Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1418 E. 2021/539 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2019/1418 – 2021/539
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1418
KARAR NO : 2021/539
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/02/2019 tarih ve …./… E. – …/… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı şirket ve davalı Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 1977 tarihinde ….’nin … eyaletinde kurulmuş bir şirket olduğunu, 30 yılı aşkın bir zamandır bilgisayar ve sair elektronik eşya sektöründe faaliyet gösterdiğini ve 1980’li yıllardan itibaren de bu alanın en büyük ve prestijli şirketlerinden biri bulunduğunu, müvekkilinin “… …” sloganını birçok ülkede marka olarak tescil ettirdiğini, markanın Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde de 25.10.2013 tarih ../… sayı ile 09. sınıf mallar üzerinde tescilli olduğunu, bunun yanında müvekkilinin 14, 28, 35, 36, 38, 41 ve 42. sınıfları kapsayan 24.06.2016 tarih ve ../.. sayılı “… …” marka başvurusunun da sahibi bulunduğunu, davalının …/… ve …/… numaralı ve “… …” ibareli marka başvurularının, müvekkilinin önceki tarihli ve tanınmış “… …” markasına halk arasında karıştırılma ihtimali yaratacak düzeyde benzer olduğunu, davaya konu marka başvurularının müvekkili markasında yer alan bir harfin çıkartılması ve bir harfin değiştirilmesi sureti ile oluşturulduğunu, buna rağmen müvekkilinin başvurulara itirazlarının, diğer davalının …-M-… ve …-M-…. sayılı YİDK kararları ile reddedildiğini, müvekkili markasının “…” ve “…” ibarelerinin bir araya gelmesi ile son derece ayırt edici ve neredeyse 20 yıllık kullanım sonucu özdeşleşen, tanınmış hale gelen “… …” sloganından ortaya çıktığını, davaya konu markalar ile müvekkili markasında ortak olan “…” ibaresinin haricindeki “…” ve “…” kelimelerinin her ikisinin de “…” harfi ile başladığını ve “…” harfi ile bittiğini, bu iki harf arasında yer alan “…” harfinin de ortak olduğunu, bir bütün olarak bu iki markanın görsel ve telaffuz olarak birbirinden ayrılmasının neredeyse imkansız olduğunu, davaya konu …/… sayılı başvurunun 09. sınıftaki mallar için, …/…. sayılı başvurunun ise 14. sınıftaki mallar için tescil ettirilmek istendiğini, müvekkilinin markasının da 09. sınıfta tescilli olduğunu, müvekkilinin “… …” markasının tanınmış marka olduğunu ve karıştırılma ihtimalinin tespitinde tanınmışlık düzeyinin de dikkate alınması gerektiğini, 556 sayılı KHK.’nın 8/4. maddesi koşullarının da müvekkili yararına oluştuğunu, ayrıca müvekkilinin markasının dil bilgisi kurallarına uymadığını, davalı markasının da aynı dilbilgisi yanlışı ile başvuru yapmasının tesadüf olamayacağını, davaya konu marka başvurularının kötü niyetle yapılmış olduğunu, davalı yanın yine müvekkiline ait “… … …” ibaresinin aynısı olan markaları da tescil ettirmeye çalıştığını ileri sürerek, davalı Türkpatent YİDK kararlarının iptalini ve diğer davalı markalarının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, markalardaki ilk kelimelerin farklı oluşu ile birlikte müvekkili markasının yazı stilinin, markasını davacıya ait markalardan görsel olarak farklılaştırdığını, davacı markasının “… …” anlamına gelirken, müvekkilinin markasının İngilizce yansıma bir kelime olarak “….” sesini ifade eden “…” kelimesinin yanına “….” anlamına gelen “…” kelimesinin eklenmesiyle birlikte, müvekkili tarafından üretilen …… piyasadaki diğer ….. farkını ortaya koymak amacı ile yaratıldığını ve bu anlamda kavramsal olarak da farklılaştığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, …/…. sayılı “… …” ibareli davalı marka başvurusu ile davacının “… …” ibareli markası arasında, davalı başvurusu kapsamında yer alan “09/02 Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (…..) için cihazlar; elektronik ödeme işleme ekipmanı, parasız gerçekleştirilen ödeme işlemlerinin işlenmesinde kullanılan aygıtlar; sıkıştırılmış ses dosyalarının (MP3) oynatılmasını sağlayan aygıtlar; hesap makineleri ve veri işleme ekipmanı; bilgisayarlar, taşınabilir bilgisayarları el bilgisayarları, mobil bilgisayarlar, kişisel bilgisayarlar, bileğe takılan bilgisayarlar, elektronik tabletler ve bilgisayar cihazları, dijital kişisel müzik çalarlar, cep telefonları ve daha fazla fonksiyonu bulunan yeni nesil cep telefonlan (akıllı telefonlar); telekomünikasyon aygıtları ve cihazları; ses ve görüntülerin kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi için cihazlar, bilhassa cep telefonlan ve daha fazla fonksiyonu bulunan yeni nesil cep telefonları (akıllı telefonlar); İnternete erişim sağlamak ve kısa mesajları, elektronik mesajları, telefon çağrılarını, faks iletilerini, video konferansları, görüntüleri, sesleri, müzik dosyalarını, metinleri ve diğer dijital verileri göndermeye, almaya, kaydetmeye ve saklamaya yarayan elde taşınabilir elektronik aygıtlar; verileri veya mesajları kablosuz olarak almaya, depolamaya ve iletmeye yarayan elde taşınabilir elektronik aygıtlar; kişisel verileri görüntülemeye ve düzenlemeye yarayan elde taşınabilir elektronik aygıtlar; küresel konumlama yapmaya [GPSI ve haritaları ve ulaşım bilgilerini görüntülemeye yarayan elde taşınabilir elektronik aygıtlar; kullanıcı aktivitesine ilişkin verileri yani konum, güzergahı seyahat edilen mesafe, kalp atış hızı gibi verileri tespit etmeye, görüntülemeye depolamaya, izlemeye ve iletmeye yarayan elde taşınabilir elektronik cihazlar; bilgisayarlar, taşınabilir ve mobil telefonlan için kılıflar; 09/03 Yazılımlar; cep telefonları, bilgisayarlar ve dijital kişisel müzik çalarlar için oyun yazılımları; cep telefonlan, bilgisayarlar ve dijital kişisel müzik çalarlar için elektronik oyun yazılımları; manyetik kayıt ortamı, ses kaydedici diskler; kompakt diskler, DVDler ve diğer dijital kayıt ortamları; 09/10 Elektronik aygıt ve bilgisayar bataryaları, saatler ve kronometrik aygıtlar için bataryalar.” emtiası bakımından benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunduğu, …/… sayılı “… …” ibareli davalı marka başvurusu ile davacının “… …” ibareli markası arasında, davalı başvurusu kapsamında yer alan “14/02 saatler ve kronometrik aletler, yani kronometreler, kronograflar, masa saatleri, kol saatleri, duvar saatleri, alarmlı saatler ve sayılan malların parçaları ve aksesuarları, yani akrep ve yelkovan, çengeller, sarkaçlar, saat kutuları, saat kayışları, saat düğmeleri, saat mekanizmaları, saat zincirleri, zaman ölçer mekanizmaları, saat zemberekleri, saat camları, saatler için sergileme kutuları, saatler için kutular.” emtiası bakımından benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacının “… …” markasının dava konusu marka başvurularının yapıldığı 02.11.2015 tarihi itibariyle ülkemizde tanınmış marka statüsünde olduğu iddiasının ispatlanamadığı, davalı marka başvurularının kötü niyetle yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile Türkpatent YİDK’nın 12/12/2016 tarih ….-M-… sayılı kararı ile yine 02/11/2016 tarih …-M-…. sayılı kararlarının iptaline, davalı adına tescilli …/… sayılı “… …” ibareli markanın ve …/…. sayılı “… …” ibareli markanın, tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece taraf markalarındaki bariz anlam farkının dikkate alınmadığını, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraf markalarının anlamsal açıdan birbirinden farklı olduklarını, müvekkilinin başvurusunun ürettiği saatlerden çıkan seslere gönderme yaparak, “farklı tıklayan” anlamına geldiğini, davacının markasının ise “farklı düşün” anlamında olduğunu, davacının markasının zayıf bir slogan markası olduğunu, müvekkili ile davacı markalarının ilk harflerinin farklı oluşu, farklı yazı stilleri ile birlikte değerlendirildiğinde, tarafların markaları arasında ibareler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, taraf markalarının emtia sınıflarının da farklı olduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olduğuna dair hiçbir delilin sunulmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1- Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Hukuk Genel Kurulu’nun 02.11.2011 gün, 2011/11–567 esas, 2011/676 karar ve 14.11.2012 gün, 2012/11–417 esas, 2012/791 karar, 14.01.2015 gün, 2013/11-1316 esas, 2015/34 karar, 01.04.2015 gün, 2013/11-1572 esas, 2015/1133 karar ve 12.04.2017 gün, 2017/11-74 esas, 2017/728 karar sayılı ilamlarında da benimsendiği üzere, mahkemece gerektiğinde hükmün eki niteliğinde kroki ve şekillere, kararın ekinde yer verilebilir ise de, hükmün gerekçe kısmında, HMK.’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesi ve Anayasa’nın 141. maddesi hükümlerine uygun düşmeyecek biçimde şekillere yer verilmesi, davadan davalar doğmasına, tarafların yeniden uyuşmazlığa düşmelerine, infazda tereddüde neden olunmasına yol açabilecektir. Renk, boyut ve diğer özelliklerinden yoksun bir şekilde markaların ve tasarımların gerekçeli karara eksik yansıtılmaları yanıltıcı sonuçlara neden olabilecektir. Somut uyuşmazlıkta da mahkeme kararının gerekçe kısmında davacı taraf adına yapılan marka tescil başvurusuna ve davalı Kurumca başvurunun reddine dayanak yapılan dava dışı kişilere ait markalara ilişkin görünümlere yer verilmiş olması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine uygun bulunmadığından, Dairemizce hükmün kaldırılması gerekmiştir.
Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
2- İstinaf kararının neden ve şekline göre, davalı şirket ve davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekillerinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı şirket ve davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 26/02/2019 gün ve …/… E. – …/… …. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davalı şirket ve davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davalı şirket ve davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilleri tarafından ayrı ayrı yatırılan 44,40’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalılara iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/04/2021 tarihinde HMK 353/1-a-6. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021

Başkan
.

Üye
.

Üye
.

Katip
.

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.