Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1401 E. 2021/918 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU :Eser Sahipliğinden Kaynaklanan Hakların İhlali Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/03/2019 tarih ve ….K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin … psikoloji bölümünde öğretim üyesi olduğunu, çalışma alanının aile ve evlilik terapisi bulunduğunu, 2011 yılında “ilişki pusulası” adlı bir yöntem kullandığını, bunu sempozyum konusu olarak sunduğunu, davalının da müvekkili eğitimlerine katıldığını, eğitim sırasında bu materyallere ulaştığını, müvekkilinin, davalının Ekim 2013 tarihinde yayınladığı “…” ve “…” isimli eserlerden haberdar olduğunu, sevgiyi seçmek kitabının 30-43 sayfasında ilişki pusulası modelini hiçbir atıf yapmaksızın kullandığını, yine kendisinin çevirdiği “doğu hikayeleri ile psikoterapi” adlı kitabın 27-130 sayfalarından yapılan alıntıların davalının “…” isimli kitabının 113-150 sayfalarında kaynak gösterilmeksizin kullanıldığını, bu eylemlerin müvekkilinin eser sahipliğinden kaynaklanan haklarına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek, FSEK’in 68 maddesi uyarınca şimdilik 3 kat 1.000 TL maddi tazminat ile yine FSEK’in 70. maddesi uyarınca 1.000 TL maddi tazminat ve FSEK’in 70. maddesi uyarınca 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, söz konusu kitapların toplatılmasına ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 28/01/2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini toplam 10.487,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin akademik kariyere sahip olduğunu, onlarca eser ürettiğini, davacıya ait seminer notlarının eser niteliğinde olmadığını, çevirideki hikayelerin ise anonim olduğunu, hikayenin olduğu gibi kullanılmasının ihlal olmadığını, taranan belgelerin kime ait olduğunun bilinmediğini, ilişki pusulası modelinin, model olarak tanımlanmasının bilimsel olmadığını, davacının notlarında kullandığı ifadelerin bilimsel niteliği olan düşünceler niteliğinde bulunmadığını, müvekkilinin intihal yapmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının sunduğu belgeler, kurs notları ve sempozyum sunumları incelendiğinde, tüm çalışmaların dil ve yazı ile ifade edilen eserler grubundan olduğu, FSEK’in 2. maddesi kapsamında ilim ve edebiyat eseri niteliğinde bulunduğu, yine davacının yapmış olduğu çevirilerin FSEK’in 6/1 maddesi kapsamında eser olduğu, hikayenin anonim olmasının tercümelerin eser olması nedeniyle bir öneminin bulunmadığı, davacının verdiği sempozyumlarda dava konusu eserleri kendi adı ile sunduğu ve kendi adı ile çoğaltıp öğrencilere dağıtıp alenileştirdiği, bu durumda davacının eser sahibi olduğu, davalı tarafından yazılan her iki kitapta da, davacının eğitim materyallerindeki pek çok bilginin, metaforun, görselin ve hikayenin kullanıldığı, ancak bunlardan en önemlisinin davacı tarafından geliştirilmiş ve özgün bir model olduğu tespit edilen “ilişki pusulası modeli” olduğu, davacının pek çok eğitim materyalinde, kongre sunum materyalinde “… …” adlı kitapçıkta, videolarda yer alan kendisine ait olduğu anlaşılan ilişki pusulası başlığı altındaki alt başlıklar ve pek çok bilginin, davalıya ait “….” adlı kitabın 30-43 sayfaları arasında, bilimsel ve etik kurallara aykırı bir biçimde atıf yapılmaksızın kullanıldığı, davacı tarafından çevirisi yapılan “….” adlı kitapçıkta yer alan iki hikayenin davalı tarafından yazılan “…….” adlı kitabın 113 ve 150. sayfalarında sanki kendisine ait bir hikayeymiş gibi atıf yapılmaksızın kullanıldığı, davalının, yalnızca davacıya ait özgün değeri olan bilgileri değil aynı zamanda davacı tarafından referans verilerek kullanılan diğer yazarlara ait bilgileri de hiçbir referans vermeden kullandığı, davacının eserlerinden usulsüz alıntı yaparak, adını koymayarak ve bu şekilde eseri yayınlayarak FSEK’in 22. ve 23. maddelerinde belirtilen çoğaltma ve yayma haklarını ihlal ettiği, yine kaynak göstermeksizin ve davacının adı belirtilmeksizin bu eserlerin yayınlanmasının FSEK’in 14. ve 15. maddelerinde belirtilen manevi hakların ihlali niteliğinde bulunduğu, açıklanan nedenlerle FSEK’in 68. maddesi uyarınca davacının ……. adlı kitap yönünden 5.287 TL isteyebileceği, manevi tazminat koşullarının da oluştuğu, dava konusu kitapların toplatılması talep edilmiş ise de FSEK’in 68. maddesi uyarınca davacı ile davalı arasında farazi bir sözleşme ilişkisi kurulduğundan dava konusu basımlar için toplatma isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, … adlı kitap için mali ve manevi hakların ihlali nedeniyle 5.200 TL maddi tazminatın, 6.000 TL manevi tazminatın, … adlı kitap için mali manevi hakların ihlali nedeniyle 5.287 TL telif tazminatı ve 6.000 TL manevi tazminatın 01/11/2013 tarihinden itibaren değişir oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminata ilişkin fazlaya dair talebin reddine, hükmün ilanı ile kitapların toplatılması talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili, davacıya ait olduğu ileri sürülen “…..” adlı modelin müvekkili tarafından kullanılmadığını, kaldı ki bahsedilen bu modelin ne olduğunun hiçbir surette davacı tarafından ortaya konulmadığını, davacı çalışmalarının bir eğitim kitabı olmadığı gibi bir bilimsel kaynak da olmadığını, yayınlanmadıklarını, bu nedenle kaynak gösterilmesinin mümkün bulunmadığını, mahkemece kullanıldığı kabul edilen kavramların, günlük yaşamda kullanılan kavramlar olup, yine bu metaforların her gün kullanıldığını, kullanılan kavramların ve metaforların davacının kendi bulduğu veyahut da özgün olarak kendisi tarafından geliştirilmiş kavramlar veyahut da metaforlar olmadıklarını, kullanılan örneklerin, metaforların veya da kavramların davacının hususiyetini taşıyan bir fikir ve sanat mahsulü niteliği taşımadıklarını, nitekim müvekkili hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini, yine davacının YÖK’e yaptığı başvuru üzerine yapılan soruşturmada ise herhangi bir intihal ve etik kurallara aykırılık tespit edilmediğini, davacıya ait FSEK kapsamında bir eserin olmadığının kabulü ile davacının mali ve manevi haklarına yönelik bir ihlalin olmadığının tespitinin gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, eser sahipliğinden kaynaklanan hakların ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanı istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının davaya dayanak yaptığı ürünler ile kitap tercümesinin eser niteliğinde olduklarının dosyada mübrez bilirkişi raporlarında açıklandığı, söz konusu bilirkişi raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulundukları, dolayısıyla davaya dayanak davacı ürünlerinin eser niteliğinde olduklarının kabulünde bir isabetsizlik olmadığı, ceza soruşturma dosyasına sunulan bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin de varılan sonucu değiştirmeyeceği, zira bir çalışmanın eser olarak kabulü için mutlaka özgünlük taşımasının gerekli bulunmadığı gibi akademik bir değerinin olmasının ya da yayınlanmasının da zorunlu olmadığı, sahibinin hususiyetini taşıyan ve Kanun’da tanımlanan eser türlerinden birine dahil çalışmaların eser niteliğinde olacakları, davalının, yayınladığı kitaplarda, usulüne uygun biçimde atıf yapmadan davacı çalışmalarından alıntılar yaptığı, usulsüz alıntılar nedeniyle davacının mali ve manevi haklarının ihlal edildiği, HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf incelemesinin ,istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ve davalı tarafça hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat miktarlarına ilişkin bir istinaf itirazının ileri sürülmediği, bu nedenle bu yönden Dairemizce bir inceleme yapılmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 1.536,08 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.491,68 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- İstinaf aşamasında davalı vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 18/06/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip