Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1383 E. 2021/554 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1383
KARAR NO : 2021/554
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2019
NUMARASI : 2017/278 E. – 2019/194 K.

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

BİRLEŞTİRİLEN ANKARA 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİNİN ……/……. ESAS ……/…… KARAR SAYILI DOSYASI

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/03/2019 tarih ve ……/…… E. – ……./…. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Asıl ve birleşen davada davacı vekili; müvekkilinin “… … … …” ibaresini 25. ve 35. Sınıfta yer alan mal ve hizmetler yönünden tescili için yaptıkları marka başvurusunun, davalı şirketin “… …” ibareli, 25. Ve 35. Sınıfta tescilli …… ……. ve …… ….. sayılı markalarına dayanarak yaptığı itiraz sonucu Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından, markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi gereğince iltibas tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazın YİDK tarafından reddedildiğini, oysa davalının kötüyetli olarak tescil ettirdiği redde mesnet markalarının hükümsüzlüğü için Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtıkları davanın derdest olduğunu, bu davanın sonucu beklenilmeden başvurularının reddinin yerinde olmadığını, müvekkilinin başvurusuna konu ibarenin Amerika’da 2003 yılından beri tescilli ve tanınmış olduğunu, müvekkilinin anılan markanın sahibi olan dava dışı şirketin münhasır distribütörü ve anılan dava dışı şirket ait fikri ve sınai haklarının Türkiye’deki sahibi, yetkilisi ve dava dışı şirketin vekili olduğunu ileri sürerek …..-M-……. sayılı YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, taraf markalarının benzer olduğunu, redde mesnet markalar hakkında YİDK karar tarihinde verilmiş hükümsüzlük kararı bulunmadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı şirket vekili, davaya konu olan marka ile müvekkilinin … …” markalarının görsel, işitsel olarak benzer olduğunu, taraf markaların sınıflarının da aynı olması nedeniyle iltibas bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında hem emtialar yönünden hem de görsel ve işitsel yönlerden benzerlik bulunduğu, bu benzerliğin ortalama tüketici nezdinde karışıklığa yol açabileceği, dolayısıyla 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında davaya konu çekişme konusu tüm mal ve hizmetler bakımından iltibas tehlikesinin bulunduğu, YİDK iptali nedeniyle açılan davada YİDK karar tarihindeki mevcut durum ve şartlara göre inceleme yapılıp karar verileceğinden ve YİDK karar tarihi itibariyle redde mesnet davalı şirkete ait markalar hakkında neticelenmiş ve kesinleşmiş bir hükümsüzlük kararı da bulunmadığından sonradan açılan hükümsüzlük davasında verilecek kararın YİDK iptal davasında neticeye etkili olamayacağından davacının hükümsüzlük davasının sonucunun beklenmesi yönündeki talebinin yerinde olmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesinin ancak 3. kişilerin yaptığı başvurulara gerçek hak sahipliği iddiası ile itiraz etme veya hükümsüzlük davası açma hakkı verdiği, kendi başvurusu yönünden 8/1-b tescil engelini aşarak tescil hakkı vermediğinden davacının kendi başvurusu ile ilgili olarak yapmış olduğu gerçek hak sahipliği iddiasının da yerinde görülmediği, YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Asıl ve birleşen davada davacı vekili, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını ve tek bilirkişi raporu ile karar verildiğini, müvekkilinin,davalı şirkete ait redde mesnet markaların hükümsüzlüğü için açtığı davanın sonucunun beklenilmesi gerektiğini, müvekkilinin başvurusuna konu markanın 2003 yılında Amerika’da tescil edildiğini ve Türkiye’de de tanınmış olduğunu, davalı şirketin kötü niyetli olarak redde mesnet markaları tescil ettirdiği gibi tasarımlarının da taklit olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “… … … …” ibareli marka başvurusu ile davalı şirket adına tescilli “… …” ibareli ……/…… ve ……/….. sayılı markalar arasında, uyuşmazlık konusu 25. Sınıf ve 35. Sınıfta yer alan mal ve hizmetler bakımından, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirme ihtimali dahil iltibas tehlikesinin olduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun, karar vermeye yeterli bulunduğu, YİDK kararının iptali davasının YİDK karar tarihindeki mevcut şartlara göre inceleneceği, dava konusu YİDK karar tarihi itibariyle kesinleşmiş bir hükümsüzlük kararının bulunmaması nedeniyle davacı vekili tarafından açılan hükümsüzlük davasının bekletici mesele yapılmasına gerek olmadığı, davacının gerçek hak sahipliği iddiasının, marka başvurusunun reddine ilişkin Kurum kararının iptaline ilişkin işbu davada tartışılmasının mümkün bulunmadığı, diğer bir deyişle gerçek hak sahipliğinin ancak 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi kapsamında, marka tescil başvurusuna itiraz hakkı sağlayacağı, bunun dışında marka hukukunda tescilde teklik ilkesi söz konusu olduğundan, kendisinden önce tescilli bir marka mevcutken, öncelik hakkına dayanarak tescilsiz bir markanın tesciline imkan vermeyeceği anlaşılmakla, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, asıl ve birleşen davada davacı tarafından, istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin asıl ve birleşen davada davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında asıl ve birleşen davada davacıdan tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip