Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1390 E. 2021/614 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2019
NUMARASI :…

Yenimahalle/ ANKARA

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/07/2019 tarih ve…. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili; müvekkilinin ilaç sektöründe herkes tarafından bilinen son derece saygın bir firma olduğunu, davalı Kurum nezdinde tescilli birçok markasının olduğunu, davalı şirketin …” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilin “…-…” ibareli marka ile dava konusu markanın ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğunu, taraf markalarda “…” ibaresi ve (-) işareti olmakla birlikte markanın ilk unsurları olan “…” ve “…” ibaresi arasında da ayniyet derecesinde benzerliğin sabit olduğunu, davalı markasının, müvekkilinin markasından ayırt edilmesinin mümkün olmadığını, karşı tarafın müvekkilim farklı olarak “T” harfi yerine “B” harfi kullandığını, bu kullanım markaları farklılaştırmadığını bilakis iltibas derecesini artırdığını, “…” ibareli markanın tescili ile müvekkilinin “…” markasının garanti ve reklam gücünden yararlanılarak haksız ticari bir değer kazanılacağını, müvekkilinin markasının itibarına zarar vereceğini, taraf markalarının kapsamlarındaki mallarında aynı olduğunu, her ikisinin de 05. sınıftaki malları kapsadığı gibi dava konusu marka kapsamında yer alan 3. Sınıf mallarında 5. Sınıf mallarla ilişkili bulunduğunu, davalının marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek … sayılı kararın iptaline, … sayılı “…-…” ibareli markanın iptalini, tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf marklarında yer alan “…” ibaresinin rahat anlamına gelip çekişmeli ürünler bakımından sıklıkla kullanıldığını, dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin “bitkisel” anlamına gelip bu anlamı itibariyle davacının itirazına mesnet markasından farklılaştığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markalarının benzer olmadığını, müvekkili markasının 2010 tarihinden itibaren koruma altına alındığını, dava tarihi itibariyle hükümsüzlük davası için 5 yıllık dava zaman aşımının dolduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, tescilli bir marka ile başvuru konusu marka arasında 556 sayılı KHK 8/1 maddesi anlamında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları yanında münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin nazara alınarak belirlenmesi gerektiği buna göre; dava konusu … sayılı markanın kapsamında yer alan 5. sınıftaki “insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler. Tıbbi amaçlı diyet maddeleri; zayıflatıcı ürünler; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler.” emtiası yönünden görsel ve sesçil iltibas düzeyinde benzerlik oluştuğu, hedef tüketici kitlesi açısından markalar arasında idari, ekonomik veya işletmesel bir bağlantı bulunduğunu düşünme ve markaları karıştırma ihtimali bulunduğu, diğer yönden başvuru kapsamında yer alan ” insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler. Tıbbi amaçlı diyet maddeleri; zayıflatıcı ürünler; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler” emtialarından bir kısmı açısından bu tür ürünler reçete ile satıldığından hedef tüketici kitlesi doktor-eczacı-veteriner açısından iltibas oluşmayacağı ileri sürülse de günümüzde bu tür ürünlerin sadece reçeteyi yazanlar veya ürünleri satanlar tarafından değil ihtiyaç sahipleri yani hasta veya yakınları tarafından bu tür ürün tüketiminde yanılgı yaşayabilecekleri, bu tür ürünlerin satıldığı yerde kalfa tabir edilen kişilerin reçeteleri yanlış da yorumlayıp içerdiği etken maddeler aynı diye görsel benzerlerini yanlışlıkla da olsa verebilecekleri ihtimali de bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile … sayılı YİDK kararının dava konusu edilen … sayılı markanın kapsamında yer alan 5. Sınıftaki “insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler. Tıbbi amaçlı diyet maddeleri; zayıflatıcı ürünler; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler.” yönünden iptaline, bu mallar yönünden markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı … vekili, taraf markalarının benzer olmadığını, zira taraf markalarında yer alan “…” ibaresinin rahat anlamına gelip çekişmeli ürünler bakımından sıklıkla kullanıldığını, dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin “bitkisel” anlamına gelip bu anlamı itibariyle davacının itirazına mesnet markasından farklılaştığını, mahkemece kabul edilen 5. sınıf emtianın alıcılarının … sektöründeki nispeten yüksek dikkat ve özene sahip profesyonel kişiler olduğunu, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili; mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığının bildirildiğini, uyuşmazlık konusu malların hedef kitlesinin doktor ve eczacılar olduğunda taraf markalarının karıştırılması ihtimalinin olmadığını, müvekkiline ait markanın 29/12/2010 tarihinde koruma altına alındığını, davacının 8 yıl sonra açtığı bu davanın sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesi gereğince reddi gerektiğini, davacının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinde; davalı şirketin “…-…” ibaresini, 03 ve 05. sınıf mallarda tescili için yaptığı,…. sayılı marka başvurusuna, sonrasında davacı şirket ile birleşen …..A.Ş tarafından, …. sayılı “…” ibareli markasına dayanarak iltibas, haksız rekabet ve kötüniyet iddiasıyla yaptıkları itirazın … tarafından reddine karar verildiği, bu karara davacı şirket ile birleşen …..A.Ş ‘nin aynı iddialarla yaptığı itirazlarının da… sayılı YİDK kararı ile reddedildiği, YİDK kararının davacıya 19/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 2 aylık hak düşürücü süre içinde 14/04/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece; taraf markaları arasında, dava konusu marka kapsamında 5. sınıfta yer alan “insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler. Tıbbi amaçlı diyet maddeleri; zayıflatıcı ürünler; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler.” emtiası yönünden iltibas bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı sadece davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan istinaf incelemesine konu uyuşmazlık anılan emtia bakımından taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davacının itirazına mesnet 2003 31550 sayılı markası 5. sınıfta sadece “tıbbi müstahzarlar” için tescillidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin…. karar ve 11/04/2016 tarihli kararında belirlendiği üzere de, tıbbi müstahzar emtiası 5/1. sınıfta yer alan ürünlere karşılık gelmekte olup, 5. sınıfta bulunan diğer ürünlerin, kullanım amaçları, hedeflenen halk kesimleri ve dağıtım kanallarının farklı olması nedeniyle birbiri yerine ikame edilebilme veya kullanılabilme olanakları bulunmamaktadır.
Bu bağlamda somut uyuşmazlık irdelendiğinde, davacının itirazına mesnet markasının kapsamındaki tıbbi müstahzar emtiası ile dava konusu marka başvurusu kapsamındaki 05.01. Sınıfta yer alan “insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler.” mallarının benzer olduğu, dava konusu marka başvurusu kapsamında, 5.1. sınıf dışındaki “Tıbbi amaçlı diyet maddeleri; zayıflatıcı ürünler; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler.” emtiası ile davacı markası kapsamındaki tıbbi müstahzar emtiasının, doğası, kullanım şekli ve dağıtım kanallarının farklı olduğu, aynı mağazalarda satılsalar bile, farklı reyonlarda bulundukları, ayrıca, birbirini tamamlayan veya rekabet halinde olan mallar da olmadıkları, bu nedenle davalının başvurusu kapsamında bulunan 05.01. sınıf dışındaki” Tıbbi amaçlı diyet maddeleri; zayıflatıcı ürünler; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler.” emtiasının davacının mesnet markasının kapsamından farklı bulunduğu kanaatine ulaşılmış, mahkemenin bu emtia bakımından da tarafların marka tescil kapsamlarının benzer kabul edilmesi yerinde görülmemiştir.
Davacının itirazına mesnet markasının tescil kapsamı ile benzer bulunan, dava konusu marka kapsamında 5. sınıfın 1. alt grubunda yer alan “insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler.” malları, genel olarak farmasötik ürünler olup, … … tarafından ruhsatlandırıldıktan sonra doktor tarafından reçetelenir ve eczacılar tarafından da yazılan reçetedeki teşhise göre hastaya verilir. Dolayısıyla Yargıtay 11. HD’nin yerleşik uygulaması gereği bu ürünlerin ortalama tüketicileri, doktorlar ve eczacılar olduklarından iltibas değerlendirmesinde, bu tüketicilerin bilinç düzeyleri gözetilmelidir. Buna göre; taraf marka işaretlerinin karşılaştırılmasında; davacının davacının itirazına mesnet markası bütün olarak “…” ibareli olsa da “…-…” olarak algılanacağı, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin Türkçe karşılığının “rahatlamak, gevşemek” anlamlarına geldiği, bu itibarla 5/1 sınıfta yer alan emtia bakımından ayırt ediciliğinin bulunmadığı, taraf markalarında yer alan asli unsurların “…” ve “…” ibareli olduğu hususları gözetildiğinde asıl unsurlar bakımından taraf markaları arasında işitsel ve görsel olarak kısmi bir benzerlik bulunduğu söylenebilirse de; yukarıda belirtildiği gibi ilaç markalarında görüşü dikkate alınması gereken kitle doktor ve eczacılardan oluşan bilinçli kitle olduğundan taraf markaları arasında yer alan bu benzerliğin iltibasa neden olmayacağı kanaatine varılmıştır. Nitekim, mahkemece görüşüne başvurulan , içinde eczacı ve doktor bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi kurulunca hazırlanan raporda da aynı sonuca ulaşılmıştır.
Diğer taraftan davalı şirket cevap dilekçesinde; diğer savunmalarının yanında davadaki hükümsüzlük talebi yönünden 5 yıllık sürenin geçirildiği, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını savunmuş ve bu yönden de istinaf isteminde bulunmuşsa da dava konusu markanın tescil tarihi 30/09/2013 ile 14/04/2018 dava tarihi arasında beş yıllık süre geçmediğinden davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı söylenemeyeceğinden davalı şirketin bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak; mahkemece taraf markaları arasında dava konusu marka kapsamında yer alan 5. sınıfın 1. alt grubunda yer alan “insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler.” emtia benzerliği şartı gerçekleşse de taraf marka işaretleri arasında bulunan kısmi benzerliğin, hitap ettiği tüketici kitlesi nazara alındığında 556 sayılı KHK’nın 81/-b maddesi gereğince iltibasa neden olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 01/07/2019 gün ve …K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan posta giderleri toplamı 32,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı Kuruma verilmesine,
7-Davalı Şirket tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara ayrı ayrı iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip