Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1419 E. 2021/631 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1419
KARAR NO : 2021/631
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/07/2019 tarih ve …/… E. – …/… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin kırtasiye malzemeleri alanında öncü ve çok tanınmış bir şirket olduğu, “…” markası ile kırtasiye malzemesi üretimi ve ticareti ile iştigal ettiğini, müvekkilinin aynı zamanda Alman Kanunlarına göre kurulmuş ve faaliyet göstermekte olan … …’ın Türkiye’deki münhasır lisanslı üreticisi ve distribütörü olduğunu, müvekkilinin bir kısmı tescilli ve bir kısmı başvuru halinde olmak üzere, çok sayıda ”…” markasının sahibi olduğunu, müvekkilinin iştigal konusunu ilgilendiren 09, 06, 28, 35, 38 ve 41. sınıflar için unvanının çekirdek unsurunu oluşturan “… … + …” markalarının tescili için TÜRKPATENT nezdinde marka başvurularında bulunduğunu, TÜRKPATENT tarafından yapılan ilk incelemenin ardından müvekkilinin marka başvurularının, YİDK’nın …-M-… sayılı, …-M-… sayılı, …-M-… sayılı, …-M-… sayılı ve …-M-… sayılı kararları ile 6769 SMK’nın 5/1-ç maddesi kapsamında …/… sayılı ve “…” ibareli markayla ayırt edilemeyecek kadar benzerlik gösterdiği gerekçesiyle 35. sınıf hizmetler yönünden kısmen reddedildiğini, oysa müvekkilinin ”…” ibaresi için kazanılmış hakkının bulunduğunu, davacının özellikle önceki tarihli …/… sayılı “…” markasının işbu marka başvurusu bakımından müktesep hak teşkil ettiğini, davacının ”…” markasının gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin marka başvuruları ile kısmen redde gerekçe gösterilen markanın, 5/1(ç) maddesi kapsamında aynı veya ayırt edilmeyecek derecede benzer olmadığını, öncelikle davacının markalarında yer alan “…” ibaresinin siyah, büyük ve düz harflerle yazıldığı, buna ilaveten ayırt edici ve baskın “… …” unsurunu, çeşitli renklerde içerdiğini ve hem “…” ibaresinin başında gelmesi, hem de renkli ve “…” ibaresinden daha büyük olması sebebiyle dikkatin bu noktada toplandığını, kısmen redde gerekçe gösterilen markanın ise kahverengi renginde, küçük harflerle ve italik olarak yazılmış, yalın “…” ibaresinden ve “…” harfinin güneş ışıkları gibi vurgulanmasından oluştuğunu, bu halleri ile markalar incelendiğinde SMK 5/1 hükmünün ötesinde 6/1 anlamında dahi karıştırılma ihtimalini taşımadığını ileri sürerek, davalı … YİDK kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının başvuru markalarında “…” ağırlıklı, 3 ayrı renk kombinasyonu olan, büyük “…” harfi altında düz yazı “…” ibaresini içeren bir kompozisyonun kullanıldığı, redde mesnet markanın da “…” ibare ve “…” harfi etrafında, aydınlık ışığı süs çizgileri görselini içermesi karşısında, esasen yüksek derecede benzerlik oluşmakla beraber, bu benzerliğin aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olarak değerlendirilmemesi gerektiği, zira başvuru markasının renk kombinasyonu, tonu ve yanındaki büyük “…” harfi işaretinin, mesnet markada aynen yer almadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, TÜRKPATENT’in …-M-…, …-M-…, …-M-…, …-M-… ve …-M-… sayılı YİDK kararlarının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, somut olayda SMK 5/1-ç maddesinin ilk koşulu olan mal ve hizmet benzerliği koşulunun gerçekleştiğini, markaların ibareler yönünden de ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, markanın esas unsurunu oluşturan sözcüğün, sonraki markada farklı büyüklükte olmasının veya farklı yazı biçimi ile ifade edilmesinin ya da başka bir renk içinde verilmesinin, markalar arasındaki ayniyeti ortadan kaldırmayacağını, somut olayda da gerek başvuru konusu markaların, gerekse itiraza mesnet markanın “…” ibaresinden oluştuğunu, farklı renklerin kullanılmış olmasının, ibarelerin “…” olarak okunmasının önüne geçmeyeceğini, söz konusu farklılıkların mahkeme gerekçesinde yer aldığı gibi markalar arasında ayniyeti ortadan kaldırdığının bir an için kabulü halinde dahi, bu farkların markalar arasındaki ayırt edilemeyecek derecedeki benzerliği ortadan kaldırmayacağının açık olduğunu, mahkeme tarafından sadece ayniyet üzerinden değerlendirme yapılmasının ve markalar arasındaki ayırt edilemeyecek derecede benzerliğin göz ardı edilmesinin isabetli olmadığını, yine başvuru markalarının kelime unsuru ve genel görünümü değiştirmeyen, marka algısı yaratmayan “…” harf unsurundan oluştuğunu, kullanılan “…” harfinin “…” ibaresinin ilk harfi olduğu göz önüne alındığında, bu harfin varlığının marka algısını “…” ibaresi üzerinden kaldırmayacağını, aksine “…” ibaresi üzerindeki vurguyu artıracağını ve markanın “…” olarak okunup algılanacağını, redde mesnet markanın da “…” ibaresini münhasıran esas unsur olarak içermekte olduğunu, ibarenin davacı markasındaki gibi düz bir yazı stiliyle kaleme alındığını, sadece “…” harfinin etrafına çizgiler çizildiğini, ancak bu çizgilerin, markanın “…” olarak okunup algılanmasını engelleyeceğini ve marka algısını “…” ibaresi üzerinden kaldıracak nitelikte eklemeler olmadığını, redde mesnet markanın ayırt edici asli unsurunun da “…” ibaresi olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve taraf markalarının kapsamlarının 35/1-4. sınıf hizmetler yönünden aynı ise de asıl unsurlarını oluşturan ibarelerin aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olarak değerlendirilemeyeceği, zira davacı markalarının mesnet markadan oldukça farklı ve ayırt ediciliği yüksek bir ibare olduğu gibi, bir bütün olarak tüketici nezdinde yarattığı genel izlenim dikkate alındığında, taraf markalarının grafik tasarımlarının … ve kelime ibareli nitelikleri, görünüş, yazılış ve düzenleniş biçimlerine göre bıraktıkları toplu izlenim itibariyle 6769 sayılı SMK 5/1-ç maddesi anlamında benzer olmadıkları, yine başvuru markasının renk kombinasyonu, tonu ve yanındaki büyük “…” harfi işaretinin, mesnet markada aynen yer almadığı gibi mesnet markadaki “…” harfinin etrafındaki çizgilerin, davacı markalarında yer almadığı, 6769 sayılı SMK 5/1-ç maddesi anlamında aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer kabul edilmesi için ibareler arasında, görsel açıdan hiçbir ek açıklamaya gerek olmayacak düzeyde bir benzerliğin bulunmasının gerektiği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Kurumundan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip