Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabetin Tespiti, Maddi ve Manevi Tazminat
Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/04/2019 tarih ve ….K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalının, müvekkili şirkette 30.11.2001 tarihinde çalışmaya başladığını, bu tarihten önce su arıtma sektöründe hiçbir teknik bilgisi olmadığını, müvekkili şirkette çalışmaya başladıktan sonra müvekkili şirketten aldığı teorik ve uygulamalı eğitim sayesinde su arıtma iş kolunda bilgi ve deneyim sahibi olduğunu, müvekkili şirkete işi bırakacağına dair önceden herhangi bir bildirimde bulunmadan ve müvekkilinin aracı ile bir haftalık kurban bayramı tatili yaptıktan sonra 22.11.2010 tarihinde müvekkiline ailevi gerekçeler ile işten ayrılmak istediğini söyleyerek, müvekkiline önceki yıllardan olan borcunu ödemeden, sebebiyet verdiği maddi hasarlı zararları karşılamadan, işi gereği üzerinde gözüken müvekkili şirkete ait nakit paranın hesabını ve müvekkil şirket adına müvekkil şirket müşterisinden tahsil ettiği parayı vermeden, işi gereği kendisine verilen müvekkil şirket servis müşteri listesini, müvekkil şirket teknik servis formlarını, işveren üretimi cihazlar kullanım – bakım – tamir ve montaj kılavuzlarını ve bu cihazlardaki ekipmanların kullanım bakım ve tamir kılavuzlarını ve benzeri belgeleri de iade etmeden iş yerini terk ettiğini, işten ayrıldıktan hemen sonra da … … unvanı ile firma kurarak müvekkili şirketle aynı iş kolunda faaliyet göstermeye başladığını, müvekkili şirketin yirmi beş yılı aşkın zamandır su arıtma ve diyaliz suyu arıtımı konusunda faaliyet gösterdiğini, birçok özel ve tüzel kamu kurumlarına, devlet ve üniversite hastanelerine ve bu hastanelerin diyaliz merkezlerine değişik kullanım amaçlı su arıtma cihaz ve sistemleriyle, bunların yedek parça ve sarf malzemelerini verdiğini, son iki yıldır davalının kendine yeni potansiyel müşteri bulmak yerine, ağırlıklı olarak müvekkili şirketten edindiği belge, eğitim, müşteri ve bu müşterilerine verdiği fiyat bilgilerini, müvekkili şirket aleyhine kullanarak haksız rekabete neden olacak faaliyetlerde bulunduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin maddi ve manevi zarara uğradığını, davalının rekabet yasağına aykırı davranışı sonucu müvekkili şirketin uğramış olduğu maddi ve manevi zararların tazmini ve devam eden haksız rekabetin men’i için dava açmak zorunda kalındığını, müvekkili şirketin yoksun kaldığı gelir ve davalının haksız elde ettiği gelirin belirlenebilmesi için davalının mali kayıtları ile ihale ve doğrudan alım suretiyle yaptığı satışlara ilişkin kayıtların mahkeme tarafından resen istenerek incelenmesi gerektiğini, yine davalının işten ayrıldığı tarihten beri müvekkili şirketten edindiği her türlü bilgi ve deneyimi aleyhte kullanarak haksız rekabet fiillerini gerçekleştirdiğini, davalının müvekkili şirketin fikri ve sınai haklarını ihlal ederek müvekkili şirketin halen kullandığı teknik servis formu ile nerdeyse birebir aynı olan servis formu yaptırarak teknik servis form düzenini kopyaladığını, müvekkili şirketten aldığı teknik eğitimi gösterir sertifikayı müvekkili şirketin yıllardır iş yaptığı müşterilerine 2011 yılında verdiği fiyat teklifleri ekinde vererek müvekkili şirketin aleyhine kendi çıkarları için kullandığını, davalının lıaksız rekabet eylemini gerçekleştirirken müvekkili şirketin müşterilerine müvekkili şirket hakkında yanıltıcı bilgiler verdiğini, müvekkili şirketin uğradığı maddi zararın yanı sıra davalının müvekkili şirketin müşterilerine şirket hakkında yalan ve yanıltıcı beyanlarda bulunmuş olması nedeniyle müvekkili şirketin iş ve itibar kaybı yaşadığını ileri sürerek, haksız rekabetin men’ine, 2.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 03.09.2001 tarihinden 24.11.2010 tarihine kadar davacı şirkette teknik sorumlu olarak çalıştığını, müvekkilinin 24.11.2010 tarihli ihtarname ile iş sözleşmesini feshettiğini, işçilik alacaklarının tahsili istemiyle alacak davası açtığını, yargılama sonunda mahkeme tarafından müvekkilinin davasının kabulüne karar verildiğini, davacı şirket ile müvekkili arasında herhangi bir rekabet yasağı sözleşmesi ya da yazılı bir taahhüt bulunmadığından müvekkilinin iş akdinin feshinden sonra aynı alanda da olsa ticari faaliyete girişmesinin davacı şirkete herhangi bir hak vermeyeceğini, müvekkilinin işçi ehliyet ve deneyimlerini her zaman kullanma hakkına sahip olduğunu, müvekkilinin kullandığı hiçbir formda ya da belgede davacı şirketin ismi ya da benzeri bir ifade geçmediği gibi isim logo ya da sair benzerlik bulunmadığını, iş akdinin sona ermesinin alınan sertifikayı geçersiz kılamayacağını, müvekkilinin su arıtma hususunda hizmet verebilmek için … Hizmet Yeterlilik Belgesi sertifikası aldığını, Hizmet Yeterlilik Sertifikasının firmanın adı kısmında … … – … yazıldığını, dolayısıyla davacı şirket ile herhangi bir benzerlik ya da bağ bulunmadığını, müvekkilinin davacı şirketin müşteri bilgilerini kullanmadığını, davacı şirketin satışlarının düşmesinin müvekkili ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, kamu kurumlarının davacı şirketten teklif alıp almamasının müvekkili ile herhangi bir ilgisinin olmadığını savunarak, davanın reddine istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı şirket nezdinde çalışan davalının, davacı şirketteki iş akdini feshederek 24/11/2010 tarihinde işten ayrıldığı, 2011 yılında kurduğu işletmesi ile davacının faaliyet gösterdiği alanda faaliyet göstermesinin haksız rekabet teşkil etmediği, bunun dışında TTK’nun 54. ve 55. maddelerinde düzenlenen haksız rekabetin oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davalının, müvekkilinden edindiği bilgi ve deneyimi sayesinde işverenden ayrılır ayrılmaz müvekkili ile aynı iş kolunda, kendi adına … … … adındaki şahıs şirketi ile faaliyete başladığını ve işten ayrıldığı tarihten beri işverenden edindiği her türlü bilgi ve deneyimi, işveren aleyhine kullanarak haksız rekabet fiillerini gerçekleştirdiğini, teknik servis formunu müvekkilinden kopyaladığını, dava konusu davalı eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda iddialarının gerektiği gibi incelenmediğini ve değerlendirilmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, haksız rekabetin meni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraflar arasında rekabet yasağına ilişkin bir sözleşmenin düzenlenmediği, bu itibarla uyuşmazlığın TTK’nın 54. vd. maddelerinde düzenlenen haksız rekabet hükümlerine göre çözümlenmesinin gerektiği, ilk derece mahkemesince de benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, dosya kapsamında davalının haksız rekabete yol açan bir eyleminin ispat edilemediği, tek başına davacının satışlarının düşmesinin de haksız rekabetin varlığını göstermeyeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2021
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…