Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1552 E. 2021/859 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/02/2019 tarih ve…. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, müvekkilleri adına “…” ibareli tescilli markaların bulunduğunu, bu markaların tanınmışlık düzeyine ulaştıklarını, davalı gerçek kişinin ise … sayılı “… en doğal süt ürünleri+şekil” ibareli marka başvurusu yaptığını, müvekkillerince bu başvuruya yapılan itirazların davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkillerine ait markalar ile dava konusu başvuru arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, başvuru konusu ibarenin başında yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, başvurudaki vurgunun “…” ibaresi üzerinde toplandığını, tescili halinde dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markalarından biri olarak algılanacağını, marka kapsamlarının da örtüştüğünü, müvekkillerine ait markaların tanınmış marka olduklarını ve 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca başvurunun tescilinin mümkün olmadığını, öte yandan müvekkilinin ticaret unvanı nedeni ile de başvurunun reddinin gerektiğini, davalının “…” ibaresini tercih etmesinin kötü niyetini gösterdiğini ileri sürerek, … sayılı kararının iptaline, davalıya ait…sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkini ile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacıların itirazlarına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili başvurusu ile davacıların itirazlarına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, tanınmışlık nedenine dayalı iddiaların da yerinde olmadığını, müvekkilinin kötü niyetli bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 29. ve 30. sınıf mallarla bu malların satışına özgü mağazacılık hizmetleri yönünden 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesine göre ek bir inceleme yapılmasının gerekli olmadığı, aynı KHK’nın 8/4 maddesi yönünden yapılan incelemede, davacı markalarının tanınmışlığını ispata yönelik yeterli delil sunulmadığını ve bu haliyle davacı markalarının tanınmışlıklarının ispat olunamadığı, ayrıca bir an için tanınmışlığın ispat olunduğu kabul edilse dahi, davacı markalarının tanınmış olduğu iddia edilen gıda sektörü ile 35/01-04. sınıfta yer alan hizmetler arasında bir yakınlık olmadığı, bu hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının oluşmayacağı, davalı başvurusunun kötü niyetli olarak yapıldığına ilişkin bir delilin mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne,….sayılı kararının 29, 30. sınıfta yer alan malların tamamı ile 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için et balık kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri kuru bakliyat hazır çorbalar bulyonlar zeytin zeytin ezmeleri süt ve süt ürünleri tereyağ dahil yenilebilir bitkisel yağlar kurutulmuş konservelenmiş dondurulmuş bişirilmiş tütsülenmiş salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler salçalar kuruyemişler fındık ve fıstık ezmeleri tahin yumurtalar yumurta tozları patates cipsleri kahve kakao kahve veya kakao esaslı içecekler çikolata esaslı içecekler makarnalar mantılar erişteler pasatacılık ve fırıncılık mamülleri tatlılar bal arı sütü propolis yiyecekler için çeşni lezzet vericiler vanilya baharatlar domates sosları dahil olmak üzere soslar mayalar kabartma tozları her türlü un irmikler nişastalar toz şeker kesme şeker pudra şekeri çaylar buzlu çaylar şekerlemeler çikolatalar bisküviler krakerler gofretler sakızlar dondurmalar yenilebilir buzlar tuz hububat (tahıl) ve mamulleri pekmez mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” yönünden iptaline, davalı şirket adına tescilli… sayılı markanın aynı mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, zira “…” ibaresinin lor peyniri, çökelek anlamlarına geldiğini, bilirkişi raporundaki karşı görüşün de müvekkilinin haklılığını gösterdiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kısmen kabule ilişkin kısmının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … … vekili, Yargıtay’ın kararlık kazanmış içtihatlarına göre ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu, davacı şirketlerin itirazlarında ve dava dilekçesinde belirttiği markaların, görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel, genel görünüm ölçütleri ve bütün olarak benzer markalar olmaması sebebi ile markalar arasında karıştırılma, ilişkilendirilme veya tanınmışlık nedeniyle ilişkilerdirilme olasılığının kesinlikle mümkün olmadığını, davacı şirketler ile müvekkilinin faaliyet alanlarının farklı olduğunu, müvekkili başvurusunun kötü niyetli olmadığını, müvekkili başvurusu kapsamında yer alan 35. sınıf hizmetlerin davacıların markalarının kapsamlarında yer almadığı gibi birbirleriyle yakından bağlantılı da olmadıklarını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” asıl unsurlu dava konusu başvuru ile davacıların itirazlarına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel ve işitsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, her ne kadar ibareler arasında kavramsal bir farklılık varsa da marka işaretleri arasındaki yüksek düzeyli görsel ve işitsel benzerlik dikkate alındığında, bu farklılığın başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, öte yandan “…” ibaresinin yöresel olarak lor peyniri, çökelek anlamlarına geldiği savunulmuş ise de ibarenin bu anlamı ülkemizde yaygın olarak bilinmediği gibi esasen bu durumun somut uyuşmazlık açısından bir öneminin de bulunmadığı, zira somut uyuşmazlıkta korunan ibarenin “…” ibaresi değil “…” ibaresi olduğu, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilen mal ve hizmetler yönünden emtia benzerliğine ilişkin koşulun da gerçekleştiği, iltibas değerlendirmesinde tarafların fiili faaliyet alanlarının değil, marka kapsamlarının dikkate alınması gerektiğinden, bu yöne ilişkin istinaf itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … vekili ile … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … ile … alınması gereken 59,30’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı taraflarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar … ile … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip