Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1475 E. 2021/795 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Başvurusunun Reddi

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/03/2019 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi asıl davada davacı ve birleşen davada davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda, müvekkilin… sayılı kararının iptalini ve dava konusu marka başvurusunun tescili istenen tüm sınıflarda reddini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu marka başvurusunun dava dışı…. tarafından yapıldığını ve markanın 09.03.2018 tarihli devir işlemi ile …’ya devredildiğini, davada başvuru sahibine de husumetin yöneltilmesinin usulen zorunlu olduğunu, HMK 59 ve 60.maddelere riayet edilmeksizin açılan davanın usulden reddi gerektiğini, diğer taraftan markalar arasında iltibas tehlikesi bulunmadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … davaya süresinde cevap vermemiş, davalı vekili yargılama sırasında sunduğu beyan dilekçelerinde davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada diğer davalı , davaya cevap vermemiştir

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka kapsamında yer alan bir kısım mal ve hizmetler ile davacının itirazına mesnet markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler aynı/ aynı tür olsa da “….” ibareli dava konusu marka ile davacının itirazına mesnet “….” ibareli markaları arasında görsel, işitsel, anlamsal olarak farklılıklar olması ve bu farklılıkların ilk bakışta fark edilebilecek düzeyde bulunması karşısında iltibas tehlikesine yol açacak derecede benzerlik olmadığı, bu nedenle tanınmışlık, haksız rekabet gerekçelerine dayalı itirazların da yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Asıl ve birleşen davada davacı vekili, tarafların markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu, davalı … aleyhine “….” ibareli başka bir marka nedeniyle açılan davada mahkemece alınan bilirkişi raporunda markaların benzer olduğunun bildirildiğini, bu raporun iş bu dava dosyasına sunulmasına ve her iki dava dosyasında da bilirkişi heyetinde yer alan bilirkişilerden birisinin aynı olmasına rağmen mahkemece bu hususlar gözetilmeden ve çelişki giderilmeksizin karar verildiğini, itirazlarına mesnet markalarında yer alan “….” ibaresinin ….” anlamlarına geldiğini, dava konusu markada yer alan T ve W harflerinin bükülmüş ve burkulmuş görünümlerinin markalar arasındaki benzerliği arttırdığını, mahkemece ve görüşüne başvurulan bilirkişilerce seri marka itirazlarının nazara alınmadığını, müvekkilinin itirazına mesnet markaları tanınmış olduğundan dava konusu başvurunun SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddeleri uyarınca da reddi gerektiğini, davalı …’nun … sayılı marka başvurusu yaptığını, daha sonra aynı ibareli dava konusu …. sayılı marka başvurusunu müdürü olduğu davalı şirket aracılığıyla yapıp sonradan dava konusu markayı devraldığını, bu durumun açık bir şekilde kötü niyet göstergesi olduğunu ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, YİDK kararının iptali ve marka başvurusunun reddi istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının markalarının “….” esas ve ayırt edici unsurlu olduğu, davalının marka tescil başvurusunun konusu olan işaretin ise “…” ibareli bulunduğu, kırmızı, sarı , yeşil, mavi renkte, özel bir yazım şekli ile kompozisyon edilmiş harflerden oluştuğu, SMK’nın 6/1 maddesi anlamında her iki işaret arasında , asıl ve ayırt edici unsurları itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama alıcıları iltibasa düşürebilecek derecede benzerlik bulunmadığı, bu nedenle de davacının tanınmışlık ve kötü niyet iddialarına dayalı itirazlarının işbu davada sonuca bir etkisinin olmadığı gibi dava dilekçesinde kötü niyet iddiasının da ileri sürülmediği, bir ibarenin sadece birkaç sessiz harfinin benzer olmasının, o ibarenin diğer ibare ile benzer sayılması için yeterli bulunmadığı, Yargıtay 11. HD.’nin “…” ibaresi ile “….” ibaresini benzer bulmayan 21.05.2013 tarih ve … K. sayılı kararının da bu yönde olduğu, taraf teşkilinin sağlanması amacıyla açılan ve işbu dava dosyası ile birleştirilen Ankara 3. FSHHM’nin… Esas sayılı dava dosyasında; husumetin, dava konusu marka başvurusunu, birleşen dava tarihinden önce davalı …’ya devreden davalı şirkete yönetilmesi ve birleşen davada davalı … vekille temsil olunmasına ve dava reddedilmesine rağmen anılan davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi yerinde değilse de bu hususta birleşen davada davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulmadığından yapılan yanlışlığın kararın kaldırılmasını gerektirmediği, öte yandan asıl ve birleşen dava birbirinden bağımsız olup mahkemece her bir dava bakımından ayrı ayrı hüküm kurulması gerekmesine rağmen bu husus gözden kaçırılarak “….” şeklinde hüküm tesisi edilmesinin, birleşen davanın taraf teşkilinin sağlanması bakımından açılması ve mahkemece asıl ve birleşen dava bakımından ayrı ayrı karar ve ilam harcına hükmedilmesi karşısında sonuca etkili bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, asıl ve birleşen davada davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin asıl ve birleşen davada davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin asıl ve birleşen davada davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 28/05/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip