Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1435 E. 2021/647 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/07/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı … davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davaya konu … numaralı “…” ibareli markanın ilanına itiraz yapıldığını, bu itirazın YİDK tarafından … edildiğini, davaya konu olan markanın “…” ibaresinden, müvekkilinin markasının ise “…” ibaresinden oluştuğunu, her iki markanın …harflerinin aynı olduğunu, benzerlik incelemesinde bir kısım harflerin dikkate alınıp diğer ortak harflerin göz önünde bulundurulmamasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle taraf markalar ayniyet derecesinde benzerliğin bulunduğunu, markalar arasında bir bağ olduğu intibasının oluşabileceğini, müvekkilinin markasının 05. sınıfta yer alan mallarda tescilli olduğunu, davaya konu olan markanın da aynı sınıftaki emtia için başvurusunun yapıldığını, bu nedenle ilgili malın tüketicisinin markaların aynı işletmeden veya birbirine bağlı işletmelerden üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kuracağını ileri sürerek YİDK’nın … sayılı kararının iptaline, … sayılı “…” ibareli markanın iptalini tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin “…” markasını endüstriyel kimya, denizcilik, akaryakıt sektöründe kullanılacağını, bu markanın işin ehli bilinçli kişiler tarafından tercih edileceğini, markalar arasında … önekinden kaynaklı bir benzerlik bulunmakta ise de, müvekkilinin markasında bulunan şekil unsuru ile kelime unsurundan kaynaklanan farklılıklar karşısında markaların göz ve kulak de bıraktığı intibanın farklı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “şekil+…” ibareli başvuru markası ile davacının “…” ibareli tescilli markası arasında … sayılı markanın kapsamında yer alan 5. Sınıftaki “05.04 Hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden dahil çocuk bezleri), 05.05. Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler, 05.06. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular” mallar ile 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden dahil çocuk bezleri).Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makul düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, dava konusu başvuru markasının kapsamındaki yukarıda belirtilen ( 05.04-05.05-05.06 malları ve 35.sınıfın 05.04-05.05-05.06 hizmetleri) malları/ hizmetleri yönünden ayırdığı satın alma/faydalanma süresi içinde, davalının “şekil+…” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden bunun davacının “…” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde (05.04-05.05-05.06 malları ve 35.sınıfın 05.04-05.05-05.06 hizmetleri) malları/ hizmetleri yönünden her iki taraf markalarının aynı işletmeye ait marka, idari ve ekonomik açıdan birbirleriyle bağlantılı işletmelere ait markaları olduğu konusunda izlenim doğurabileceği (yanılgı yaşabileceği) bu açıdan yukarıda belirtilen (05.04-05.05-05.06 malları ve 35.sınıfın 05.04-05.05-05.06 hizmetleri) malları/ hizmetleri yönünden SMK 6/1 maddesindeki iltibas tehlikesi koşulları oluştuğu, iltibas oluşmayan kısımlar yönünden ise, davacı tarafın markalarının tanınmışlığı (haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği) yönündeki iddiaların kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, dava konusu … sayılı YİDK kararının dava konusu edilen… sayılı markanın kapsamında yer alan 5. Sınıftaki “05.04 Hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden dahil çocuk bezleri), 05.05. Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler, 05.06. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular” mallar ile 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden dahil çocuk bezleri).Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden iptaline, bu mal ve hizmetler yönünden markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkin edilmesine, diğer kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı markasının “… …” yönünden incelenmediğini, davalının markasını teşkil eden “…” ve “mole” ibarelerinin kimya sektöründe sıkça kullanılan ibarelerden olduğunu, davalı markası olan “…”, “…/fazla mol” anlamında olduğundan başvuruya konu 05. Sınıf mallarından bilhassa 5/1 ve 5/2 alt sınıfındaki ürünler itibariyle tasviri nitelikte olup bir ilaç veya bitkisel takviye üzerinde “…” markasını gören tüketiciler, “içerisinde … fazla miktarda mol bulunan, … tesirli bir ürün” olduğu yönünde mesajını “…” markasından alacağını, taraf markaları arasındaki benzerlik değerlendirmesinin farklılıklar üzerine temellendirildiğini, taraf markalarının benzerliğinin aleni olduğunu, buna rağmen markaların bazı mal/hizmetler için iltibas oluşturacak derecede benzer olmadığı yönünde davanın kısmen reddinin hukuka aykırı bulunduğunu, taraf markalarının ortalama tüketici kitlesi itibariyle bazı mal/hizmetler için iltibasa yol açmayacağı yönünde kanaat bildirildiğini, ortalama tüketici grubuna yönelik inceleme eksik ve hatalı olduğunu, 5/1, 5/2, 5/3, 5/7 sınıfındaki tüm malların ilgili tüketici kitlesinin doktor, eczacı gibi uzman tüketicilerden teşkil etmediğini, ilaç emtiasının tüketici kitlesi kapsamına doktor ve eczacı gibi uzman kişiler girebildiği gibi orta seviyedeki tüketici olan hasta/halk da girebildiğini, 5/1 mallarının ortalama tüketici kitlesi ile 5/2, 5/3, 5/7. sınıfındaki malların ilgili tüketici kitlesi farklı olduğundan taraf markalarının 5/2, 5/3, 5/7 sınıfındaki mallar ile 35/06 sınıfındaki 5/2, 5/3, 5/7 sınıfındaki mallarının satışı hizmetleri yönünden iltibas oluşturmayacağı yönündeki yerel mahkeme kararı hukuka aykırı olduğunu, somut karıştırma olacak derecede aynı veya ayırtedilemeyecek bir benzerlik aranması iş bu davanın niteliği itibariyle hukuka aykırı olduğunu, davacı markasında tüm 05. sınıf malları ve reçeteli-reçetesiz tüm ilaçlar bulunduğunu, uzman ve nitelikli kişilerden teşekkül tüketici kitlesi dahi, farklı iki marka karşısında olduğunu anlasa dahi polimol – polikol markaları ayırtedilemeyecek derece benzer olduklarından ve refleksif olarak birbirlerini çağrıştırdıklarından arasında bir bağ olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında iltibas ihtimali bulunmadığını, SMK’nın 6/1. maddesinin koşullarının olmadığını, ayrıca … sözcüğünün ticaret hayatında yaygın kullanımının bulunması nedeni ile ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, anlamsal olarak farklılık bulunduğunu, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, itirazlarının karşılanmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, markalar arasındaki izlenimin tamamen farklı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, marka ile ilgili kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve…. sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları nazara alınarak münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin nazara alınarak belirlenmesi gerektiği, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacı Şirketin “…” ibareli markası arasında, markaların biçim, renk ve düzenleme tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesinin somut olaya uygulanabilme şartlarının bulunmadığı, diğer taraftan davacı vekilince, istinaf dilekçesinde, davalı markasının “… …” yönünden incelenmediği ileri sürülmüş ise de, davacı vekilince bu hususun davalının marka başvurusuna yapılan itiraz aşamasında ileri sürülmediği gibi dava dilekçesinde de dava konusu edilmediği, kaldı ki davalının marka başvurusunun … … nedeni kapsamında kaldığına ilişkin bilirkişilerce yapılmış bir belirleme olmadığı gibi Dairemizde de bu yöne ilişkin bir kanaat oluşmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davalılar vekillerinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde, davalının “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, başvurunun yayınlanmasından sonra davacı Şirketin “…” markasını gerekçe göstererek başvuruya SMK’nın 6. maddesi kapsamında iltibas nedenine dayalı olarak itiraz ettiği, itirazının YİDK tarafından ibareler arasında iltibas bulunmadığından bahisle … edildiği, bu bağlamda dosya kapsamındaki uyuşmazlığın davalının başvurusuna konu “…” ibaresi ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markası arasında SMK’nın 6/1. maddesi kapsamında iltibas bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Bu durumda önemli olan, halkın işaretler arasında herhangi bir şekilde herhangi bir nedenle bağlantı kurma ihtimali olup, buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelimedir ve şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ile bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir (Yargıtay HGK, 15/11/2013 Tarih, 2013/11-202, 2013/1587).
Diğer taraftan, karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde markanın ayırt edicilik gücünün de dikkate alınması gerekmektedir. Ayırt ediciliği zayıf olan markalar bakımından karıştırılma ihtimalinin mevcudiyeti daha az olacaktır …, Türk Marka Hukuku, İstanbul, Eylül 2018, s.247). Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin …. ve 03/02/2014 Tarihli kararlarında da belirlendiği üzere, “…” ibaresinin İngilizcede “…” anlamına geldiği, markasal kullanımda her hangi bir işletmenin tekelinde olamayacağı, ayırt ediciliğinin zayıf bulunduğu, bu itibarla “…” ibaresinin önüne veya sonuna ibareler eklenerek ayırt edicilik sağlanabileceği belirlenmiştir.
Açıklananlar çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2016 gün ve …. sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacı Şirketin “…” ibareli markası arasında, markaların biçim, renk ve düzenleme tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, markaların bir bütün olarak korunabileceği, karşılaştırma sırasında işaretlerin parçalara ayrılarak incelenmesinin ve iltibasın bulunup bulunmadığının bir parçaya bağlı olarak yapılmasının mümkün bulunmadığı, kaldı ki “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin de olmadığı, İngilizcede “…” anlamına geldiği, markasal kullanımda her hangi bir işletmenin tekelinde olamayacağı, ayırt ediciliğinin zayıf bulunduğu, bu itibarla “…” ibaresinin önüne veya sonuna ibareler eklenerek ayırt edicilik sağlanabileceği, somut uyuşmazlıkta da bu ayırt ediciliğin kullanılan ekler ile sağlandığı, ortalama tüketicilerin davalının başvurusuna konu işareti davacının itirazına mesnet markaları ile ilişkilendirmeyeceği, markalar arasında belirgin biçimde farklılık bulunduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürün ve hizmetler için ayırdığı satın alım süresi içinde, başvuru konusu markayı gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının itirazına mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin somut olaya uygulanabilme şartları bulunmadığı kanaatine varılmış olup, mahkemenin aksi yöndeki gerekçesi doğru bulunmamıştır.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile davanın reddine dair HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı Şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 10/07/2019 gün ve…. K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre tayin ve tespit olunan 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı şirket ve davalı … tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Davalılardan ayrı ayrı ve peşin olarak alınan 44,40’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara iadesine,
10-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip