Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1472 E. 2021/1010 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/06/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/06/2019 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin….. ibareli tanınmış markanın sahibi olduğun gibi “…” ibaresini uzun yıllardır tescilsiz olarak kullandığını, davalı şirketin müvekkilinin markaları ile benzer olan “… …” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa müvekkilinin tescilli markasında yer alana asli unsur ile dava konusu markada yer alan asli unsurun aynı olduğunu, taraf marka kapsamlarındaki emtialarında aynı tür ve benzer bulunduğunu, SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının gerçekleştiğini, diğer yandan müvekkilinin “…” ibaresini markasal olarak uzun yıllardır kullandığını, aynı Kanunun 6/3 maddesi uyarınca da dava konusu marka başvurusunun reddi gerektiğini somut olayda SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların da gerçekleştiğini, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek…. sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; taraf markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, davacının tanınmışlık ve kötüniyet iddialarının da ispatlanamadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf marka işaretlerinin benzer olmadığını, müvekkilinin ticaret ünvanında yer alan “…” ibaresini marka olarak seçmesinin hayatın olağan akışına uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında ; dava konusu marka kapsamında 24. Sınıfta yer alan “Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler.” emtiası bakımında benzerlik bulunsa da marka işaretleri benzer olmadığından SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas tehlikesinin bulunmadığı, aynı Kanun’un 6/5 maddesindeki koşulların oluştuğu ispat edilmediği gibi taraf marka işaretleri benzer olmadığından tanınmışlık iddiasının sonuca da etkili bulunmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; dava konusu marka ile müvekkili adına tescilli…. sayılı markanın iltibas düzeyinde benzer olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz incelmeye dayalı ve denetime elverişsiz bulunduğunu,müvekkilinin itirazına mesnet markasında yer alan “…” ibaresinin çatı markası olduğunu, taraf markalarında yer alan “…” ibaresinin her iki markada da asli unsur olarak yer aldığını, bu durumun iltibasa neden olacağını, müvekkilinin “…” ibareli markasının tanınmış olduğunu, somut olaya SMK’nın 6/5 koşullarının da bulunduğunu, davalının müvekkilinin tanınmış markasından haberdar olmadığı söylenemeyeceğinden kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinde; davalı şirketin “… …” ibaresini, 23, 24 ve 26. sınıfta yer alan emtiada tescili için yaptığı…. sayılı marka başvurusuna, davacı şirketin … sayılı “…” ibareli markasına dayalı olarak SMK’nın 6/1,6/3,6/5,6/9 maddeleri uyarınca yaptığı itirazının Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından davacının itirazına mesnet markasının hükümden düştüğü ve itirazlarının yerinde bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, davacının aynı iddialarla bu karara karşı yaptığı itirazında YİDK’ın …. sayılı kararı ile reddedildiği, davanın 2 aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının , davalının marka başvurusununa itirazın reddine dair Markalar Dairesi Başkanlığı kararında davacının itirazına mesnet markasının hükümden düştüğü belirtilmesine karşın dava konusu YİDK kararında bu yönde bir tespite yer verilmeksizin taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığı ve diğer itirazlarının da yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı itirazlarının reddine karar verildiği , mahkemece de bu hususta bir araştırma yapılmadığını anlaşılması üzerine, Dairemizce davalı Kurum’dan davacının itirazına mesnet …. sayılı markasının işlem dosyası istenilmiş, gelen müzekkere cevabından, davacının ….. sayılı marka için 18/09/2012 tarihinde başvuru yaptığı, şekli inceleme aşamasında eksikliklerin ve noksan evrakların bulunduğunun tespit edildiği, tescil ücretinin eksik olduğu ve tamamlanması gerektiğine ilişkin yazının davacı başvurucu adına vekiline 03/10/2013 tarihinde tebliğ edildiği, ancak 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulamasına Dair Yönetmeliğin 12. maddesi gereğince belirtilen eksikliğin 2 ay içinde tamamlanması nedeniyle başvurunun iptal edildiği, işlemden kaldırıldığı, marka başvurusunun iptal tarihinin 03.12.2013 olduğu hususlarının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacının itirazına mesnet markasının başvuru tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK’nın 81/2. maddesi uyarınca, bir markanın tescil edilmesi ile ilgili işlemler için ödenmesi gereken ücretin bu KHK’da belirtilen süreler içinde ödenmemesi halinde marka başvurusu geri çekilmiş kabul edilir. Başvurunun geri çekilmesi halinde de marka hakkı hiç doğmamış sayılır. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin … Karar sayılı ilamında da aynı tespitlere yer verilmiştir.
O halde; 17/04/2017 tarihinde yapılan dava konusu başvuru tarihinde dahi hüküm ifade etmeyen davacının itirazına mesnet …. sayılı markasının SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas değerlendirmesinde dikkate alınması mümkün değildir. Buna rağmen mahkemece aksi yönde kabul ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, davacı taraf hem davalı Kurum nezdindeki itirazlarında hemde dava dilekçesinde SMK’nın 6/3 maddesi uyarınca dava konusu ibare üzerinde öncelik hakkı bulunduğunu iddia etmişse de ve mahkemece bu iddia bakımından hiç bir inceleme yapılmamışsa da davacının bu yöne ilişkin olarak istinaf itirazında bulunmadığından Dairemizce bu hususta inceleme yapılması mümkün görülmemiştir.
Ayrıca, dava konusu başvurunun kötüniyetli olduğu da ispatlanamadığından mahkemenin bu yöndeki kabulü Dairemizce de yerinde görülerek davacının kötüniyet iddiasına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla ; mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile taraf markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi davacı şirket, kayyımlık görevi TMSF tarafından yürütülen şirketlerden olduğundan ve 690 sayılı KHK.’nın 73/6. maddesi uyarınca açtığı işbu davada harçtan muaf bulunmasına rağmen mahkemece davacı aleyhine karar ve ilam harcı hükmedilmesi de doğru olmamış, davacı tarafça harç yönünden istinaf itirazında bulunulmasa da kamu düzeninden olan bu husus Dairemizce res’en ele alınmış, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/06/2019 gün ve …. K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Davanın REDDİNE,
3-Davacı şirket, kayyımlık görevi TMSF tarafından yürütülen şirketlerden olduğundan ve 690 sayılı KHK.’nın 73/6. maddesi uyarınca açtığı işbu davada harçtan muaf bulunduğundan, davacıdan karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı şirket harçtan muaf olduğundan davacı tarafından, dava açılış aşamasında yatırılan 31, 40 TL başvuru harcının ve 93,93 TL nispi harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, ancak istinaf eden davacı aleyhine hüküm kurulamayacağından, ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre tayin ve tespit olunan 3.931,00 TL maktu vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
9-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/07/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/07/2021

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.