Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1408 E. 2021/606 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1408
KARAR NO : 2021/606
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/06/2019 tarih ve …./……. E. – ……/….. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı Şirket ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı tarafından “…” ibaresiyle marka başvurusunda bulunulduğunu, bunun üzerine müvekkili tarafından söz konusu başvuruya itiraz edildiğini, ancak yapılan itirazın reddi üzerine YİDK’ya yeniden itirazda bulunulduğunu, bu itirazın da YİDK tarafından verilen ……-M-…… sayılı karar neticesinde reddedildiğini, müvekkili şirketin 2002 yılında kurulduğunu ve 2016 yılı itibariyle ülke geneline 106 eğitim noktası oluşturarak … markası adı altına faaliyetlerine devam ettiğini, müvekkili şirketin ana markası olan ve kendi sınıfında uygun ibarelerle ve şekillerle türetip kullandıkları, bütün markalarında esas unsuru olan “…” ibaresinin, tek başına ve yardımcı unsurlarla neredeyse tüm sınıflarda tescilli olduğunu, müvekkili şirketin, “…” ibaresini kullanarak oluşturduğu çok sayıdaki muhtelif markaları ile davalı tarafın tescili istenen “…” ibareli markası arasında hem markaların hem de hizmet ve mal sınıflarının aynı olması sebebiyle ayırt edicilik unsuru mevcut olmadığından karıştırılmaya müsait olup bu sebeple orta seviyedeki tüketici nezdinde iltibasa yol açacağını, davalı yanın sınırsız sayıda renk seçeneği olmasına karşın, müvekkili adına tescilli ve tanınmış … ibareli markalar ile özdeşleşen yeşil renk ve yaprak şekli unsuru kombinasyonunu kullanmasındaki amacın davalı yanın markasını müvekkili davacı yan markalarına benzeştirmek olduğunu, müvekkili şirketin, “…” ibaresini kullanarak sektöre uygun eklerle oluşturduğu farklı markalarla birlikte tanınmış ve seri markalarının bulunduğunu, kötüniyetli olduğunu, ileri sürerek ……-M-……… sayılı kararın iptaline, davalı yana ait ……./…….. sayılı marka tescil başvurusunun iptaline, tescil edildi ise hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili şirket adına “…” ibaresiyle yapılan marka başvurusu ile davacı şirket adına tescilli “…” ibareli markalar arasında ne fonetik ne görsel ne de kavramsal açıdan herhangi bir ayniyet ya da benzerliğin bulunmadığını, davacı firmanın eğitim-öğretim hizmetlerinde faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin ise geri dönüşüm ve ambalaj hizmetleri verdiğini dolayısıyla faaliyet konularında hiçbir benzerliğin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu ibarenin tescili isteminin, markaya sağlanan korumanın kapsamı ve sonuçlarının kül halinde göz önünde bulundurularak bir değerlendirme yapıldığında, birbirine bu denli yakınlaşmış (benzeyen) markaların, koruma kapsamındaki emtia bakımından da birbirlerinden farklılaşmadığı ve ayniyet düzeyinde benzer oldukları, 6769 sayılı SMK m.6/1 uyarınca, davacının itiraza ve davaya gerekçe olarak gösterdiği markalar karşısında, tescil edilen tüm emtialar bakımından iltibasa sebebiyet verebileceği, her iki markadaki kelimelerin bütünün gerek okunuş, gerekse anlam ve görsel yönden yeteri derecede farklılık yaratmadığı, davacı markası ile davalı markasının işitsel görsel kavramsal olarak ve genel izlenim olarak karıtıştırılma riski bulunacak düzeyde benzer olduğu, davacı yanın “…” esas unsurlu markalarının eğitim – öğretim sektöründeki bilinirliğinin sonuç açısından bir önemi bulunmamakla birlikte iltibas ihtimalini kuvvetlendirici bir unsur olarak göz önünde bulundurulabileceği, ancak 6/5 maddesini şartlarının somut uyuşmazlıkta oluştuğuna ya da oluşabileceği dair herhangi bir delil dosya kapsamında tespit edilemediğinden 6/5 şartlarının oluşmadığı, kötüniyetle başvuruda bulunduğu ispat edilemediğinden kötüniyet iddiası ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne, ……-M-…….. sayılı YİDK kararının iptaline, davalı adına tescilli ………./……. sayılı … + Şekil ibareli markanın tescilli olduğu 16. sınıf yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yerel mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle markaların görsel ve fonetik açıdan benzer olduğu, emtiaların benzer olduğuna hükmedilmişse de, iş bu tespitler yapılırken tarafların yapmış olduğu işler ve sağlamış olduğu hizmetler göz önüne alınmadığını, yine yerel mahkemece markaların görsel ve fonetik olarak benzer olduğu kanaatinin oluştuğu da gerekçeli kararda belirtilmişse de yaygın bir ifade olan … ifadesinin kullanılmasının markalar arasında tek başına benzerlik yaratmasının mümkün olmayacağının ve müvekkilin markasının bir bütün olarak parçalanmasıksızın değerlendirilmesi gerektiğinin göz önüne alınmamış olmasının da kararın bozulmasını gerektirdiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, SMK’nın 6. maddesinin koşullarının somut uyuşmazlıkta olmadığını, markalar arasında yeterli farklılığın bulunduğunu, Kurum kararının yerinde olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Hukuk Genel Kurulu’nun 02.11.2011 gün, 2011/11–567 esas, 2011/676 karar ve 14.11.2012 gün, 2012/11–417 esas, 2012/791 karar, 14.01.2015 gün, 2013/11-1316 esas, 2015/34 karar, 01.04.2015 gün, 2013/11-1572 esas, 2015/1133 karar ve 12.04.2017 gün, 2017/11-74 esas, 2017/728 karar sayılı ilamlarında da benimsendiği üzere, mahkemece gerektiğinde hükmün eki niteliğinde kroki ve şekillere, kararın ekinde yer verilebilir ise de, hükmün gerekçe kısmında, HMK.’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesi ve Anayasa’nın 141. maddesi hükümlerine uygun düşmeyecek biçimde şekillere yer verilmesi, davadan davalar doğmasına, tarafların yeniden uyuşmazlığa düşmelerine, infazda tereddüde neden olunmasına yol açabilecektir. Renk, boyut ve diğer özelliklerinden yoksun bir şekilde markaların ve tasarımların gerekçeli karara eksik yansıtılmaları yanıltıcı sonuçlara neden olabilecektir. Somut uyuşmazlıkta da mahkeme kararının gerekçe kısmında dava konusu markalara ilişkin görünümlere yer verilmiş olması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine uygun bulunmadığından, Dairemizce hükmün kaldırılması gerekmiştir.
Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
2- İstinaf kararının neden ve şekline göre, davalılar vekillerinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 25/06/2019 gün ve ……/….. E. – ……/….. K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davalı Şirket ve davalı … vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davalı Şirket ve davalı … tarafından yatırılan 44,40’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalılara iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/04/2021 tarihinde HMK 353/1-a-6. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip