Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2018
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali ve Marka Tescili
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/09/2018 tarih ve…. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “… … … …+şekil” ibaresini 35. Ve 43. sınıfta tescili için yaptığı marka başvurusuna davalı şirketin …. sayılı “… …+….”, “… … ….” ibareli markalarına dayalı olarak yaptığı itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen kabul edilerek başvurularının bir kısım hizmetler bakımından kısmen reddine karar verildiğini, bu karara yaptıkları itirazın YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa taraf markalarının benzer olmayıp, iltibas tehlikesinin bulunmadığını, zira dava konusu başvuruda yer alan asıl unsurun “… …” ibaresi olduğu gibi dava konusu başvurunun müvekkili adına tescilli “… …” ibareli markalarının serisi nitelliğinde bulunduğunu ileri sürerek YİDK’nın …. sayılı iptali ile dava konusu markanın reddedilen 35. ve 43. Sınıf yönünden de tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; taraf markalarında yer alan asıl unsurun “… …” ibaresi olup , markaların benzer bulunduğunu, dava konusu markanın davacının önceki marklarının serisi niteliğinde kabul edilemeyeceğini, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili; müvekkiline ait markalardaki asıl unsurun “… …” ibaresi olduğunu ve markayı yaygın ve etkin şekilde kullandıklarını, Türkiye’de 24 şubelerinin bulunduğunu, dava konusu marka ile müvekkili markaları arasında iltibas tehlikesinin olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka kapsamından çıkarılan hizmetler ile redde mesnet davalı şirkete ait markalar kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin aynı/benzer bulunduğu, taraf markalarının asıl unsularının … …/… … ibarelerinden oluşması nedeniyle marka işaretleri arasında yüksek düzeyde benzerlik bulunduğu, bu itibarla taraf markaları arasında ,dava konusu marka kapsamından çıkarılan hizmetler bakımından iltibas riskinin olduğu, “… …” ibaresini içeren marka tasviri olmasa da yeme içme hizmetleri, …, çikolata, tatlı gibi emtia için yapılacak işin niteliğiyle ilgili dolaylı bir mesaj verdiği için ayırt ediciliği nispeten düşük kabul edilse bile önceki markanın ayırt ediciliğinin karışıklık riskinde dikkate alınacak faktörlerden birisi olduğu ve somut olaydaki gibi benzerlik seviyesi çok yüksek olan taraf markaları arasındaki iltibas riskini önlemeyeceği, davacının müktesep hak iddiasının ispatlayamadığı gibi önceki tescilli markalarının da dava konusu markadan farklı olduğu, dava konusu YİDK kararının yerinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, dava konusu başvuruda yer alan asıl unsurun “… … “ibaresi olduğu gibi dava konusu başvurunun müvekkili adına tescilli “… …” ibareli markalarının serisi niteliğinde bulunduğunu , öte yandan müvekkili markasındaki asıl unsurun “… …” olduğu kabul edilse dahi redde mesnet markalardan anlamsal olarak farklı olduğunu, ayrıca “…” ibaresinin kimsenin tekeline verilemeyeceğini, … kültürünün ortalamanın üstü bir tüketici kitlesine hitap ettiğini ileri sürerek ilk derce mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali ve marka tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… … … … ” ibareli başvuru ile redde mesnet “… …” asıl unsurlu markalar arasında başvuru kapsamından çıkarılan 35. ve 43. sınıfta yer hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira dava konusu markada ön planda yer alan “… …” ibaresinin asıl unsur olarak yer aldığı ve markada yer alan diğer ibare ve şekil unsurunun dava konusu markayı redde mesnet markalardan farklılaştırmaya yetmediği, dava konusu başvuruda asıl unsur olarak ye alan “… …” ibaresinin davacının önceki markalarında yer almaması nedeniyle davacının başvuru üzerinde müktesep hakkı bulunmadığı gibi dava konusu başvurunun önceki marklarının serisi olarak kabul edilemeyeceği, öte yandan taraf markaları arasında iltibasa neden olan benzerliğin “…” ibaresinin değil “… …” ibaresinin asıl unsur olarak yer almasından kaynaklanması nedeniyle dava konusu başvurunun redde mesnet markaları nedeniyle 35. ve 43 sınıfta yer alan bir kısım hizmetler yönünden reddinin “…” ibaresinin bir kişinin tekeline verildiği sonucunu doğurmayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 20/05/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/05/2021
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…