Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1567 E. 2021/851 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/06/2019 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili vakıf üniversitesinin “…” ve “… …” esas unsurlu markalarına yatırım yaparak ayırt edicilik kazandırdığını, davalının…” markasının tescili için başvuru yaptığını, yayına 556 sayılı KHK’nın 7/1-b, c, 8/1-b, 8/4, 35, 42. maddelerine dayalı yaptıkları itirazlarının, … YİDK’nın 22/01/2018 tarih ve … sayılı kararı ile haksız şekilde nihai olarak reddine karar verildiğini, dava konusu marka başvurusunun davacının ana iştigal alanını kapsar şekilde kötü niyetle yapıldığını, davalının tedaviye yönelik bir tıbbi faaliyetinin bulunmadığını, hastanesinin, sağlık merkezinin, doktorluk faaliyetinin olmadığını, tescili talep edilen 44. sınıf hizmetlerin, davacının 41. sınıf hizmetlerinin devamı niteliğinde olduğunu, davalının kullanmadığı 41. sınıf hizmetlerin iptal edilmesi sebebiyle bu hizmetlerle bağlantılı 44. sınıf hizmetlerindeki başvurusunun da reddedilmesinin gerektiğini, dava konusu markaların benzer olduğunu ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkilinin 35 yıldır sağlık sektöründe faaliyet gösteren 17 şube, yaklaşık 450 kişilik kadrosu ile Türkiye’nin önde gelen tahlil laboratuvarlarından birisi olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli seri markalarının ülkemizde 20 yılı aşkın bir süredir korunduğunu, yoğun kullanım ve pazarlama faaliyetleri neticesinde, başta sağlık hizmetleri olmak üzere eğitim, seminer, konferans ve yayıncılık gibi hizmetler bakımından yüksek derecede bilinirliğe sahip bulunduğunu, müvekkilinin 2014 yılının ikinci yarısında davacının “… …” ibareli marka kullanımlarından haber olduğunu, bunun üzerine ihtarname keşide edilerek tüm mütecaviz kullanımlara son verilmesinin istendiğini, ancak davacının gönderdiği ihtarname ile marka tecavüzü ve haksız rekabeti kabul etmediğini, ardından 177751 sayılı markanın iptali için dava ikame ettiğini, bunun üzerine davacı kullanımlarına karşı tecavüz ve haksız rekabet davası açıldığını, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından, davacının “… … …” markasının ve …” alan adlı internet sitesinde yer alan sağlık hizmetleri bakımından kullanımlarının tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğine karar verildiğini, ancak davacının marka başvurularına devam ettiğini, bunlardan …. sayılı “… …” marka başvurularının reddine ilişkin ikame ettiği Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ndeki davaların reddine karar verildiğini, buna rağmen davacının marka başvurusu yapmaya devam ettiğini, bu yaklaşımın açıkça kötüniyetli olduğunu, “…” markalarının tescilli ve gerçek hak sahibinin davalı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalı markasının 42 ve 44. sınıf hizmetlerde tescili istenirken, davacı markalarının 09, 16 ve 41. sınıf mal ve hizmetleri kapsadığı, eğitim öğretim hizmetleri kapsamında kalan, fakülteler vasıtasıyla verilen tıp eğitimi hizmetlerinin, hastane ve sağlık kuruluşları tarafından sunulan tıbbi hizmetler ile benzer olduğunun söylenemeyeceği, dolayısıyla dava konusu markaların emtia sınıflarının farklı olduğu, her ne kadar dava konusu markalar arasında işaretsel benzerlik var ise de somut olayda emtia benzerliği koşulu gerçekleşmediğinden, dava konusu markalar arasında 556 sayılı KHK m. 8/1-b benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davacının tanınmışlık iddiası bakımından delil sunmadığı anlaşılmakla inceleme yapılamadığı, davacının kötüniyet iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin kanunla kurulduğunu, dolayısıyla üniversitenin isminin kanunla belirlendiğini, müvekkili üniversitenin kurulmasına dair hükmün, hem 6769 sayılı SMK hem de 556 sayılı KHK karşısında özel hüküm niteliğinde olup, dava konusu itiraz edilen markanın bu nedenle de reddine karar verilmesinin gerektiğini, bunun yanı sıra davalı yan adına tescil başvurusu yapılan “…” esas unsurlu markanın, müvekkili şirket markaları ile aynı/benzer hizmetlerde kullanıldığını, bu nedenle özel kanunla kurulan müvekkil üniversitenin işbu marka müracaatına ilişkin itirazları doğrultusunda, 42 ve 44. sınıfta reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin “…” ibareli markasının kullanılmadığının tespit edildiğini, bu nedenle İstanbul 2. FSHHM…. Karar sayılı dosyasında, davalı şirketin 41. sınıftaki markasının iptaline karar verildiğini, davalı şirketin markasını sadece 44. sınıfta yer alan “laboratuvar hizmetlerinde” kullandığını, buna karşılık davaya konu marka için 42. ve 44. sınıflarda yer alan hizmetlerde başvuru yaptığını, “…” unsuruna müvekkili tarafından ayırt edicilik nitelik kazandırıldığını, bu durumun davaya konu markayı müvekkil markasıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer kıldığını, davalı yana ait “…” esas unsurlu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, tarafların markalarının yazılış, okunuş, telaffuz bakımından ayniyet taşıdığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davalının marka tescil başvurusunun kapsamındaki 42 ve 44. sınıf hizmetlerle davacının itiraza mesnet markalarının kapsamında yer alan 09, 16 ve 41. sınıf mal ve hizmetlerin benzer kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu durum karşısında her ne kadar taraf markaları arasında ibareler yönünden bir benzerlik var ise de, somut olayda emtia benzerliği koşulunun gerçekleşmediğinden, dava konusu markalar arasında 556 sayılı KHK m. 8/1-b benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davacının itiraza mesnet markalarının tanınmış olduğu ve davalının marka tescil başvurusunda kötü niyetli bulunduğu iddialarını kanıtlayacak nitelikte bir delil sunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip