Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1574 E. 2021/861 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/06/2019 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” asıl unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, …. kod numarasını alan ve 35. sınıf hizmetler yönünden ilan edilen başvuruya, müvekkilince yapılan itirazın, önce Markalar Dairesi Başkanlığı, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, “…” markalı ürünlerin, Türkiye’de en çok satılan spor ürünleri olduğunu, bu markanın … nezdinde de tanınmış marka olarak tescil edildiğini, “…” markasının alt bilinç düzeyindeki tüketici nezdinde bile müvekkiline ait markaların serisi olarak değerlendirileceğini, “…” markasının 25. ve 35. sınıflarda tescil edilmek istenmesinin müvekkillerinin tanınmışlığından yararlanma amaçlı ve kötü niyetli olduğunu, davalı Şirket eyleminin müvekkili firmanın markalarına tecavüz oluşturmakla birlikte TTK hükümleri gereğince de haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, YİDK’in…sayılı kararının iptaline, … sayılı “…” ibareli marka başvurusunun tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacı yanın açtığı davada hukuki yararının bulunmadığını, zira dava açıldığında henüz müvekkiline ait tescil edilmiş bir markanın bulunmadığını, başvurunun reddi durumunda davanın konusuz kalacağını, SMK’nın 6. maddesi kapsamında markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, … başvuru numaralı davalı başvurusu ile itiraza ve davaya mesnet davacı şirket markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunmadığı, ….başvuru numaralı davalı markasının, davacının….tescil numaralı tanınmış markası ile benzer olmadığı, bu nedenle 6769 sayılı SMK’nun 6/5 maddesinin uygulanması şartlarının oluşmadığı, davalı başvurusunun kötü niyetli olarak yapıldığına dair bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” markasının tanınmış marka olduğundan tüm sınıflarda korunmasının gerektiğini, müvekkili markaları ile dava konusu başvuru arasında benzerlik bulunduğunu ve aksi yöndeki mahkeme kararının yerinde bulunmadığını, davalının tescil talebinin, müvekkili markasının tanınmışlığından yararlanma amaçlı ve kötü niyetli olduğunu, dava konusu başvurunun da iltibas sureti ile oluşturulduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ve “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin katıldığı, taraf marka işaretleri arasında benzerlik görülmediğinden, davacı markalarının tanınmış olmalarının da başvurunun reddini gerektirmeyeceği, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığının ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip