Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1379 E. 2021/600 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1379
KARAR NO : 2021/600
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti, men’i, ref’i sonuçlarının
ortadan kaldırılması ve maddi-manevi tazminat talebi.

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/06/2019 tarih ve …/… E. – …/… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

K A R A R

Dava, endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti, önlenmesi, ref’i, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve maddi ve manevi zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
27/6/2013 tarih ve 6494 S.K.’nın 30. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK.’nın 102. maddesi uyarınca “Adli tatil, her yıl yirmi temmuzda başlar, otuz bir ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir eylülde başlar.” Yine HMK.’nın 104. maddesi uyarınca “Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır”. Dolayısıyla anılan hükümlere göre, bir sürenin adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılması için, o sürenin “bittiği” tarihin adli tatil zamanına rastlaması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta ise ilk derece mahkemesi tarafından verilen gerekçeli karar, davalı vekiline elektronik tebligat yoluyla tebliğe çıkarılmış, 16/08/2019 tarihinde muhatabın elektronik adresine ulaşmış, 21/08/2019 tarihinde de okunmuş sayılmıştır. İstinaf başvurusu ise 6100 sayılı HMK’nın 345. maddesinde düzenlenen yasal iki haftalık süre geçtikten sonra, 09/09/2019 tarihinde yapılmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 7/a-4. maddesi uyarınca Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Somut olayda da ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararı, davalı vekilinin elektronik adresine 16/08/2019 tarihinde ulaştığına göre, tebligatın 21/08/2019 tarihinde yapılmış sayılmasında bir usulsüzlük yoktur. Zira 7201 sayılı Tebligat Kanununun 33. maddesi uyarınca “Resmi ve adli tatil günlerinde de tebligat caizdir.”
Her ne kadar davalı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde, mahkemece verilen kararın taraflarına 20/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, aradaki sürenin adli tatile denk gelmesi hasebiyle süresi içerisinde istinaf isteminde bulundukları ileri sürülmüşse de, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 7/a-4. maddesinin açık hükmü uyarınca, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davalı vekiline tebliğ edildiği tarih 21/08/2019’dur. Bu tarihe göre 6100 sayılı HMK’nın 345. maddesinde düzenlenen yasal iki haftalık istinaf süresi, 04/09/2019 tarihinde dolmaktadır. İstinaf süresinin “bittiği” bu tarih, adli tatil zamanına rastlamadığından, istinaf süresinin HMK.’nın 104. maddesi uyarınca adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılması da mümkün değildir.
Yine davalı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde, mahkeme kararının taraflarına 20/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmişse de, mahkemece verilen gerekçeli kararın davalı vekiline tebliğinde bir usulsüzlük olmadığından, yukarıdaki yasal düzenlemeler gereğince, davalı vekilinin bu beyanına itibar edilmesi mümkün değildir. Zira Tebligat Kanununun 32 ve Yönetmeliğin 52. maddeleri uyarınca, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi addolunabilmesi için tebliğin usulüne aykırı yapılmış olması gerekir. Kaldı ki davalı vekilinin bildirdiği 20/08/2019 tarihi esas alınsa dahi, bu kez de yasal iki haftalık istinaf süresi 03/09/2019 tarihinde dolduğundan ve bu tarih dahi adli tatil zamanına rastlamadığından, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin süresinde sunulmadığı sonucunda bir değişiklik olmamaktadır.
Yine 6100 sayılı HMK’nın 343/3 ve 118/2 maddesi ve Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 208/9. maddesi uyarınca taraf vekillerinin UYAP üzerinden kanun yoluna başvuru tarihi dilekçenin sisteme kaydedildiği tarihtir. Somut uyuşmazlıkta da davalı vekilinin istinaf dilekçesi 09/09/2019 tarihinde sisteme kaydedilmiş olup, harcı dahi aynı tarihte yatırılmıştır.
Bu durum karşısında HMK’nın 346/1. maddesi uyarınca istinaf süresinin geçirilmesi halinde ilk derece mahkemesince gerekli karar verilebileceği gibi, aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca, ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince de karar verilebileceğinden, Dairemizce davalı vekilinin istinaf dilekçesinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
HMK’nın 346. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin süre yönünden REDDİNE, peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde ilgiliye iadesine, aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda HMK’nın 366. maddesinin atfıyla, aynı Kanunun 346/2. maddesi gereğince tebliğden itibaren bir hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere 22/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip