bir benzerlik olmadığından, markalar arasında iltibas tehlikesi olduğunun söylenemeyeceği, eldeki davanın YİDK kararının iptali istemine ilişkin olması nedeniyle davalı gerçek kişinin fiili kullanımının bu davanın konusu olmadığı, davalının markasını tescilli olduğu biçiminden farklı kullanması halinde davacının her zaman yasal yollara başvurmasının tabii bulunduğu, davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip