Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/06/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : FSEK’na Dayalı Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi, Telif Ücreti ve Manevi Tazminat
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/06/2019 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin halen … İletişim Fakültesinde yardımcı doçent unvanı ile görev yaptığını, … Meslek Yüksek Okulunda öğretim görevlisi olarak çalıştığı sırada 2009-2013 akademik öğretim yılında çok sayıda dersi yürüttüğünü, ders materyali olarak kullanılmak üzere sekiz adet kitap yazdığını, bu eserlerin müvekkili tarafından Aralık-2010 tarihi itibariyle teslim edildiğini, o tarihten itibaren eserlerin birkaç kez basıldığını, telif ücretinin büyük bölümünün ödenmediğini, halen izinsiz olarak baskısının sürdürüldüğünü, böylece eserler üzerindeki mali ve manevi haklarının sürekli ihlal edildiğini, ayrıca bu eserlerin 40 ya da 70 sayfalık özetlerinin internet ortamında yayımlanmak suretiyle de telif hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek, adı geçen ders kitaplarının çoğaltılıp yayılmasının men’ine, yayılmış nüshaların toplatılıp imhasına ve tecavüzün ref’ine, FSEK 68/1 maddesi gereğince belirlenecek telif ücretinin 3 katı oranında tazminat olarak şimdilik 1.000,00 TL.’nin ve FSEK 70. maddesine göre de 10.000.00 TL manevi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.06.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile telif tazminatı talebini 24.004,50 TL’na yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının … programları kapsamında 2009, 2010 ve 2011 yıllarında olmak üzere Temel Bankacılık Bilgileri, Davranış Bilimleri ve İletişim, Halkla İlişkiler, Kültürler Arası İletişim, Risk Yönetimi ve Hasar, Dış Ticaret İşlemleri, Banka İşlemleri ve Uygulaması adlı ders kitaplarını hazırladığını ve bu dersleri uzaktan öğretim yöntemiyle işlediğini, 2009-2010 döneminde uzaktan eğitim programında ders veren öğretim elemanlarına yazarlık ücreti, vize ve final sorusu hazırlama ücreti, on-line ders ücreti, yüz yüze eğitim ders ücreti ve sınavda aldıkları görev nedeniyle ödemeler yapıldığını, böylece 2011-2012 öğretim yılına kadar 2547 SK.’nun 58. maddesine göre Döner Sermaye İşletmelerinin Kurulmasında Uyulacak Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümleri gereğince ödemelerin katkı payı olarak gerçekleştirildiğini, 6111 SK.’nın 172. maddesi ile değişik 2547 SK.’nın 46. maddesinin (i) bendi uyarınca, 2011-2012 eğitim öğretim döneminden itibaren uzaktan eğitim faaliyetlerinden elde edilen gelirin üniversite öz bütçesine gelir olarak kaydedildiğini, ders ücretlerinin ödenmesine ilişkin okullara yetki verilmesine karşın, müvekkili üniversiteye yetki verilmediğini, Üniversite Yönetim Kurulunun 26/11/2013 tarih ve …. sayılı kararı ile 01/01/2012 tarihinden itibaren yayımlanan kitaplar için telif ödemesinin yapılmasına karar verildiğini, davacı öğretim görevlisinin hazırladığı eserlerin 2009-2010-2011 yıllarını kapsadığı için kendisine telif ücreti ödenmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının …bölümünde yardımcı doçent olarak çalışan bir akademisyen olup, 2009-2010 eğitim yılından itibaren … … Meslek Yüksek Okulunda öğretim görevlisi olarak çalıştığı, bu çalışma sırasında da bazı derslerin yürütücülüğünü üstlendiği, bu derslerin ders materyali olarak kullanılmak üzere 8 adet kitap yazdığı ve telif ücreti karşılığı Aralık 2010’da teslim edildiği, FSEK.’nun 48. maddesi uyarınca telif ücreti karşılığında bu kitaplar üzerindeki mali hakların davalı tarafa devredildiği, ancak telif ücretinin ne kadar olması gerektiği, ne zaman ve nasıl ödeneceği hususlarının davacı tarafça ispatlanamadığı, … Müdürlüğünün 19.10.2012 tarihli 718 sayılı yazısı ile 24.000,00 TL telif ücretinin davacı …’e ödeneceğinin bildirildiği, yani davacının 19.10.2012 tarihi itibariyle en az 24.000,00 TL telif ücreti alacağı olduğunun, bizzat davalı tarafın bu yazısıyla sabit bulunduğu, davacı tarafın sunduğu deliller ile bu miktardan daha fazla telif ücreti alacağı olduğunun ispatlanamadığı, davalı tarafın da davacının hak ettiği telif ücretinin tamamının ödendiğini iddia etmiş ise de, 19.10.2012 tarihli yazıdan sonra telif ücreti adı altında yaptığı ödemeye ilişkin herhangi bir kayıt sunamadığı, burada eser sahibinin manevi ve maddi haklarının ihlalinin değil, aralarında yaptıkları sözleşme uyarınca ödenmeyen telif ücreti alacağının söz konusu olduğu, bu nedenle eser sahibi olan davacının mali ve manevi haklarının ihlali dolayısıyla hak kazandığı telif tazminatının ve manevi tazminatın söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 24.000,00 TL telif ücretinin 19.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, manevi tazminat ve fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu kitapların…. Uzaktan Eğitim Yayınları tarafından basıldığı için basım sayısının ve kaç adet basım yapıldığının tespitinin mümkün olmadığını, izinsiz basımların halen sürdüğünü, mahkemenin kabulünün aksine taraflar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığını, somut olayda rıza göstermek suretiyle işin kabul edildiği söylenebilirse de, mahkemenin müvekkilinin örtülü rıza beyanı ve işin yerine getirilmesi nedeniyle telif ücretinin mali hakların tamamıyla devri ücreti olarak kabulünün FSEK’in 48 vd. maddelerine aykırı olduğunu, buradaki telif ücretinin mali hakların belli bir süreyle kullanımına özgü bir telif ücreti olduğunu, telif ücreti hesabı yapılırken de müvekkili tarafından … Meslek Yüksek Okuluna yazılan 17.11.2011 tarihli yazıda, sayfa ücreti üzerinden o tarih itibariyle 87.693,00 TL alacağının olduğunun belirtildiğinin dikkate alınmayıp, mahkemece bu konuda görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda, dayanağı anlaşılamayan formülle hesaplama yapıldığını, 8 ders kitabı için 27.000,00 TL telif ücreti alacağının hayatın olağan akışına ters olduğunu, varsayımsal sözleşmenin süresiz olduğunun kabul edilemeyeceğine göre, varsayımsal sözleşmenin müvekkilinin davalı üniversitede çalışmasının sona ermesiyle bittiğini, müvekkilinin davalı üniversite ile ilişiğinin kesilmesinden sonra kitapların basımına ve satışına devam edilebilmesi için müvekkilinden izin alınmasının gerektiğini, böyle bir durumun olmadığı halde müvekkilinin mali haklarının ihlal edilmediğinin kabul edilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece ek basım ve satışa dair yeterli araştırmanın yapılmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilince davacıya yazılan 19.10.2012 tarihli yazıya dayanılarak 24.000,00 TL telif ücreti alacağının bulunduğuna hükmedilmiş ise de aynı yazıda davacıya 3.433,12 TL tutarında telif ücretinin ödendiğinin de açıkça belirtildiğini, bu konuda düzenlenen makbuzun da dosyaya sunulduğunu, davacıya 13.681,00 TL.’nın da döner sermaye gelirlerinden ödendiğinin, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda bildirildiğini, 3.433,12 TL tutarındaki telif ücreti ödemesinin davacının da kabulünde olduğunu, davacıya Mayıs 2011 tarihine kadar olan ödemelerin 2547 SK.’nın 58. maddesine göre öğretim tasarımı, katkı payı, yazarlık vb. isimlerle, bu tarihten sonraki ödemelerin ise 6111 SK.’nın 171. maddesi ile değişik 2547 SK.’nın 44/e maddesi uyarınca genel bütçe üzerinden yapıldığını, bu doğrultuda davacıya yukarıda belirtilen ödemelerin dışında, 22.423,00 TL ödemenin daha yapıldığını, sonuçta davacının herhangi bir telif alacağının bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, FSEK’e dayalı tecavüzün ref’i, önlenmesi, telif ücreti ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacının işbu davayı açarken dahi yazarı olduğu sekiz adet kitabı Aralık 2010 tarihinde kendi rızası ile yayımlanması için davalıya teslim ettiğini, kitapların birkaç kez basıldığını ve telif ücretinin bir kısmının kendisine ödendiğini bildirdiği, bu durumda mahkemece, davacının FSEK.’nun 48. maddesi uyarınca telif ücreti karşılığında bu kitaplar üzerindeki mali haklarının davalı tarafa devredildiğini, uyuşmazlığın bakiye telif ücretine ilişkin olduğunu, bu nedenlerle de davacının eserlerinin izinsiz yayımlanması halinde söz konusu olabilecek, tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile FSEK’in 68. maddesine dayalı tazminat ve manevi tazminat talebinde bulunamayacağını kabul edilerek, anılan taleplerinin reddedilmesinde bir isabetsizliğin olmadığı, zira taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamasına rağmen, söz konusu yayımların gerçekleştirilmesi ve umuma iletimi hususunda izin verilmesine ilişkin bir sözleşmenin bulunduğunun kabulünün gerektiği, o halde somut uyuşmazlıkta, eserlerin izinsiz kullanımından söz edilemeyeceği, yine davacının talep edebileceği telif ücretinin ne kadar olduğunun ve ne zaman ödeneceği hususlarının ise davacı tarafça ispatlanamadığı, buna karşılık davacının yazdığı dava konusu kitaplara ilişkin kalan telif ücreti alacağını talep etmesi üzerine yapılan araştırma ile davalı tarafça hazırlanan 19.10.2012 tarihli 718 sayılı yazı ile, davacıya yazdığı kitaplar karşılığı hesaplanan 24.000,00 TL telif ücretinin ödeneceğinin bildirildiği, yani davacının 19.10.2012 tarihi itibariyle en az 24.000,00 TL telif ücreti alacağının bulunduğunun, bizzat davalı tarafın bu yazısıyla kabul edildiği, davacı tarafın sunduğu deliller ile bu miktardan daha fazla telif ücreti alacağı bulunduğunun ise ispatlanamadığı, ayrıca mahkemece görüşüne başvurulan 01.11.2018 tarihli ek bilirkişi raporunda da davalı tarafça sunulan Tahakkuk Müzekkerelerinde ve Verile Emirlerinde belirtilen meblağların telif ücreti ile ilgisinin olmadığının, davalının sunduğu belgelere göre davacıya 3.433,12 TL telif bedelinin ödendiğinin kabulü halinde, davacının 24,004,05 TL telif alacağının kalacağının bildirildiği, yine mahkemece görüşüne başvurulan mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 30.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda da davalı Üniversite tarafından dosyaya sunulan belgelerde, davacıya yazarlık adı altında 13.681,00 TL ödendiğine ilişkin herhangi bir kaydın mevcut olmadığının, davacıya yazarlık adı altında sadece 3.433,12 TL’nin ödendiğinin tespit edildiği, mahkemece görüşüne başvurulan 30.07.2018 tarihli bilirkişi incelemesi ile davalının dosyaya sunulan 26.06.2014 ve 19.10.2018 tarihli yazılarından, dava konusu eserlerin davalı tarafından 2012 yılından itibaren çoğaltılmadığı anlaşılmakla, davacı vekili ile davalı tarafın istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı taraf harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/06/2021
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…