Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1406 E. 2021/604 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1406
KARAR NO : 2021/604
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Men’i, Ref’i ile
Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/07/2019 tarih ve ……./…… E. – ……/…. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin New York’ta kurulan … … ürünleri üreten bir firma olduğunu, müvekkilinin … markasını taşıyan davalıya ait ürünlerin Ambarlı Müdürlüğünde durdurulduğuna ilişkin bildirim geldiğini, ancak zamanında işlem yapılmadığı gerekçesiyle ürünlerin serbest bırakıldığını ve akıbetinin taraflarınca takip edilemediğini, mlüvekkilinin marka hakkını ihlal eden ürünler hakkında tecavüzün tespiti ve meni ile tazminat talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap vermemiş, ancak 15/05/2019 havale tarihli dilekçesinde bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar Ambarlı Gümrük Müdürlüğü sahasına gelip sonra çıkışı yapılan ürünler üzerinde davacı tarafın …/… sayılı tescilli marka hakkı ihlal edildiği ileri sürülmüş ise de, davalı ürünün sahte olduğu konusunda dosyada kanıt olmadığı, Gümrüğe gelen eşyadan numune ürün alınmadığı için ürünün sahte olduğunun tespit edilemediği, parelel ithalat ile ürünün gümrüğe gelmiş olabileceği, davacının tecavüz ve buna bağlı olan diğer iddialarının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, gümrük idaresinde el konulan ürünlerin “…” ibareli olduğu ve bu nedenle de ürünlerin durdurulduğunun taraflarına bildirildiğini, dava açıldığının ve tedbir talebinde bulunulduğunun idareye bildirilmesine karşın ürünlerin gümrük işlemlerine devam edildiğini, bu bakımdan ürünlerin gerçek veya taklit ürün olup olmadığının tespit edilemediğini, diğer yandan, söz konusu kullanımların müvekkilden izinsiz olarak gerçekleştirildiği ve davalının Türkiye temsilcisi olmadığını, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmamakla birlikte, kullanımların izinsiz olduğunu, ürünün doğrudan taklit ürün olması değil, tecavüz teşkil eder nitelikteki bir kullanımın da hukuka aykırı olduğunu, davalı kullanımlarının izinsiz kullanım olarak, marka hakkına tecavüz fiili olduğunu, davada, davalı tarafından açtığımız davaya karşı cevap dilekçesi verilmemiş, yargılama safhasında da dava takip edilmediğini, bilirkişi raporunun taraflara tebliğinden sonra davalı vekilinin dosyaya vekaletini sunduğunu, davalı vekilinin, karşı vekalet ücretine hak kazanabilmek adına bilirkişi raporuna karşı itiraz süresi de geçtikten sonra 16.04.2019 tarihinde bir itiraz dilekçesi ibraz etmiş ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin tarafımıza yükletilmesini talep ettiğini, tecavüz istemi ile talep edilen diğer tecavüz istemleri ve tazminat istemleri bakımından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i, ref’i ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının marka tecavüzü olduğunu ileri sürdüğü gümrükte bulunan eşyadan numune ürün alınmadığı için ürünün gerçek ya da sahte olduğunun, marka tecavüzü olup olmadığının tespit edilemediği, dosya kapsamında da bu hususları belirlemeye yönelik delil olmadığı, davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinin de mevzuata uygun bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, peşin olarak yatırılan 850,00 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 790,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip