Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1436 E. 2021/644 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/07/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin, “…” olarak bilinen dava dışı …’nin Ceo’su ve ortağı olduğunu, müvekkilinin yöneticisi olduğu şirketin 2007 yılından beri inşaat sektörü başta olmak üzere aktif olarak faaliyette bulunduğu, ürettiği projelerin tamamının adı içerisinde … ibaresinin yer aldığını, davalı başvurusunun, … markasının tüketici üzerinde oluşturduğu güven ve itibar duygusundan haksız suretle yararlanmayı hedefleyerek oluşturulduğu, müvekkili adına tescilli … esas unsurlu muhtelif sayılarda markaların olduğunu, … ibareli markalarının tanınmış bir marka olduğunu, aynı zamanda son yıllarda uyguladığı tanıtım ve yatırım politikaları neticesinde adını ülke geneline duyuracak sponsorluklara imza attığını, davalı … başvurusu “…” markasının müvekkili markaları ile bağıntılı, hatta seri marka olarak algılanacağını, … esas unsurlu muhtelif markaları ile davalı başvurusu “…” ibaresinin … ibaresi ile türetilen markaların hususiyetle inşaat sektöründe müvekkilini işaret edeceği gerekçeleriyle iltibas yaratacağını ve bu yüzden davalının ‘’…’’ isimli markasının tüm sınıflar açısından tescilinin reddini konu ederek itiraz ettiklerini, Markalar Dairesi Başkanlığının kararı ile… başvuru numaralı “…” davalı markasının KHK’nın 8. maddesi uyarınca kısmi olarak reddedildiğini, itiraz edilen davalı başvurusunun mal ve hizmet listesinden 35., 41. ve 42. Sınıf emtianın çıkarıldığını, bunun üzerine reddedilen kısma ilişkin olarak YİDK’ya itiraz dilekçesinin sunulduğunu ve YİDK’nın …. sayılı kararı ile müvekkilinin başvurusunun hukuka ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini ileri sürerek YİDK’nın ….sayılı 27/07/2017 tarihli kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil benzerlik oluşmakla beraber başvuru markası kapsamında bırakılan mal/hizmetlerle davacı markaları kapsamındaki mal/hizmetler benzer olmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/1. maddesindeki iltibasın bulunmadığı, başvuru ibaresi üzerinde davacının önceye dayalı kullanım hak iddiası kanıtlanmadığından 556 sayılı KHK 8/3 maddesindeki koşulların oluşmadığı, davalı tarafın marka başvurusunda davacının tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceğinin kanıtlanmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki tanınmışlık koşulunun da oluşmadığı, davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı markasında “…” ibaresi bulunmakta ise de bu ibare ayırt edici nitelik taşımadığını, taraf markalarındaki esas unsur karşılaştırıldığında, her iki markanın ikinci kelimesinin tamamının aynı olduğunu, markalarda ayırt edilmeyi sağlayacak herhangi bir tamamlayıcı şekil ilavesi bulunmadığını, gerekçeli kararda iki marka kapsamında bırakılan mal ve hizmetlerin benzer olmadığından bahisle iltibas tehlikesinin ortadan kalktığı kararının hatalı olduğunu, uyuşmazlık konusu yapılan … sınıf hizmetler, geniş bir tüketici kesimine hitap etmekte olup bu tür ürünlere yönelik ortalama tüketici kesiminin eğitim, kültür ve dikkat düzeyinin çok yüksek olacağının söylenemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, yerel mahkeme kararında müvekkilinin markasının tanınmışlığı açısından yapılan değerlendirmenin dosya kapsamına uygun olmadığını, dava konusu olayda davalı şirketin marka başvurusu kapsamında bulunan mal ve hizmetlerin tamamının müvekkilinin markalarında da yer aldığı için somut olayda her marka için 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesinde belirtilen risklerin oluşacağını, “…-…” ibaresi her ne kadar müvekkilinin markasından farklı sınıflarda tescil edilmiş olsa da, müvekkilinin markanın tanınmış marka olması ve 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi ile koruma altında olması sebebiyle davalı firmanın bu tescilinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin “…” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil benzerlik bulunduğu, ancak davalının “…” ibareli marka başvurusu kapsamında bırakılan mal/hizmetlerle, davacının itirazına mesnet markaları kapsamındaki mal/hizmetlerin benzer olmaması nedeni ile 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinin somut uyuşmazlığa uygulanma ihtimalinin olmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin … Karar ve 11.11.2020 Tarihli kararında da belirlendiği üzere, davacı yanın markalarının özellikle “…” sektörü yönünden tanınmış olduğu kabul edilmekle birlikte, davacı markasının, dava konusu “…” markasının kapsamında bırakılan mal ve hizmetler yönünden de tescil engeli oluşturmasına engel olabilecek mahiyette bir tanınmışlığından bahsedilemeyeceği, kaldı ki bu yönde de dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, bu bağlamda 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi kapsamında davacı yan markasının “…” markasının kapsamında bırakılan mal ve hizmetlerin tesciline engel olamayacağı, başvuru konusu markanın, başvuru anı itibariyle kötüniyetli tescile konu edildiğini gösterir yeterli delilin dosyada mevcut olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip