Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1404 E. 2021/609 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1404
KARAR NO : 2021/609
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/03/2019 tarih ve …./…… E. – ……./…… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, “…” ibaresinin, 1969 yılından bu yana faaliyette bulunan müvekkili …’nin ve daha sonra kurulmuş şirketler topluluğuna dâhil diğer şirketlerin ticaret unvanında ve müvekkili …’nin markası olarak kullanımı bulunan bir ibare olduğunu, müvekkili …’nin de 22.05.2015 tarihi itibariyle markasında tescil edilmiş olduğunu, şirketler topluluğu bünyesindeki diğer şirketlerine dahi marka lisans sözleşmeleri ile kullandırıldığını, Yurt içinde ve yurt dışında faaliyette bulunan topluluğa dâhil tüm şirketlerinin “…” markası ile tanınmış, itibar ve güven kazanmış olduğunu, dolayısıyla “…” ibaresinin geçtiği her yerde doğrudan şirketlerinin anlaşıldığını, üçüncü kişilerce bu ismin görüldüğü her yerde bu isme güvenilerek ve şirketler topluluğu ile bağlantılı bulunduğu kanaati öne çıkarak ticari ilişkiler kurulduğunu, müvekkillerinin yıllardır oluşturduğu standart ve kalite ile haklı bir üne kavuşmuş olduğunu, bilinen ve tercih edilen bu markanın ve unvanın sahibi olduğunu, dolayısıyla davalının müvekkillerinin ticaret unvanında yer alan ve markası da olan “…” ibaresini kullanarak, markaya tecavüz oluşturduğunu, davalıya Ankara 32. Noterliği 15.02.2017 tarih, …… Y. numaralı ihtarname keşide ettiklerini, ihtarnamenin 17.02.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu halde, davalının herhangi bir yanıt vermediği gibi hiçbir düzeltme girişiminde de bulunmadığını, müvekkili şirketlerin yıllardır ticaret unvanı ve markası olarak tescilli bulunan “…” ibaresini kullanarak, açıkça iltibas oluşturduğunu, davalının iyi niyetli olmadığını ileri sürerek müvekkillerinin marka haklarına tecavüzün tespiti ile men’ine, “…” ibaresinin davalının ticaret unvanından terkinine, her türlü kullanımına son verilmesine, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek 5 gazeteden biri ile ilanına, maddi, manevi tazminat ve sair talep ve dava haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket yetkilisi …… ……… …….., şirketin 22.04.2013 tarih ve ……… sayılı şirket anasözleşmesinin, Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce 24.04.2013 tarihinde tescil edildiğini, şirket yetkilisinin ……. ……. ……… olduğunu, bu şirketin davacının marka tescilinden önce kurulduğunu, davacı markasına herhangi bir tecavüzün söz konusu olmadığını, şirketin ticaret unvanının …… …… ……..’nin isminden esinlendiğini, … HOLDİNG’i ilk defa duyduklarını, Şirketin …… ilinde ……. …… Ham Yağı işleme işi yaptığını, bu işin Türkiye’de az sayıda şirket tarafından yapıldığını, … markasının kullanılmasının şirkete herhangi bir eksi veya artı getirisinin olmadığını, davacı şirketlerin bu işle herhangi bir alakalarının bulunmadığını, bu sebeple haksız rekabet durumunun söz konusu olmadığını, davacıların genellikle inşaat işi yaptığını, kendilerinin inşaat işi yapmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, kuruluşu 1969 yılına dayanan davacı … ……. Sanayii AŞ adına tescilli, esas unsuru “…” ibaresi olan birçok marka tescilinin bulunduğu, söz konusu markaların 06. Sınıftan 45. Sınıfa kadar birçok emtiayı/hizmeti kapsadığı, bu markalardan 15/05/1996 tarihli …… sayılı markasının mal/hizmetleri kapsamında davalı şirketin Ana Sözleşmesinde yer alan “inşaat hizmetlerinin”, 11/05/2009 tarih ve ……/…… sayılı markasının mal/hizmet kapsamında ise yine davalının Ana Sözleşmesinde yer alan ve cevap dilekçesinde temel iştigal alanı olarak belirtilen “Gıdaların işlenmesi hizmetlerinin” yer aldığı, davacı … ……. Sanayii AŞ adına tescilli markaların, davalının ticaret unvanından önceki tarihlerde tescil edilmiş olmaları, 1996 yılında tescil edilmiş olan ……… sayılı markası ve 2009 yılında tescil edilmiş olan ……/……… sayılı markasının kapsamında davalının iştigal alanlarının da bulunduğu dikkate alındığında, … esas ibareli söz konusu markalar ile … kılavuz unsurlu davalı ticaret unvanı arasında üst düzeyde benzerlik olduğu ve tüketici nezdinde karıştırma ihtimalinin ortaya çıkacağı, bu durumun SMK m.7/2, m.7/3(e) ve m.29/1(a) maddeleri kapsamına girdiği, bununla birlikte, davacılardan …’nin 09/10/2013 tarihli …../……… sayılı markası, davalının Ticaret unvanının tescilinden sonraki bir tarihte koruma altına alındığından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.12.2007 tarihli 2007/11-965 E., 2007/961 K. sayılı kararında da evleviyetle vurgulanan “öncelik ilkesi” kapsamında, bu markaya dayalı terkin talebi haklı görülmediği, davalının www.mesanebati.com alan adında ve site içerisinde reklamlarda ve sosyal meday sayfasında … ibaresini kullanımının markasal nitelikte olduğu ve ticari etki yaratacak şekilde ticari amaçla kullanıldığı, davalının kullanımının davacının tescilli marka hakkı kapsamında kalan hizmetlerle ilişkili olduğu (…../………. sayılı), bu durumun davacının tescilli marka hakkından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği ve haksız rekabet yarattığı, 6769 Sayılı Yasanın 7 ve 29. madde şartlarının oluştuğu, yargılama sırasında davalının ticari unvanının değiştirildiği bildirilmiş olduğundan yeni unvanla ilgili ticaret sicil kaydı celp olunmuş ve gelen kayda göre davalının ticaret unvanından … ibaresini kaldırdığı ve yeni ticaret unvanının ……. Ltd. Şti. ile ilgili olarak … ……. Sanayi AŞ yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı … ……. Sanayi AŞ yönünden ticaret ünvanı terkin talebi ile terkin talebinin davalının ticaret ünvanını yargılama sırasında değiştirmiş olması nedeniyle ticaret ünvanı terkin talebi ile ilgili dava konusuz kaldığından ticaret ünvanı terkin talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacı … AŞ yönünden davacının ticaret ünvanı terkin talebi ile ilgili olarak davacı ticaret ünvanı davalı ticaret ünvanından sonra tescil edilmiş olduğundan bu durumda davalı yönünden davacı … AŞ ticaret ünvanı terkin talebinde bulunamayacağından ticaret ünvanı terkin talebi yönünden davanın reddine, markaya tecavüz talebi yönünden davalının www.mesanebati.com alan adında ve site içerisinde reklamlarda ve sosyal medya sayfasında … ibaresinin kullanımının davacıların tescilli marka hakkından doğan haklarını ihlal ettiğinin tespiti ile www.mesanebati.com alan adına ve sosyal medyada tanıtım işareti olarak … ibaresini kullanımının önlenmesine ve menine, alan adına ve siteye erişimin engellenmesine, kararın kesinleşmesine müteakip hüküm özetinin masraf davalıdan alınmak kaydı ile Türkiye genelinde yayın yapan ulusal gazetede bir kez ilanına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili … Holding AŞ’nin, diğer müvvekkili … …… Sanayii AŞ’nin iştiraki olduğunu, davacı … AŞ’nin en büyük hissedarının (%85,99 payla) diğer davacı … ……. Sanayii AŞ olduğunu, …’nin, “…” markalarından biri olan “… HOLDİNG” (…./……. no’lu) markasının da sahibi bulunduğunu, … Holding AŞ’nin, 1969 tescil tarihli … … Sanayii AŞ’nin iştiraki, 1969 yılında tescil olunan “…” ibaresini devralarak kullanan bir hak sahibi olduğu değerlendirilmeyerek, … unvan ve markası sonradan ve yeni yaratılmış gibi, davalıdan sonra tescil edildiğinden söz edilerek … Holding AŞ yönünden davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, davalı vekilin yalnızca karar duruşmasından önce dosyaya UYAP üzerinden vekil kaydının yapılmış olması ile mahkeme vekalet ücreti hak ettiğine hükmedilmiş olmasının doğru olmadığını, davalı tarafın yargılamanın hiçbir aşamasında, gerek sözlü gerekse yazılı olarak vekille temsil edilmediğini, vekil ile temsil edilmemiş davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da kabul edilemeyeceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti ve meni ile ticaret ünvanı terkini istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı … AŞ’nin 09/10/2013 tarihli …/…….. sayılı markasının ve “… Holding AŞ” ticaret unvanının davalının ticaret ünvanından sonraki tarihte tescil edilmiş olması nedeni ile bu davacının davalının ticaret unvanının terkini yönündeki talebinin yerinde olmadığı, diğer taraftan davalı yararına reddedilen talepler yönünden vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :06/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip