Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1421 E. 2021/630 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1421
KARAR NO : 2021/630
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Marka (Marka ile İlgili Kurum Kararlarının İptali)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/02/2019 tarih ve …/… E. – …/… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin …/… sayılı “… …” ibareli 05, 08, 21 ve 26. sınıf malları, …/… sayılı “… …” ibareli 03. sınıf malları kapsayan markalarının bulunduğunu, davalının …/… sayılı “…” ibareli başvurusunun ise 03. sınıf emtiaları kapsadığını, her iki markadaki “…” ve “…” ibarelerinin neredeyse birebir aynı olduğunu, aralarında sadece bir harf farkın bulunduğunu, markaların ilk kısımlarındaki benzerliğin tüketicinin aklında daha çok kalacağı düşünüldüğünden, iki markanın karıştırılma ihtimalinin bulunacağını, işitsel anlamda da markaların benzer olduğunu, her iki markanın da “…” şeklinde telaffuz edileceğini, taraf markalarının kapsamındaki emtianın 03. sınıfta ortak olduğunu, dava konusu başvurunun aynı zaman kötü niyetli bulunduğunu, buna rağmen müvekkilinin başvuruya itirazlarının, diğer davalının 25.08.2017 tarih ve …-M-… sayılı kararıyla reddedildiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirketler vekili, taraf markaları arasında herhangi bir iltibas yahut çağırışım dahi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu …/… sayılı başvuru markası ile davacı yanın “… …” ibareli markaları arasında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında iltibas ihtimaline yol açacak düzeyde bir benzerliğin mevcut olmadığı, davacı yanın 8/4 kapsamındaki iddialarını ispatlar bir delilin dosyada bulunmadığı, başvuru konusu markanın kötü niyetle gerçekleştirildiği hususunda şüphe uyandırır hiçbir delilin dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davaya konu “…” ibareli marka ile müvekkili şirkete ait “… …” ibareli markalar arasında, 556 sayılı KHK.’nın 8/1-b bendi anlamında benzerlik bulunduğunu, müvekkili şirkete ait “… …” ibareli markaların tüketici nezdinde tanınmış olduğunu, tanınmış markalarda, markanın benzerini seçen ya da kullanan kişinin, bu kullanımını ya da seçimini haklı kılacak bir gerekçeyi ortaya koymasının gerektiğini, somut olayda dava konusu markanın seçilmesinin haklı bir nedeninin olmadığını, sadece müvekkiline ait markanın bilinirliğinden yararlanmak amacı ile bu ibarenin tescil edilmek istendiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında, tanınmış markanın benzerinin başvuru konusu edilmesinin dahi başlı başına kötü niyetli olarak kabul edildiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacının itiraza mesnet …/…. numaralı markası ile dava konusu başvurunun kapsamındaki 3. sınıf emtia aynı ise de, ibareler yönünden taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimaline yol açacak düzeyde bir benzerliğin mevcut olmadığı, zira davacının itiraza dayanak markalarının asıl unsurunu oluşturan “… …” ibaresinin, İngilizce “.. .., .. …” anlamlarına geldiğinin, ortalama tüketicilerce bilindiği ve “…” ibaresi ile birlikte kullanılan bir deyim gibi anlaşıldığı, davalı başvurusunun ise “…” ibaresini içermediği gibi, başvurunun asıl unsurunu oluşturan “…” ibaresinin bilinen hiçbir anlamının bulunmadığı, dolayısıyla bütünsel açıdan yapılacak bir incelemede, bir kalıp olarak ve bir bütün şeklinde algılanma eğilimi kuvvetli, ayrı bir anlamı bulunan davacı markaları ile herhangi bir anlamı olmayan, türetilmiş bir kelimeden oluşan davalı başvurusunun, görsel ve anlamsal açıdan benzer olmadığı, her ne kadar markalar arasında telaffuz açısından ilişkilendirilme ihtimalinin bulunduğu ileri sürülmüş ise de, herhangi bir anlamı bulunmayan davalı başvurusunun, “…”, “…”, “…, “…” gibi alternatif şekillerde telaffuz edilebileceği, dolayısıyla telaffuz açısından da taraf markalarının benzer olduğundan söz edilemeyeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip