Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1392 E. 2021/616 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1392
KARAR NO : 2021/616
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/06/2019 tarih ve ……/……. E. – ……/……. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı şirket ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili; müvekkilinin “…” asıl unsurlu markaların sahibi olduğu gibi bu markaları kullanma hakkında sahip olan dava dışı … …..A.Ş’nin de en büyük hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalı şirketin “… … …” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın nihai olarak YİDK tarafından reddediliğini, oysa itirazlarına mesnet markaları ile dava konusu markanın benzer olup tescil kapsamları da aynı bulunduğundan 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas tehlikesinin bulunduğunu dava konusu başvurunun müvekkilinin seri marklarından birisi olarak algılanacağını, “…” ibareli marklarının tanınmış olduğunu, dava konusu markanın müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, öte yandan dava konusu başvurunun İstanbul’un bir ilçesinin ismi olması nedeniyle 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi uyarınca da tescil edilemeyeceğini, mutlak red nedenlerinin mahkemece resen nazara alınması gerektiğini ileri sürerek …….-M-…… sayılı YİDK kararının iptali ile tescil edilmiş olması halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiş, yargılama sırasında mahkemece davacı tarafça itiraz mesnet markaların diğer sahiplerinin de davaya muvafakati ve katılımı sağlanarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı … vekili, dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin İstanbul’da bulunan bir ilçe ismi olduğunu, davalı şirketin … ilçesinde faaliyette bulunduğunu, dava konusu markayı gören ortalama tüketicinin İstanbul’un ilçesi olarak algılayacağından davacı markları ile karıştırılma ihtimali bulunmadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin 2006 yılında İstanbul’un … ilçesinde “… …” ünvanlı işletmeyi kurduğunu, daha sonra bu işletmeyi büyüterek …-… satışı ve restoran haline getirdiğini, dava konusu markadaki “…” ibaresinin müvekkilin burada hizmet vermesi nedeniyle seçildiğini, taraf markalarının benzer olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, davacı markalarından önce, tescil edilen “…” ibareleri markaların bulunduğunu, anılan ibarenin harcı alem olup kimsenin tekeline verilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “… …&…” ibareli başvuru markasıyla, davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, başvuru ibaresinde geçen … bir ilçe adını taşımakla beraber kapsamındaki emtialarla birlikte ele alındığında aynı sınıfta tescilli olan davacının … ibareli markalarına yaklaşıldığı, …&… ibaresinin asli değil tali unsur olarak yer aldığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makul düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu 29. sınıftaki mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde, davalının “… …&…” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden bunun davacının “…” ibareli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, taraf markalarının idari ve ekonomik açıdan birbirleriyle bağlantılı, işletmesel kökenlerinin aynı olduğu konusunda ortalama düzeydeki tüketici kesiminde bir yanılgı yaşanabileceği bu açıdan 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesindeki koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ….-M-…… sayılı YİDK kararının iptali, dava konusu ………./……. sayılı marka tescil edildiğinden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı … vekili, taraf markalarının benzer olmadığını, dava konusu markanın İstanbul’da bulunan bir ilçe ismi, itiraza mesnet markaların ise hem kız ismi hemde hükümdar, padişah anlamlarına geldiğini, zayıf marka olduğunu, mahkemece bu husus üzerinde durulmadığını, karıştırılma ihtimalinin olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili; dava konusu YİDK kararı ile çelişen bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, “…” ibaresinin coğrafi işaret olmadığını ve markanın yardımcı unsurlarla birlikte tescil edildiğini, anılan ibarenin özel bir isim olup hecelerine ayrılarak davacı markalarına benzetilmeye çalışmasının doğru olmadığını, taraf markalarının benzer bulunmadığını, içinde “…” ibaresi geçen tüm markaların davacının tekelinde olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinde; davalı şirketin “… …&…” ibaresini 29. sınıfta tescili için yaptığı …../…… sayılı marka başvurusuna, davacı şirketin “…” ibareli markalarına dayalı olarak 556 sayılı KHK’nın 8/1-b, 8/3, 8/4 ve 35. maddelerine dayalı olarak yaptığı itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddine karar verildiği, davacının bu karara karşı aynı iddialarla yaptığı itirazının …….-M-……. sayılı YİDK kararı ile reddine karar verildiği , davanın 2 aylık hak düşürücü içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda özet kısmında da anlaşılacağı üzere, mahkemece, dava konusu marka ile davacının itirazına mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olup taraflar arasındaki uyuşmazlık taraf markaları arasında 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas bulunup bulunmadığı noktasındadır.
556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dava konusu markanın tescil edilmek istendiği 29. sınıf mallar, davacının itirazına mesnet markaları kapsamında da aynen yer almaktadır. İşaretlerin karşılaştırılmasına gelince; mahkemece; dava konusu markanın; davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları benzer kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmişse de “… …&…” ibareli dava konusu markada asıl unsur olarak yer alan “…” ibaresi İstanbul’da bulunan bir ilçenin adı olup bu yönü ile davacının “…” ibreli markalarından tamamen farklı bir algıya yol açan dava konusu markada, sırf “…” ibaresinin yer alması nedeniyle davacı markaları ile benzer olduğunu kabul etmek mümkün olmadığından Dairemizce tarafların marka işaretleri arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b anlamında bir benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan; davacı taraf, dava dilekçesinde dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin İstanbul’da yer alan bir ilçe ismi olması nedeniyle de 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi gereğince marka olarak tescilinin mümkün olmadığını ileri sürdüğünden mutlak red nedenlerinden olan bu iddianın da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 26.11.1999 tarih ve …../…… Esas, ………/……. Karar sayılı ve 13.04.2000 tarih ve ……./……. Esas ……./…… Karar sayılı kararlarında , tek başına marka olarak tescili mümkün olmayan bir sözcüğün yanına, (hatta tek başına tescili mümkün olmayan sözcük “kök” sözcük olsa bile) ayırt edici nitelikte ek ve ibareler getirilmesi durumunda bu haliyle tescilin mümkün olup olmayacağı tartışılmış ve bir nevi marka tanımını içeren 556 sayılı KHK’nin 5. maddesindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, tek başına tescili mümkün olmayan sözcüklerin yanına ayırt edici nitelikte sözcükler ilavesi ile ve genelde ya isim tamlaması veya sıfat tamlaması şeklinde ortaya çıkan ve yeni bir anlam ifade eden sözcükler grubunun marka olarak tescil edilebilmesinin, yasal düzenlemenin amacına daha uygun olacağı ve bu itibarla, KHK’nin 7/1-f bendi gereğince tek başına marka olarak tescili mümkün olmayan İstanbul, Ankara, İzmir gibi coğrafi yer isimlerinin “İstanbul ……”, “Ankara …….”, “…….. İstanbul”, “İzmir ……..” gibi bir başka sözcüğün ilavesi ile meydana gelen sözcükler grubunun marka olarak tescil edilebileceği kabul edilmiştir. Doktrinde de bölge veya şehir adlarının marka olarak tesciline ilke olarak bir engel bulunmadığı kabul edilmektedir.
Ayrıca, 556 sayılı KHK’nin 7/1 (c) bendi ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markaların, (f) bendinde ise mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya üretim yeri, coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak markaların tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, dava konusu marka başvurusuna konu işaretin tek başına bir ilçe ismi olan “…” olmayıp, kullanılacağı mal ile birlikte “… … & …” olması , “…” denildiğinde akla hemen 29. Sınıfta yer alan ürünlerin gelmemesi ve dosyada … ilçesinin 29. Sınıfta yer alan mallarla ünlü bir yer olduğu yönünde delillerin de bulunmaması karşısında dava konusu markanın tescili yönünden yukarıda belirtilen KHK hükümleri uyarınca mutlak red nedeni bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiş, teknik yönlerden mevcut bilirkişi raporundan faydalanılmıştır.

Sonuç olarak; mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle dava konusu “… … & …” ibareli marka ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markları arasında emtia benzerliği şartı gerçekleşmesine rağmen marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından somut olayda 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 17/06/2019 gün ve ……/…… E. – ……./….. K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00 TL maktu vekaletin ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 46,10 TL posta masrafından oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı kuruma verilmesine,
7-Davalı ….. …… …….. San.Tic.Ltd.Şti. tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip resen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara ayrı ayrı iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip