Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1377 E. 2021/589 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1377
KARAR NO : 2021/589
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/05/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/05/2019 tarih ve ……/…. E. – ……/…… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin ……/… sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı Şirketin “…” ibareli markalarına dayalı olarak bu başvuruya yaptığı itirazın, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen kabul edildiğini ve bir kısım malların başvuru kapsamından çıkarıldığını, müvekkilince bu karara yapılan itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira müvekkilinin 1817 yılında ……….’da kurulduğunu, “…” markasını ilk olarak 1953 yılında tescil ettirdiğini, faaliyette bulunduğu ülkelerde ve Türkiye’de de bu markasını yaygın olarak kullandığını, müvekkilinin ticaret unvanında da yer alan “…” ibaresini korumak amaçlı pek çok seri markasını davalıdan çok daha önce pek çok ülkede aynı sınıflarda tescil ettirdiğini, “………” ibareli markasının 2001 yılından bu yana 06, 09, 11 ve 20. sınıflarda ülkemizde tescilli olduğunu, anılan marka nedeniyle müvekkilinin dava konusu başvuru üzerinde müktesep hakkının bulunduğunu, davalının “…” ibareli markalarını, müvekkilinin markalarından çok uzun bir süre sonra tescil ettirdiğini, kaldı ki müvekkili başvurusu ile redde mesnet markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını ileri sürerek, YİDK’in …….-M-…… sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında, başvuru kapsamından çıkarılan mallar yönünden iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili markaları ile dava konusu başvuru arasında iltibasa yol açacak derecede iltibas tehlikesinin bulunduğunu, davacı tarafın gerçek hak sahipliğine ilişkin iddialarının yerinde olmadığını, aksine müvekkilinin “…” ibaresini uzun yıllardır kullandığını, dolayısıyla markanın asıl sahibinin müvekkili olduğunu, davacının kazanılmış hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu ……/……… sayılı “…” ibareli başvuru kapsamından davalı itirazları neticesinde çıkartılmasına karar verilen 11. ve 19. sınıf emtia açısından, davalının redde mesnet markaları ile başvuru konusu marka arasında iltibasa neden olabilecek bir benzerliğin mevcut olduğu, davacı yararına müktesep hak koşullarının oluşmadığı, ticaret unvanının varlığı nedeniyle de başvurunun tescilinin mümkün olmadığı, zira ticaret unvanına dayalı olarak ancak 3. kişilerin marka başvurularına itiraz hakkı tanındığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin müktesep hak sahibi olduğunu, mahkeme kabulünün aksine müvekkilinin yalnızca …… ibaresini kullanmadığını, “…” ibaresini kullanarak pek çok farklı marka türettiğini, yine mahkemece müvekkilinin ticaret unvanı nedeniyle de hak sahibi olmadığının kabul edildiğini, bu kabulün de doğru olmadığını, davaya konu markaların birbirlerinden farklı olduklarını, kötü niyet iddialarının incelenmediğini, YİDK iptal davasının sınırlarının aşıldığını, yine seri marka iddialarının da değerlendirilmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira markaların asli unsurlarının “…” ibaresinden oluştuğu, başvuruda farklı olarak yer verilen “………” ibaresinin başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, davacının eski tarihli markasının “…….” ibareli olması ve asli unsurunun dava konusu başvurudan farklı bulunması karşısında bu markanın, dava konusu başvuru yönünden davacıya müktesep hak sağlamayacağı, bunun dışında kalan davacıya ait “…” ibareli markaların ise uzun süreli tescil şartını sağlamadığı, dolayısıyla dava konusu başvuru üzerinde davacının müktesep hakkının bulunmadığı, davacının ticaret unvanında “…” ibaresinin yer almasının da başvurunun tesciline imkan vermeyeceği, bu talebin yasal bir dayanağının bulunmadığı, davanın marka başvurusunun reddine ilişkin YİDK kararının iptaline ilişkin olması karşısında redde mesnet markaların kötü niyetli olarak tescil edilip edilmediklerinin işbu davada tartışılmasının mümkün olmadığı, davacının seri marka iddialarının ise mahkemece değerlendirilerek yerinde görülmediği ve mahkemenin bu kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip