Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1532 E. 2021/828 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2019
NUMARASI : …..

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/09/2019 tarih ve….. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin……. sayılı “…” ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı …’e başvuruda bulunduğunu…. kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 35.sınıftaki bir kısım emtianın çıkartılarak kalan emtia yönünden tescil işlemlerinin devamına karar verildiğini, oysa davalı markasının hiçbir ayırıcı vasfı, baskın unsuru, orijinal niteliği bulunmadığını ve davalı yanın dava konusu markanın bu sınıfları için tescilinde hiçbir üstün hakkının olmadığını, davalı başvurusunun müvekkili markası ile aynı ve ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, başvurunun tescili halinde müvekkili markasının tanınmışlığından haksız yararlanacağını, davalı yanın kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, ….. sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde tüm sınıflar yönünden markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacının itiraza mesnet olarak gösterdiği markanın aynı ibareden oluştuğunu, ancak dava konusu markanın ve itiraza gerekçe markanın kapsadıkları mal ve hizmtler bakımından tam bir uyuşmanın olmadığını, bu bakımdan YİDK tarafından verilmiş olan kısmi kabul kararının yerinde olduğunu, davacının tanınmışlık iddialarının isabetli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket, süresi içinde davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davaya konu ….. sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacının ……. sayılı “…” markalarının ayniyete varan benzerlik olmakla birlikte dava konusu başvuru kapsamında kalan ……. sınıf mal ve hizmetler ile davacının….. sayılı markasının kapsamındaki 18,20,28. sınıf mallar arasında benzerlik olmadığı, bu nedenle anılan mal ve hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nun 6/1 maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunmadığı, davacının 6/3 anlamında eskiye dayalı kullanım, 6/5 anlamında tanınmışlık ve 6/9 anlamında kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece denetime elverişliliği bulunmayan bilirkişi raporu göz önünde bulundurularak karar verildiğini, davalı yan tarafından tescili talep edilen başvurunun, müvekkili şirket markasının esaslı unsurlarının tamamını ihtiva ettiğini, müvekkil markasının tüm unsurlarını içerecek şekilde benzer telaffuz ile aynı ve benzer mal/hizmetler yönünden tescil için başvurusunun yapıldığını, bu şekli ile “…” markasının tescil edilmesi durumunda tüketiciler nezdinde bu marka ile müvekkil yan markasının karıştırılmasının kaçınılmaz olduğunu, bu hususun da davalı yana müvekkili tanınmışlığından kaynaklı bir avantaj sağlayacağını, aynı zamanda “…” markası ile kötü verilecek hizmetler ile kötü üretilebilecek ürünler nedeni ile de müvekkilinin marka ve işletmesinin zarara uğrayacağını, her ne kadar taraf markalarının mal ve hizmet sınıfları bakımından uyuşmadıkları iddia edilebilecek olsa da söz konusu sınıfların yol gösterici nitelikte oldukları, kesin bir kanaate varmak için yeterli olmadıklarını, davalının müvekkili markasının bilinirliğinden yararlanma gayreti içerisinde olduğunu, dolayısıyla başvurunun kötü niyetli yapıldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetlerle davacının itirazına mesnet markanın kapsamında kalan mallar arasında benzerlik olmadığı, emtia benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmediğinden, 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi koşullarının somut olayda bulunmadığı, davacının itirazına mesnet markanın tanınmış olduğu ve dava konusu başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığı iddialarının ise ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2021

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.