Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1513 E. 2021/700 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2019
NUMARASI :….

….
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/03/2019 tarih ve ….K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, müvekkillerinin tanınmış … markasının yanısıra 29. sınıfta tescilli….sayılı “… …” ibareli markaların sahibi olduğunu, bu markalarla “tek kullanımlık ürün” anlayışının vurgulanmaya çalışıldığını, davalının 07.03.2016 tarihli…. sayılı “… … … + şekil” ibareli marka başvurusuna itirazlarının Markalar Dairesince ve takiben YİDK tarafından reddedildiğini, YİDK’nın 11.07.2014 tarih ve… sayılı kararında … … ibaresinin 2009-2013 yılları arasında kullanım, reklam ve tanıtımla ayırtedici hale geldiğinin kabul edildiğini, … … … ve … … … markalarının ayıredilemeyecek derecede benzer olduğunu, aynı emtia için tescilinin istendiğini, davalı şirket markasının davacı markasının tanınmışlığından haksız menfaat temin edeceğini, pekçok marka seçme olasılığına sahip davalının başvurusunun kötüniyete dayandığını, “… … …” ibareli başvuruya ilişkin Ankara 3. FSHHM’nin E…. sayılı Kararında “başvurunun davacının … … markasını hatırlatabileceği, seri marka algısına kapılabileceği” gerekçeleriyle 29. sınıfa konu emtia bakımından hükümsüzlük kararı verildiğini, yine “AL …” ibareli marka başvurusuna ilişkin olarak Ankara 1.FSHHM….E. sayılı karar iptal ve hükümsüzlük davasına sunulan bilirkişi raporunu doğrultusunda taraf markalarının karıştırılabilecekleri hükmüne varıldığını ileri sürerek … sayılı YİDK kararının iptali ile tescil edilmiş olması halinde… sayılı “… … …+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “şekil+… … …” ibareli marka başvurusu ile davacının “… …”, “… … …” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mal/hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davalının “şekil+… … …” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacıya ait “… …”, “… … …” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, taraf marka işaretleri benzemediğinden 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı, davacı tarafın önceye dayalı kullanım hak iddiası kanıtlanmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesindeki koşulların oluşmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki tanınmışlık iddiası açısından ise taraf marka işaretleri benzemediği gibi davalının marka başvurusunda davacı tarafın tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceğinin kanıtlanmadığı, başvuru ibaresi üzerinde davacı tarafın sınai ve fikri mülkiyet hak iddiası da kanıtlanmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesindeki koşulların oluşmadığı, başvuru ibaresinin davalı tarafça kötü niyetli yapıldığının da kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, bilirkişi raporuna ilişkin itirazların değerlendirilmediğini, müvekkillerinin “… …” ibaresini uzun yıllardır kullandığını, ilgili ibarenin ayırt edici unsur haline gelmesininin sağlandığını, ürünün tek kullanımlık olarak üretilmesinin, aynı zamanda müvekkili şirketlerin bir üretim ve pazarlama stratejisi olarak değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili şirketlerin seri marka oluşturma çabası ve uzun yıllardır bu gaye ile marka oluşturması ve iş bu markaların tüketici tarafından tercih edilmesi gibi nedenlerle, tüketicinin müvekkili şirketlere ait olduğunu düşünebileceği dava konusu markayı tercih etmesi durumunda, davalı şirketin haksız yarar sağlayacağını, dava dışı bir şirket tarafından tescil talebinde bulunulan “… al …” markasına ilişkin olarak verilen kararlarda, müvekkillerinin markaları ile dava konusu “… al …” markasının benzer olduğu ve iltibas tehlikesinin söz konusu olduğunun açıkça ortaya konulduğunu, tescil başvurusu kapsamındaki mal ve hizmetlerin müvekkillerinin tanınmış markalarının tescilli olduğu sınıflara dahil mal ve hizmetler ile ilişkinlendirilebilme veya bağlantılandırma olasılığının bulunduğunu, Kurum kararlarının çelişkili olduğunu, kötüniyet olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının “şekil+… … …” ibareli marka başvurusu ile davacının “… …”, “… … …” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında bir benzerlik bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki tanınmışlık iddiası açısından da, tarafların marka işaretleri arasında iltibas olmadığı gibi, davalının marka başvurusunda davacı tarafın tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceğinin, itibarına zarar verebileceğinin veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceğinin dosya kapsamına göre kanıtlanmadığı, davalının başvurusunun kötü niyetli yapıldığının hususunun da ispat edilemediği anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 20/05/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip