Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1510 E. 2021/808 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/06/2019 tarih ve …K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 12.01.2007 tarihli sözleşme ile üstlenilen ….olarak, davalıya verilmiş olan 248.400-TL tutarlı 08.09.2009 tarih ve ….nolu kesin teminat mektubunun, taahhüt edilen hurda nakliye işinin bitirilmiş ve davalıya “İlişiksiz Belgesi” ibraz edilmiş ve davalı kurumca “İş Bitirme Belgesi” verilmiş olmasına rağmen, bu güne kadar iade edilmediğinden müvekkilince fazladan devre komisyonları ödendiğini, müvekkilinin teminat mektubunun kontrgarantisi olarak Banka lehine tahsis edilmiş olan ipoteklerin fekkindeki gecikme nedeniyle ortaya çıkan teminat zaafiyetinden dolayı da zarara uğradığını ileri sürerek, teminat mektubunun iadesine ilişkin yasal şartların tamamlandığı 08.09.2008 ilişiksiz belgesinin ibrazı tarihinden bugüne kadar davalı idarenin haksız ve keyfi muamelesi nedeniyle uğratılmış oldukları zararlarının belirlenmesini ve tazminini talep ve dava etmiş, 26/02/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 32.602,50 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, sözleşme süresi içerisinde taşınması gereken hurdaların nakliyesi sırasında davacı firma çalışanlarından, dava dışı… vefat etmesi üzerine, mirasçılarının Ankara 5. İş Mahkemesi nezdinde açtıkları maddi ve manevi tazminat davasının halen devam etmekte olduğunu, Ankara 5. İş Mahkemesinde görülen tazminat davasının bu dava ile ilişkili olduğundan sonucunun beklenilmesinin gerektiğini, sözleşmenin 19, 20.3, 11.4.1 maddesi hükümleri gereğince anılan dava kesin olarak sonuçlanmadığından 248.400,00 TL tutarlı teminat mektubunun iade edilmediğini, müvekkili Kurum tarafından yapılacak tüm ödemelerin davacının hak edişinden, yetmediği takdirde teminat mektubundan tahsil etme hakkının, hukuka ve hakkaniyete uygun olduğunu, teminat mektubunun iadesinin koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraflar arasındaki sözleşmenin 11.4, 19. maddelerinde, açıkça iş kazalarından doğacak her türlü zarar ve ziyandan yüklenici davacının sorumlu olduğunun düzenlendiği, dolayısıyla teminat mektubunun iadesi için yüklenicinin bu iş nedeniyle davalı idareye herhangi bir borcunun olmadığının tespit edilmesinin gerektiği, ancak hizmet sözleşmesi kapsamında davacı şirket çalışanı dava dışı …’ın nakliye işi sırasında öldüğü ve mirasçıları tarafından davalı kurum aleyhine Ankara 5. İş Mahkemesinde tazminat davası açıldığı, davanın henüz kesinleşmediği, Yargıtay’ın anılan dava dosyasında verdiği bozma kararında gerekçe olarak, ceza yargılaması raporunda, diğer kişilerle birlikte MKEK şantiye şefi …’un da kusurlu olduğu ve … hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olmasının gözetilmemesinin doğru olmadığı hususunun yer aldığı, bozmanın niteliği de gözetildiğinde davalı kurumun da tazminat davası nedeni ile sorumluluğunun doğabileceği, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine göre kaza nedeni ile doğabilecek tazminat taleplerinden davacı yüklenicinin sorumlu olduğu, teminat mektubunun da bu sorumluluğun ve sözleşmenin teminatı olduğu, sözleşmeye göre teminat mektubunun iadesinin şartları için davacının idareye herhangi bir borcunun olmamasının gerektiği, sonuçta teminat mektubunun iadesi şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 12.01.2007 tarihli sözleşme ile üstlenilen hurda malzemelerin taşınması işinin 31.12.2009 tarihinde bitirilmiş olduğuna dair “İşi Bitirme Belgesinin” davalı Kurumca müvekkiline verildiğini, işçilerin SGK.’na prim borcu olmadığına dair “İlişiksiz Belgesinin” davalı Kuruma gönderildiğini, dolayısıyla sözleşmenin 11. maddesi uyarınca teminat mektubunun iadesine ilişkin şartların gerçekleştiğini, davalının 01.02.2016 tarihli yazısında bu durumun müvekkiline bildirildiğini, açık ikrar niteliğindeki bu yazıda bildirilen “İlişiksiz Belgesinin”, anılan yazıdan çok daha önce, 08.09.2008 tarihinde davalı Kuruma gönderildiğini, sözleşmenin hiçbir hükmünde, açılacak davaların teminat mektubunun iade edilmemesi gerekçesi olarak yer almadığını, Dairemizin emsal bir olayda tarafları ve konusu aynı olan Ankara 14. ATM.’nin …. K. sayılı kararına ilişkin istinaf incelemesi sonucunda verdiği kararının da bu yönde olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve taraflar arasındaki sözleşmenin 19. maddesi uyarınca, yükleme sırasında meydana gelecek tüm kazalardan davacı yüklenicinin sorumlu bulunduğu, 20.3. maddesi uyarınca, işçilere bu nedenle ödenecek tazminatın da yükleniciye ait olduğu, yine sözleşmenin 11.4.1. maddesinde, yüklenicinin taahhüdünü sözleşmeye uygun olarak yerine getirdiği ve bu işten dolayı idarece herhangi bir borcun olmadığı tespit edildikten sonra, SSK İlişiksiz Belgesinin İdareye verilmesinin ardından, kesin teminatın tamamıyla yükleniciye iade edileceğinin düzenlendiği, dolayısıyla teminat mektubunun iadesi için yüklenicinin bu iş nedeniyle davalı İdareye herhangi bir borcunun olmadığının tespit edilmesinin gerektiği, ancak somut uyuşmazlıkta davacı şirket çalışanı dava dışı …’ın nakliye işi sırasında öldüğü ve mirasçıları tarafından davalı Kurum aleyhine Ankara 5. İş Mahkemesinde tazminat davası açıldığı, davanın henüz kesinleşmediği, Yargıtay’ın anılan dava dosyasında verdiği bozma kararında gerekçe olarak, ceza yargılaması raporunda, diğer kişilerle birlikte davalı Kurumun şantiye şefi …’un da kusurlu bulunduğu ve … hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olmasının gözetilmemesinin doğru olmadığı hususunun yer aldığı, bozmanın niteliği de gözetildiğinde, davalı Kurumun da tazminat davası nedeni ile sorumluluğunun doğabileceği, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine göre kaza nedeni ile doğabilecek tazminat taleplerinden davacı yüklenicinin sorumlu bulunduğu, teminat mektubunun da bu sorumluluğun ve sözleşmenin teminatı olduğu, sözleşmeye göre teminat mektubunun iadesi için davacının idareye herhangi bir borcunun olmamasının gerektiği, dolayısıyla somut uyuşmazlıkta teminat mektubunun iadesi şartlarının oluşmadığı, davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği Dairemize ait 23.11.2017 tarih ve …. K. sayılı uyuşmazlık konusu olayda ise davalının, sözleşme kapsamında sunulan taşıma hizmeti sırasında, taşınan malzemenin değiştiği ve bu konuda taşımayı gerçekleştirilen kişiler hakkında devam eden ceza davasının bulunduğu gerekçesiyle teminat mektubunu iade etmediği, bu olay sebebiyle açılan ceza davasında ise delil yetersizliğinden sanıkların beraatlarına karar verildiği ve bu kararın onanarak kesinleştiği, ayrıca somut olaya ilişkin ceza dosyasında, taşınan kabloların değiştirildiği yönünde bir tespitin yer almadığı, aksine kararda, “eşyayı satan İstanbul’daki … ambar görevlilerince eşyanın aynı eşya olduğunun beyan edildiği, suça konu eşyanın taşındığı kamyonun üzerindeki çadırın ve mühürlerin de boşaltma anında mevcut olduğu” şeklindeki tespitlere yer verildiği, dolayısıyla anılan davada davacı tarafça sözleşme ile üstlenilen edimin ifa edildiğinden, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde bildirdiği Dairemiz kararının, işbu dava konusu olay yönünden emsal teşkil etmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/06/2021 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip