Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1417 E. 2021/632 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1417
KARAR NO : 2021/632
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Marka (Marka ile İlgili Kurum Kararlarının İptali)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/02/2019 tarih ve …/… E. – …/83…K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ile davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 29, 30 ve 32. sınıflarda tanınmış “…” markalarının sahibi olduğunu, davalının …/… sayılı “… …” ibareli başvurusunun da 30 ve 35. sınıf emtia gruplarını içerdiğini, müvekkilinin başvuruya itirazının diğer davalının ..-M-… sayılı YİDK kararı ile kısmen kabul edilerek 30. sınıf malların başvuru kapsamından çıkarıldığını, oysa başvurunun tamamen reddinin gerektiğini, zira bu malların değeri düşük, fazla zaman ayırmadan anlık kararla alınabilen mallar olduğunu, tüketicinin dikkat düzeyi düşükken benzer olan iki işareti ayırt etmesinin zor bulunduğunu, müvekkilinin tanınmış markası olan “…” ibaresini, dava konusu markada aynen kullanıldığını, anılan markadaki “…” ibaresinin tali unsur olduğunu, Türkçe’de “……” anlamına geldiğini, tüketicinin dava konusu markayı, müvekkilinin seri markası olarak değerlendireceğini, müvekkili markasının tanınmış marka olduğundan, dava konusu başvurunun bu nedenle de reddinin gerektiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, dava konusu markanın aynı zamanda müvekkili şirketin ticaret unvanının kök unsuru bulunduğunu, bu ibarenin İngilizce’de bir isim tamlaması olduğunu, “…” ibaresinin “…” anlamına gelirken “…” ibaresinin “.., .. …” anlamlarına geldiğini, “…” ibaresinin kimsenin tekeline bırakılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının markasının “…” ve “…” ibarelerinden oluştuğu, “…” sözcüğünün İngilizce’de “.., …, .. ..” esas anlamlarına gelmekte iken “…, … .. ..” anlamlarına da geldiği, “…” ibaresinin ise “.., …” gibi anlamlara geldiği ve ilgili ortalama tüketicinin derhal kavrayacağı bir ibare olup, anlamsal karşılığı itibariyle gıda sektörü açısından markasal ayırt ediciliğe bir katkısının bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu ibarenin esas ve baskın unsurunun “…” sözcüğü olduğu, davacı markalarında da “…” ibaresinin muhtelif ek unsurlar ile birlikte baskın veya ön plana çıkan unsurlardan biri olarak kullanıldığı, “…” ibaresinin niteliği itibariyle tescil kapsamındaki emtia yönünden zayıf bir marka olarak nitelendirilemeyeceği, bu durumun ise tüketicinin başvuru markasını, davacının önceki tarihli seri markaları ile ilişkilendirmesine neden olabileceği, işaretler arasında en azından iktisadi – idari bir bağ kurabileceği, hal böyleyken başvuru kapsamında 30. sınıfta kalan “Makarnalar, mantılar, erişteler. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Çaylar, buzlu çaylar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” malları açısından da dava konusu marka ile davacı markaları arasında benzerlik ve iltibas ihtimalinin bulunduğunun kabulünün gerekeceği, ancak 35. sınıf hizmetler açısından taraf markaları arasında 8/1-b bendi uyarınca bir benzerliğin olmadığı, benzer görülmeyen emtianın tamamen alakasız sektörlere ilişkin olması nedeniyle 556 sayılı KHK.’nın 8/4 maddesinin somut uyuşmazlık açısından uygulama alanı bulmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Türkpatent YİDK.’nın 04/07/2017 tarih ……….-M-…. sayılı kararının davacının itirazının reddiyle ilgili kısım yönünden 30. sınıfta “makarnalar mantılar erişteler bal arı sütü propolis yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler vanilya baharatlar domates sosları dahil olmak üzere soslar mayalar kabartma tozları her türlü un irmikler nişastalar çaylar buzlu çaylar dondurmalar yenilebilir buzlar tuz hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler patlamış mısır yulaf ezmeleri mısır cipsleri kahvaltılık hububat ürünleri işlemden geçirilmiş buğday arpa yulaf çavdar pirinç pekmez” emtiaları yönünden kısmen iptaline, YİDK iptaline yönelik fazlaya dair talebin reddine, dava konusu marka henüz tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili şirket markasının tescilli olduğu sınıf ile davalı … başvurusunun tescilinin istendiği sınıflar arasında ayniyet, en azından benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin markasının “…” ibaresinden oluştuğunu, davalının marka başvurusunda müvekkilinin markası olan “…” ibaresinin aynen yer aldığını, bu nedenle davalının marka başvurusunun, tüketiciler tarafından çok daha önce tescilli ve tanınmış olan müvekkilinin “…” ibaresi ile karıştırılmasına sebep olacağını, tanınmış markalarda karıştırma ihtimali için irtibat kurma ihtimalinin yeterli görüldüğünü, müvekkilinin markasının tanınmışlığı karşısında, 556 sayılı KHK 8/4 maddesinin de olaya uygulanmasının gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, başvuru kapsamında kalan emtia yönünden tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi şartlarının davacı yararına oluşmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve dava konusu başvurunun “…” ve “…” ibarelerinden oluştuğu, “…” ibaresinin “…, …” gibi anlamlara geldiği ve ilgili ortalama tüketicinin derhal kavrayacağı bir ibare olup, anlamsal karşılığı itibariyle gıda sektörü açısından markasal ayırt ediciliğe bir katkısının bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu ibarenin esas unsurunun “…” sözcüğü olduğu, davacı markalarında da “…” ibaresinin muhtelif ek unsurlar ile birlikte baskın veya ön plana çıkan unsurlardan biri olarak kullanıldığı, “…” sözcüğünün ise İngilizce’de “…, …, … …” esas anlamlarına gelmekte iken “üstün, türünün en iyisi” anlamlarına da geldiği, “…” ibaresinin niteliği itibariyle tescil kapsamındaki emtia yönünden zayıf bir marka olarak nitelendirilemeyeceği, bu durumun ise tüketicinin başvuru markasını, davacının önceki tarihli seri markaları ile ilişkilendirmesine neden olabileceği, dolayısıyla işaretler arasında 556 sayılı KHK 8/1-b bendi uyarınca benzerlik bulunduğu, başvuru kapsamında kalan 30. sınıf malların tamamının, davacının itiraza mesnet markalarının kapsamlarındaki mallarla aynı veya benzer olduğu, buna karşılık 35/1-4. sınıf hizmetlerin davacı markaları ile benzer olmadığı gibi anılan hizmetler yönünden 556 sayılı KHK.’nın 8/4. maddesi koşullarının davacı yararına oluşmadığı, benzer uyuşmazlıklarda Yargıtay 11. HD.’nin “….” ibaresi için verdiği 25.03.2019 tarih ve 2018/276 E.- 2019/2259 K. ve “… ….” ibaresi için verdiği 01.11.2017 tarih ve 2016/3593 E.- 2017/5985 K. sayılı kararının da aynı yönde olduğu anlaşılmakla, davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı … davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı … davalı … Kurumundan ayrı ayrı alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı … davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacı … davalı … Kurumundan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021
Başkan

Üye

Üye

Katip