Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1529 E. 2021/790 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2019
NUMARASI :…
….

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/03/2019 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin … ibareli markasını 03, 05, 10, 29, 42, 44 sınıflarda 28.12.2012 tarihinden itibaren adına tescil ettirdiğini, davalı firma tarafından yapılan … ibareli dava konusu başvuruya müvekkillerinin … ibareli markaları gerekçe gösterilerek yapılan itirazın YİDK’nın …sayılı kararı ile reddedildiğini, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalı firmanın başvuruda bulunduğu markanın müvekkili markasına benzerliği nedeniyle davalının haksız kazanç sağlama saikiyle hareket ettiğini, her iki markanın kullanıldığı ilacın etken maddesinin … olduğunu ve ayrıca her iki ilacın da pediatrik soğul algınlığı için kullanıldığını, davaya konu marka ile müvekkilinin … ibareli markasının görsel, anlamsal ve fonetik olarak iltibas yaratacak şekilde benzer olduğunu ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptaline ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, davacı tarafın … markası ile müvekkilinin … markası arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, markalarda yer alan tek ortak ibarenin “…” ibaresi olduğu ve bu ibarenin her iki markanın emtia listesinde olan ilaçların etken maddesi olan “…” maddesinin ön eki olduğunu, “…” ibaresinin tanımlayıcı bir ibare olması dolayısıyla ayırt ediciliğinin olmadığını ve geriye kalan … ve … ibarelerinin karıştırılma ihtimali yaratmayacak ölçüde birbirinden farklı olduğunu, dava konusu markaların ilaç markası olması dolayısıyla eczacı ve doktorlardan oluşan bilinçli tüketici kitlesine hitap ettiğini ve bu tüketici kitlesi bakımından yeterli ayırt ediciliğin bulunduğu, davacı markasının “…” ve “…” ibarelerinin birleşmesinden oluştuğunu, “…” ibaresinin etken madde ve “…” ibaresinin ilaç markalarında yaygın kullanımı bulunması nedeniyle davacı markasının zayıf marka olduğunu, markaların düşük seviyede ayırt edici olan “…” ibaresini paylaştığından karıştırılma ihtimali değerlendirilmesinde örtüşmeyen bileşenlerin benzerlikleri/farklılıklarının ve ayırt ediciliklerinin ele alınması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, markalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği bulunmadığını, taraf markalarının muhatabının doktor, veteriner hekim ve eczacılar olduğu göz önünde bulundurulduğunda iltibas ihtimalinin konusunda uzman bu kişiler tarafından değerlendirileceğini, markalarda ortak unsurun “…” ibaresinin ilaç etken maddesi olması nedeniyle ayırt ediciliği olmayan bir ibare olduğunu, bir kişinin kullanımına hasredilemeyeceği gibi herhangi bir ayırt ediciliğinin de bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu marka başvurusunun 05. Sınıf “insan sağlığı için ilaçlar” emtiası bakımından aynı olduğu, dolayısıyla taraf markaları kapsamındaki mallar yönünden 8/1-b maddesi uyarınca benzer oldukları, her iki taraf markasında da markaları oluşturan harflerden …. harflerinin aynı dizilimle yer aldığı görülmekle birlikte kalan harfler yönünden kısmen (o harfi dışındaki harfler) farklılaşma yaşandığı ve bunun yanı sıra markaların son hecelerinin farklı olduğu, “…” ibaresinin “…” ilaç etken maddesinden türetildiği ve “…” ibaresinin Türkçe güçlü anlamına gelen İtalyanca “…” kelimesinin kısaltması olduğu, “…” ibaresinin ilaç markalarında güçlendirilmiş etki anlamını veren, ilacın içerdiği etkin maddenin aynı ilacın mevcut ise diğer versiyonlarından veya piyasada var olan benzer ilaçlardan daha güçlü olduğunu belirten bir ek olarak yaygın kullanıldığı, davalı tarafın ‘…’ ibareli markasının “…” ve “…” ibarelerinin birleşmesinden oluştuğu, bu markada da “…” ibaresinin yine … ilaç etken maddesinden türetildiği, “…” ibaresinin ise Türkçe “soğuk algınlığı” anlamına gelen İngilizce bir sözcük olduğu, sağlık sektöründe bu ibarenin de yaygın kullanımının bulunduğu, bu bağlamda taraf markalarının aynı etken maddeden üretildiği ortak algısının ötesinde bütünsel bakış açısıyla farklı anlamlar taşıdıkları, taraf markalarında ortak olarak yer alan 05. Sınıftaki emtia grubunun hitap ettiği tüketici kitlesinin, diğer tüm mal ve hizmet sınıflarından daha farklı bir tüketici kitlesi olduğunun doktrin ve yargı kararları çerçevesinde kabul edilmesi nedeniyle benzerlik ve karıştırılma ihtimaline ilişkin tespitlerin 05. Sınıf hizmetlerin özel tüketici grubu dikkate alınarak yapılması gerektiği, dava konusu sayılı … sayılı “…” ibareli marka başvurusunun davacı yana ait … markası arasında, 05. Sınıfta yer alan “İnsan sağlığı için ilaçlar” emtiaları yönünden, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin … markasının tescilli bulunduğunu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bilirkişi raporunun kendi içinde çelişkili olduğunu, hedef kitlenin doktor ve eczacı olduğuna ilişkin tespitin yerinde olmadığını, başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, müvekkilinin markasının bilinirliğinin bulunduğunu ve bunun incelenmediğini, doktor ve eczacılar arasında karışıklığa yol açacağını, bu ilaçların reçetesiz satıldığını ve alıcıların ortalama tüketici olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvurusuna konu … ibaresi ile davacının itirazına mesnet … ibareli markası arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunmadığı, zira her iki markada ortak bulunan “…” ibaresinin “…” ilaç etken maddesinden türetilmiş olması nedeni ile karşılaştırmada dikkate alınamayacağı, … ve … ibarelerinin de markalar arasındaki farklılaştırmayı yeterli oranda sağladığı, taraf markalarının aynı etken maddeden üretildiği ortak algısının ötesinde bütünsel bakış açısıyla farklı anlamlar taşıdıkları anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 28/05/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip