Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1446 E. 2021/739 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2018
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/04/2018 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili,müvekkili şirketin …. ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… …” ibaresini marka olarak tescili için yaptığı başvuruya anılan markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu marka ile müvekkilinin itirazına mesnet markaların benzer olduğunu, dava konusu markada yer alan”…..” ibarelerinin tescil edilmek istenen 43. Sınıfta yer alan bir kısım hizmetler bakımından ayırt ediciliği bulunmadığından, dava konusu markada yer alan asli unsurun müvekkilinin itirazına mesnet markasında da yer alan “…” ibaresi olduğunu, bu ibarenin müvekkilin çok tanınmış “…” markası ile özdeşleştiğini, davalı gerçek kişinin müvekkilinin “…” markasının tanınmışlığından faydalanma niyetinde bulunduğunu ileri sürerek…. sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının itirazına mesnet marka kapsamlarında yer alan mal ve hizmetler ile dava konusu marka kapsamında yer alan hizmetlerin farklı olduğu, davacının itirazına mesnet markalarından …. sayılı “….. Değmiş … ibareli marka dışında diğer markaları ile dava konusu marka arasında görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel olarak benzerlik olmadığı, tüketici dikkatinin özellikle kelimenin başlangıç kısmı üzerinde yoğunlaştığı ve kelime markalarının başlangıcındaki farklılıkların, markaların tüketicilerce benzer bulunması ihtimalini azalttığı yönündeki kabul karşısında davacıya ait … markası ile| davalı tarafa ait … şeklindeki markası karşılaştırıldığında, davacı tarafın markasının yalnızca kelime markası olması, markaların yan unsurunun … olması yanında davalı markasının siyah alt fon üzerine …. içinde, kırmızı ……” ibaresinin anne tarafından yapılmış gibi anlamına geldiği ve halk arasında kullanılan bir ifade olduğu bu nedenle ayırt edici özelliğinin de düşük olduğu görüldüğünden taraf markalarının yarattığı toplu kanaat olarak da benzer olmadığı, davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu delillerin tanınmışlığı TPMK tarafından da kabul edilmiş … markasının tanınmışlığını kanıtlamak için yeterli bulunduğu ancak “… …” markasının bütünün tanınmışlığını ispatlamadığı, “… …” markasının tescilli olduğu sınıf, süresi ve reklam faaliyetleri nedeniyle tanınmış olabileceği düşünülebilseydi dahi, davacı markasında kullanılan renkler, resim, yazım şekli ile davalı tarafın kullandığı renk ve yazım şekli karşılaştırıldığında ve “…” cümlesinin ayırt ediciliğinin zayıflığı göz önüne alındığında iltibas tehlikesinden de bahsedilemeyeceği, kaldı ki sunulan belgelerin bir markanın var olabilmesi için gerçekleştirmesi gereken faaliyetlere ilişkin olduğu, bu nedenle markanın tanınmış olduğunu kanıtlamaya yetmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; dava konusu markada yer alan…. ” ibarelerinin anlamları itibariyle ayırt ediciliklerinin bulunmadığını, dava konusu markada asıl unsurun müvekkilin itirazına mesnet markasında da yer alan ve uzun yıllardan bu yana kullanımıyla marka literatürüne kazandırdığı, toplumun her kesimince bilinen “…” ibaresi olduğunu, taraf markaları arasında görsel ve işitsel benzerlik bulunduğunu, mahkemenin taraf markalarının tescil kapsamlarının farklı bulunduğu kabulünün yerinde olmadığını, zira müvekkiline ait ….sayılı markasının 30. Sınıf mallara tescilli bulunduğu gibi diğer marklarının da 05, 09, 30 ve 32. sınıf mallarda tescilli bulunduğunu, dava konusu markanın tescil kapsamında ye alan 43.sınıf “… nin , markalarının tescil kapsamında yer alan ürünlerin yiyecek ve içeçek sektörüne ilişkin oması nedeniyle benzer bulunduğunu, taraf markalarında ortak olarak yer alan… ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olmadığını, bu ibarenin müvekkilinin tanınmış “…” markasına işaret ettiğinden… sayılı marka dışındaki itirazına mesnet markalarının mahkemece değerlendirme dışı tutulmasının yerinde bulunmadığını, somut olayda 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların da oluştuğunu, zira uzun yıllardır piyasada gıda sektöründe üretim yapmakta olan müvekkili şirketin markasıyla aynı/benzer işarete sahip, davalı tarafından başvurusu yapılan “… “…”” ibareli markanın; geçici konaklama hizmetleri, veterinerlik ve hayvancılıkla ilgili hizmetler, bakım hizmetleri gibi sektörlerde hizmet verecek olmasının müvekkili şirkete ait markanın itibarını zedeleyeceğini ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini. ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü
istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davalı gerçek kişinin 06/10/2015 tarihinde, “… ‘ …’ ” ibaresini 43. sınıfta yer alan…… sayılı kararı ile reddine karar verildiği ve davanın 2 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın istinaf dilekçesi de gözetildiğinde, istinaf incelemesine konu uyuşmazlık, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas olup olmadığı, KHK’nın 8/4. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği noktalarında toplanmaktadır.
556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; davacının itirazına mesnet…. ibareli dava konusu marka arasında işaretler bakımından herhangi bir benzerlik bulunmadığı açıktır. Bu nedenle mahkemece iltibas değerlendirilmesinde anılan markaların dikkate alınmamasında isabetsizlik görülmemiştir.
Davacının itirazına mesnet …. sayılı markası ise “… …” ibareli olup dava konusu marka ile “…” ibaresinin ortaklığından kaynaklı benzerlik olduğu anlaşıldığından iltibas değerlendirilmesinin …sayılı marka nazara alınarak yapılması gerekir. Davacının itirazına mesnet anılan markası 30. sınıfta yer alan gıda mallarında tescillidir. Dava konusu markanın tescil edilmek istendiği 43 sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” ile 30. Sınıfta yer alan gıda emtiası yakın ilişki içinde olup, benzerdir. Yargıtay 11. H.D.’nin 04/11/2015 tarih ve .b…. sayılı ilamları da aynı yönde olup aksi yöndeki mahkeme kabulüne iştirak edilmemiştir.
Yine, dava konusu marka başvurusun kapsamında 43. Sınıfta yer alan ” Geçici Konaklama Hizmetleri” de, davacının itirazına mesnet …sayılı markası kapsamında 30. sınfta yer alan gıda emtiası ile ilişkilendirilebilecek niteliktedir. Zira “geçici konaklama hizmetlerinin” kafe ve restoran hizmetlerini de kapsadığı, günü birlik dinlenme yerlerinin açık alanlarının da yiyecek ve içecek tüketen müşterilere hizmet verecek şekilde düzenlendiği, bu benzerliğin Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin çeşitli kararlarında da benimsendiği (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, …. Tarihli.) nazara alındığında Dairemizce uyuşmazlık konusu 43. sınıfta yer alan “geçici konaklama hizmetleri” bakımından da taraf markaları arasında mal ve hizmet benzerliği şartının gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet…sayılı marka işaretlerinin karşılaştırılmasına gelince, yukarıda ifade edildiği üzere taraf markalarında “…” ibaresinin ortak olarak yer almasından kaynaklı benzerlik söz konusudur. İşaretler arasındaki bu benzerliğin, iltibas yaratıp yaratmaycağının her iki markaya konu işaretiin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak yapılan değerlendirmesinde; “… ‘ …’ ” ibareli dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin, davcaının itirazına mesnet markası kapsamında 30. sınıfa mallarla benzer bulunann 43. sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” ve “Geçici Konaklama Hizmetleri” bakımından, hizmetin verildiği yere ve türüne işaret etmesi nedeniyle ayırt ediciliğinin düşük olduğu, buna göre “anne eli değimiş gibi “ibaresinin markada asıl unsur olarak yer aldığı, aynı ibarenin davacının itirazına mesnet markasında da, asli unsur olarak bulunması nedeniyle dava konusu marka ile davacının itirazına mesnet 2008/27654 sayılı markası arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunduğu kabul edilmiş, mahkemenin, görüşüne başvurulan bilirkişi raporu doğrultusunda “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğu kabulü ile taraf markalarının benzer bulunmadığı yönündeki gerekçesine itibar etmek mümkün görülmemiştir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2019 tarihli …. sayılı ilamında da davacının …. sayılı “… …” ibareli markası ile “…” ibareli marka başvurusu benzer kabul edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve… sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, Dairemizce ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiştir.
Diğer taraftan davacının istinaf itirazlarından birisi de , itirazına mesnet markalarının tanınmış olduğu bu nedenle dava konusu başvurunun tescili istenen tüm hizmetler yönünden tescil edilemeyeceğine ilişkindir. Ancak, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, dosyaya sunulan delillerin davacının “…” markasının tanınmışlığına ilişkin olduğu,”…” ibareli markasının, başvuru ve dava tarihi itibariyle tanınmış olduğunun ispat edilemediği anlaşıldığından, somut olayda 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında bir tescil engelinin olmadığı kanaatine varılmış, bu yönden davacı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
O halde somut uyuşmazlık yönünden mahkemece,… sayılı, “… ‘ …’ ” ibareli dava konusu marka ile davacının itirazına mesnet…sayılı, “… …” ibareli markası arasında; dava konusu marka kapsamında 43. sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” ve “Geçici Konaklama Hizmetleri” hizmetleri bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunduğu gerekçesiyle bu hizmetler yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/04/2018 gün ve…K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı … YİDK’nın 19/06/2017 tarihli ve …. sayılı kararının 43. Sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri” yönünden İPTALİNE,
3-Davalı … adına tescilli,… sayılı, “… ‘ …’ ” ibareli markanın 43. sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri” yönünden KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ ile SİCİLDEN TERKİNİNE
4-Fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Kurumuna verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 36,00 TL ilk masraf, 1.800,00 bilirkişi ücreti, 218,00 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 134,20 TL tebligat masrafından oluşan toplam 2.188,20 TL’nin, davanın kabul ve ret oranı göre takdiren 1/2 kabul edilerek, 1.094,10 TL.’sine, 31,40 TL peşin harç tutarı eklenerek toplam 1.125,50 TL.’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
11-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 20/05/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip