Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1378 E. 2021/557 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/07/2019 tarih ve …. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin yayımladığı “… “isimli kitabının bir bölümünü oluşturan, yazarları Yrd. Doç Dr … ve Doç Dr. … olan “… …” isimli eserin tüm haklarının yayın sözleşmeleri ile müvekkili tarafından devralındığını, süreç içerisinde davalının bu kitaptan doğrudan temin yolu ile 10.000 adet satın aldığını ancak davalının esrin mali haklarının sahibi olan müvekkilinden izin almaksızın söz konusu esei internet ortamında yayınlandığı gibi dava dışı şirkete de 50.000 adet bastırdığını, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek avans faiziyle , 20.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak, müvekkili tarafından öncelikle … sürücüleri kurslarında sonrasında ise örgün eğitimin çeşitli kademelerinde okutulmak üzere bir ders oluşturulması yönünde karar alındığını, bu amaçla sürücü kurslarının eğitim kalitesini artırmak ve … kültürü oluşturmak amacı ile “… …” dersinin okutulmasına karar verildiğini, bu yönde başlatılan hazırlık çalışmalarının, çeşitli çalıştay ve seminerlerle zenginleştirildiğini, dava dilekçesinde yazar olarak isimleri belirtilen … ve …’ın bu çalışmalarda önemli rol üstlendiklerini, yapılan çalıştay ve seminerler sonrası kurulan ihtisas ekibi ile İstanbul’da yapılan çalışmada programın oluşturulduğunu, kitap ve programın adı ile konularının belirlendiğini, programın “… …” adı ile .. ve … Kuruluna sunulduğunu ve 15/7/2015 tarih ve… sayılı karar ile onaylandığını, daha sonra Yrd. Doç. Dr. … ve Doç. Dr. … ile programdaki konuların kitap haline getirilmesi için çalışmalar başlatıldığını ve yoğun çalışmalar sonucunda “… …” adı ile bir kitap hazırlandığını, bu kitap ile ilgili sunumlar da hazırlanarak , bütün sürücü kurslarından birer usta öğreticinin hizmetiçi eğitime alınarak toplamda 3500 civarında kursun usta öğreticilerine kitaptaki konuların nasıl anlatılacağının video destekleri ile birlikte anlatıldığını, daha sonra davacı yayın kuruluşuna bu kitabın bandrolünü de alarak sadece 10.000 adet basmasına izin verildiğini, dolayısıyla yapılan tüm bu çalışmaların neticesinde “… …” isimli bir eserin oluşturulduğu ve 29.05.2013 tarihli 28661 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı … Sürücüleri Kursu Yönetmeliği’nin 7/1, 16/1, 22/1, 27/l-(b) maddelerinde 5/12/2015 tarihli … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişiklikleri gerçekleştirilerek 2016 yılından bu yana … sürücüleri kurslarında “… …” dersinin okutulmaya başlanıldığını, dava konusu kitabın müvekkili Bakanlığın yayını olup davacının izinsiz olarak eseri bastırdığını, yayım sözleşmelerinin ancak eser sahibi olan kişi ile yayımcı arasında imzalanabilen bir sözleşme olup kişilerin sahip olmadıkları bir hakkı başkasına devretmelerinin hukuken mümkün bulunmadığı, davacı ile yapılan devir sözleşmelerinin geçersiz olduğunu dolayısıyla eser sahibi olan müvekkilinin eseri internet sitesinde yayımlamasında veya çoğaltmasında herhangi bir engel bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu “… …”isimli kitabın ilim ve edebiyat eseri olduğu, davacının dava konusu eserin mali haklarını devraldığını belirttiği sözleşmelerinin, mali hakların devrini düzenleyen 1. sayfalarının imzasız olduğu ve FSEK 52. madde anlamında geçerli bir mali hak devri yapılmadığından dolayı davaya konu olan yazarları (eser sahipleri ) … ve … tarafından kaleme alınan “… …” isimli eserden kaynaklı davalı eyleminin mali ve manevi hak ihlali oluşturmadığı, öte yandan tanık olarak dinlenen Yrd. Doç. … ve Doç Dr. …’ın, 04/02/2016 – 08/02/2016 tarihli sözleşmeleri davacı yayınevi ile değil bilakis davalı … ile sözleşme yaptıklarını düşünerek imzaladıklarını, davacı yayınevi yetkilileri ile tanışmadıklarını, davalı Bakanlıktaki görevlinin hatalı yönlendirmesi ile hareket ettiklerini, dava konusu eserdeki asıl hak sahibinin de davalı Bakanlık olduğunu beyan etmeleri karşısında dosyaya yansıtılan seminer toplantı tutanakları, kendilerinin kurumlarınca görevlendirilmeleri yazıları ve diğer resmi belgeler dikkate alındığında bu ifadelerinin doğru olduğunun kanaat edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, muvafakatları olmamasına rağmen dinlenen tanıkların sözleşmedeki imzalarını inkar etmediklerini, mali hak devri sözleşmesinin her sayfasının imzalı olması gerektiğine ilişin yasal bir düzenleme bulunmadığını, sözleşmelerin geçerli olduğunu, dinlenen tanıklar davalı ile sözleşme yaptıklarını düşünerek imzaladıklarını bildirmişlerse de noterde düzenlenen sözleşmelerinin aksinin aynı kuvvette deliller ile ispatlanması gerektiğini yazarların her ikisinin de akademisyen olup, imzaladıkları belge içeriğine hakim olacak nitelikte bulunduklarını, davalının dava konusu eseri ücretini ödeyerek 10.000 adet aldığını, davalının müvekkilin eser sahibi olduğu kabul etmese idi bu alımı yapmayacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, eser sahipliğinden kaynaklanan hakların ihlal edildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ilim ve edebiyat eseri niteliğine sahip dava konusu “… …” isim kitabın , davalı Sağlık Bakanlığı tarafından … sürücüleri kurslarında sonrasında ise örgün eğitimin çeşitli kademelerinde okutulmak üzere Talim ve Terbiye Kurulu’nun 15/7/2015 tarih ve 36 sayılı kararı ile onayladığı “… …” isimli ders programı ile ilgili yapılan çalıştay ve seminerlerde yine davalı tarafça görevlendirilen Doç. … ve Doç Dr. … tarafından, bu program dahilindeki konuların kitap haline getirilmesi amacıyla yazıldığı , 5846 sayılı FSEK’in 18/2. maddesi “Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır.” hükmüne haiz olup somut olayda da az önce ifade edildiği gibi davalı Bakanlık ile hizmet ilişkisi içinde olan Doç. … ve Doç Dr. … tarafından meydana getirilen sözkonusu eserlerin mali haklarını kullanma yetkisinin kanun gereği davalı işveren Bakanlığa ait olduğu, hizmet akdinde özel bir hüküm bulunmadığı sürece 5846 sayılı FSEK’ın 52. maddesine uygun yazılı bir devir sözleşmesine gerek olmaksızın bu kanunda sayılan mali hakların tamamını kullanma yetkisinin yasal koruma süresinin sonuna kadar olacak şekilde davalı Bakanlığa intikal ettiği, bu konudaki hak ve yetkiler hizmet ilişkisinin devamı süresince meydana getirilen eserlere ilişkin olup, hizmet ilişkisinin sona ermesi ile birlikte bu hakların (mali hakların kullanma yetkisinin) yeniden eser sahibine geri dönmesinin de sözkonusu olmadığı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16.04.2013 tarihli….K sayılı ilamında da aynı tespitlere yer verildiği, açıklanan nedenlerle dava konusu eser üzerinde mali hak sahibi olmayan Doç. … ve Doç Dr. … ile davacı arasından akdedilen mali hak devri sözleşmelerinin geçersiz bulunduğu, davacı tarafça davalının dava konusu eseri ücretini ödeyerek 10.000 adet aldığı ileri sürülmüş ise de; davacı tarafça sunulan fatura ve ödeme belgeleri ile davalı tarafından sunulan ihale evraklarından, davalı Bakanlığın dava konusu eserin basımı için doğrudan temin yoluyla ihale yaptığı, davacının da ihaleye katıldığı ve kazandığı, ihale kapsamında dava konusu “… …” isimli kitabın 10.000 adet olarak davacı tarafça basımının yapıldığı ve sunulan fatura ile ödeme belgelerinin davacı tarafça yapılan basım bedeli ve ödemesine ilişkin olduğunun anlaşıldığı, diğer taraftan FSEK’in 18/2 maddesi hükmüne göre çalışanların meydana getirdikleri eserler yönünden sadece mali hakları kullanma yetkisinin çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılabileceğinden manevi haklar eser sahibine ait olup, herhangi bir surette devri mümkün bulunmamakla birlikte FSEK’in 19/1. maddesi uyarınca bu hakları kullanma yetkisinin devrinin mümkün olduğu, somut olayda eser sahipleri Doç. … ve Doç Dr. … ile davacı arasında düzenlenen 08/02/2016 ve 04/02/2016 tarihli sözleşmelerde manevi hakların kullanım yetkisinin devrine dair bir hüküm bulunmadığı, bu itibarla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/04/2021 tarihinde HMK 362/1-a. maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip