Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1389 E. 2021/613 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/05/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili; davalı şirketin “… … …” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazların nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu markada asli unsur olarak yer alan “…” ibaresinin sağlık alanında kullanılan bir terkibin adı olduğundan tescili istenen 30. Sınıfta yer alan mallar yönünden tanımlayıcı bulunduğunu, anılan ibarenin kimsenin tekeline bırakılamayacağını, öte andan anılan ibarenin 30. sınıf mallar bakımından da halkı yanıltacak nitelikte olduğunu, ayrıca davalının seçenek özgürlüğü var iken bu ibareyi marka olarak tescil ettirmesinin kötü niyetli bulunduğunu, dava konusu ibarenin 556 sayılı KHK’nın 7/1-c ve f bentleri uyarınca tescilinin mümkün bulunmadığını ileri sürerek….sayılı YİDK kararının iptali ile dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin…” anlamına geldiğini, genel nitelikli ve sektörde herkes tarafından kullanılabilen, marka olarak algılanma gücü bulunmayan bu ibarenin dava konusu markada yardımcı unsur olarak yer aldığını, dava konusu markadaki asıl unsurun “… …” ibaresi olduğunu, bu nedenle 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesindeki koşulların bulunmadığını, başvurunun kötüniyetli olduğu iddialarının ispatlanamadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin “…” markasını 2010 yılında tescil ettirdiğini ve tanınmış marka statüsüne alındığını, müvekkilinin … … ibaresiyle oluşturduğu pek çok seri markasının bulunduğunu, davaya konu “… … …” ibareli başvurunun esaslı unsurunun … ibaresi olduğunu ve … ibaresinin tali unsur olarak kullanıldığını, “… … …” ibareli markasının bütününün tanımlayıcı olduğunun iddia edilemeyeceği gibi haklı yanıltacak nitelikte de olmadığını, davacının kötü niyet iddialarının yerinde bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu “… … …” markası veya bu markanın barındırdığı “…” ibaresinin, aralarındaki sıkı ilişkisi sebebiyle tescil edilmek istenen 30. sınıfta yer alan malların herhangi birisini refleks halinde derhal doğrudan bir başkasının hatırlatmasına gerek olmadan akla getirmediği, salt tescil edilen malların bir kısmı veya tamamının “…” olarak isimlendirilen bir maddeyi/bileşiği ihtiva etmesinden bahisle otomatikman tanımlayıcı ve ayırtediciliği olmayan bir marka olduğunun varsayılmayacağından davaya konu markanın somut ayırtediciliğinin bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi koşullarının bulunmadığı, dava konusu markanın tescil kapsamında 30. Sınıfta yer alan “kakao; kakao esaslı içecekler; çikolata esaslı içecekler; (flavon barındıran tahıldan üretildiği için) Makarnalar, mantılar, erişteler; Pastacılık ve fırıncılık mamulleri ve tatlılardan yaş pasta, puding Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek,; (fındık, fıstık gibi … ihtiva eden sert kabukluları içerdikleri için) baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar; Her türlü un, irmikler, nişastalar; Çaylar, buzlu çaylar; çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler; (çikolatalı ve çoğu meyveli olduğu için) Dondurmalar, yenilebilir buzlar Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç” emtiasının “… maddesini/bileşiğini içerebileceğinden bu emtia bakımından halkı yanıltıcı olmadığı ancak … maddesini/bileşiğini barındırmayan ve barındırma ihtimali bulunmayan “Kahve, kahve esaslı içecekler, Pastacılık ve fırıncılık mamulleri ve tatlılardan muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Şekerlemeler, Sakızlar. Tuz. Pekmez” emtiası yönünden yanıltıcı olduğu, dava konusu marka başvurunun kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile … sayılı YİDK kararının dava konusu edilen …. sayılı markanın kapsamında yer alan 30. Sınıftaki “Kahve, kahve esaslı içecekler, pastacılık ve fırıncılık mamülleri ve tatlılardan muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Şekerlemeler, sakızlar. Tuz. Pekmez.” malları yönünden iptaline, belirtilen mallar bakımından markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili, dava konusu markada yer alan ” …” ibaresi tasviri olduğundan markada asli unsur olarak kullanılamayacağını, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere tescil edilmek istenen 30. sınıf malların pek çoğunun muhteviyatında … maddesi bulunduğunu, anılan ibarenin kimsenin tekeline bırakılamayacağını, mahkemece reddedilen mallar bakımından dava konusu markanın haklı yanıltacak nitelikte olmadığı kabulünün yerinde olmadığını, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, dava konusu markanın sadece … ibaresinden oluşmadığını, asıl ve ayırt edici unsurunun “… …” ibaresi olduğunu, mantıklı ve rasyonel olarak satın alma tercihinde bulunan ortalama tüketicilerin, mahkemece kabul edilen emtia üzerinde dava konusu markayı gördüğünde belitlen emtia içinde … içerdiği yanılgısına düşmelerinin mümkün bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili; mahkemece alınan bilirkişi raporunda çikolatanın içerisinde yüksek miktarda … bulunduğunun, dava konusu markanın kapsamında yer alan “pastacılık ve fırıncılık ” mamullerinde … bulunmadığının belirtildiğini, ancak müvekkilinin çikolata kaplı bisküvi ürettiğini, bu ürünün pastacılık ve fırıncılık mamulü olup çikolata ihtiva ettiğini, dolayısıyla bu mallar bakımından da dava konusu markanın yanıltıcı bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescili istenen işaretin 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi anlamında tanımlayıcı kabul edilmesi için, işaretin ilgili mal ve hizmetle sıkı ilişkisi sebebiyle malın veya hizmetin bir özelliğini veya kompozisyonu refleks halinde derhal düşündürmesi ve akla getirmesi gerektirdiği, aynı KHK’nın 7/1-f maddesi gereğince de mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya üretim yeri, coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak markaların tescil edilemeyeceği, dava konusu markada asli unsur olarak yer alan “…” ibaresinin kakao, çay yaprakları, fındık, fıstık gibi sert kabuklular, bazı meyve ve sebzelerde doğal olarak bulunan madde/bileşik olduğunun ve tescili istenen 30. sınıf mallar bakımından 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi anlamında tanımlayıcı bulunmadığının, öte yandan tescil kapsamında yer alan 30. sınıfta yer alan “kakao; kakao esaslı içecekler; çikolata esaslı içecekler; Makarnalar, mantılar, erişteler; Pastacılık ve fırıncılık mamulleri ve tatlılardan yaş pasta, puding, ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar; Her türlü un, irmikler, nişastalar; Çaylar, buzlu çaylar; çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler; Dondurmalar, yenilebilir buzlar Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç” emtiasının … maddesini/bileşiğini içerebileceğinden bu emtia bakımından halkı yanıltıcı olmadığı ancak “Kahve, kahve esaslı içecekler, pastacılık ve fırıncılık mamülleri ve tatlılardan muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Şekerlemeler, sakızlar. Tuz. Pekmez.” emtiasının … maddesini/bileşiğini içermeyeceğinden bu emtia bakımından dava konusu markanın 556 sayılı KHK’nın 7/1-f maddesi uyarınca yanıltıcı olduğunun mahkemece görüşüne başvurulan ve içinde gıda mühendisinin yer aldığı bilirkişi raporu ile tespit edildiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunun ispatlanmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ve davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı ve davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 44,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90’ar TL’nin davacı ve davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip