Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1482 E. 2021/799 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1482
KARAR NO : 2021/799
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2019
NUMARASI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/07/2019 tarih ve …..E. -…….K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında 06/03/2006 tarihinde “….. Sözleşmesi” imzalandığını, müvekkili kurumun 02/10/2012 tarihli yazı ile davalıya deney ücretine ilişkin 01/10/2012 tarihli fatura bedelini 15 gün içinde ödemesinin bildirildiğini, ancak davalının bakiye 7.705 TL fatura bedelini ödemediğini, alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara 24. İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı dosyasında başlatıkları icra takibine davalının borcun ödendiği iddiasıyla itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız bulunduğunu, ödemeye ilişkin belge sunulmadığını ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı ve hakdüşürücü süre itirazında bulunarak müvekkilinin 2008 yılında 2009 yılında geçerli olmak üzere ……. markalı akülerin Yurt Dışı Belgelendirmesi kapsamında TSE Uygunluk Belgesi alınması amacıyla davacı kuruma müracaat ettiğini, kurum içi prosedürlerin tamamlanması sonrasında davacı kurum tarafından belirlenen toplam belgelendirme bedelinin davacının hesabına yatırıldığını ve davacı tarafından düzenlenen TSE Uygunluk Belgesinin müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin test ücretleri dahil olmak üzere davacı kurum tarafından düzenlenen fatura bedellerini ödediğini, ancak 4 sene sonra davacı kurum tarafından 02/10/2012 tarihinde gönderilen yazı ile ……. seri no’lu 22.705 TL bedelli faturanın kurum hesabına yatırılmasını talep edildiğini söz konusu faturanın mükerrer düzenlendiğinden bahisle iptal edilmesi hususunun karşı tarafa bildirildiğini, akabinde de 31/10/2012 tarihli yazı ile faturaya konu ücretin peşin ödendiği aynı işlem için 4 yıl sonra tekrar ücretlendirme yapılmasının hukuken ve TSE’nin Teamülleri bakımından tutarlı olmadığı ayrıca müvekkiline işlem sırasında ve sonrasında buna ilişkin bilgilendirme yapılmadığı belirtilerek faturanın iade edildiğini savunarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı tarafça icra takibine konu edilen 01/10/2012 tarihli faturanın 2009 yılında verilen hizmete ilişkin olduğunun iddia edildiği, davalı tarafça da söz konusu faturanın mükerer düzenlendiği ve 2009 yılında iş bedelinin ödendiğinin savunulduğu, her ne kadar davalı tarafından faturanın mükerer olduğunun ispatı gerekir ise de, davacı tarafından sunulan 12/08/2009 tarihli yazıda, iş bedelinin 2009 tarihinde fatura edildiği ve sözleşme öncesinde iş bedelinin ödenmesi gerektiği zorunluluğunun belirtildiği, taraflar arasında sözleşme yapıldığı, buna göre davacı tarafından 2012 yılında yeniden fatura düzenlenmesi sebebinin kanıtlanamadığı, davacının 2009 yılında gönderdiği ve bedel ödenmeden sözleşme yapılmayacağı belirtilen faturadan sonra sözleşme yapılmasına göre, ikinci kez gönderilen faturaya istinaden alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; mahkemece müvekkili Kurum tarafından maktu olarak gönderilen 12/08/2009 tarihli yazıdaki çelişkilerin delil olarak değerlendirilmesinin yerinde olmadığı, zira taraflar arasındaki sözleşme 06/03/2006 tarihli olup icra takibine konu edilen 2009 tarihli faturanın 3 yıl önce sözleşme yapılırken ödenmiş olmasının mümkün bulunmadığını, yine mahkemece de ispat yükünün mükerrer fatura düzenlediğini iddia eden davalı tarafta olduğu kabul edilmesine rağmen bu kabulü hilafına karar verildiğini, davalının ödeme savunmasını ispatlaması gerektiği, ticari teamüller gereği müvekkili Kurum tarafından düzenlenen faturanın açık fatura olarak işlem görmesinin de ödenmediğine karine teşkil ettiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE :1-Dava, taraflar arasındaki “…………. Sözleşmesi” uyarınca davacı Kurum tarafından davalı adına deney ücretine ilişkin olarak düzenlenen fatura tutarından bakiye kalan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
18/10/2018 dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6769 sayılı SMK.’nın 156. maddesi uyarınca, “Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir. Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince; fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye ceza mahkemesince bakılır.”
Somut olayda da; davacının taraflar arasındaki marka kullanma sözleşmesine dayanmış bulunmasına göre bu konudaki delillerin takdirinin ihtisas mahkemesine ait olacağı kuşkusuzdur. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2006/2500- 2007/6194 E/K, 2016/5599-2017/3243 E/K, 2015/1462-2016/1410 E/K sayılı ilamı da aynı yöndendir. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup görev kuralları kamu düzenine ilişkindir ve temyiz dahil yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınır. İhtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesine girişilerek yazılı şeklide hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu durumda, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiş, anılan maddenin (a) bendinde açıkça, bölge adliye mahkemesince dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan karar verilebileceği düzenlendiğinden HMK’nın 360. maddesinin atfı ile aynı Kanunun 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın dosyanın görevli Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
2-İstinaf kararının neden ve şekline göre, davacılar vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/07/2019 tarih ve….. E. – ….. K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
3-Kararın bir örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-İstinaf kararının neden ve şekline göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
5-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 28/05/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır