Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1368 E. 2021/635 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1368
KARAR NO : 2021/635
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2019
NUMARASI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/06/2019 tarih ve …/……. E. – ……/…… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca, müvekkilinin davalıdan cari hesaptan kaynaklanan alacağı olduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğunu, yapılan itirazın haksız bulunduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davacının alacağının dayanağının belirsiz bulunduğunu, müvekkiline verilen hizmetin davacı tarafından ispatının gerektiğini, alacağın likit olmadığını savunarak, davanın reddini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davada ispat yükünün davacının üzerinde bulunduğu, davacının davasını yazılı deliller ile ispat edemediği, davacı ticari defterlerinde davalının takip edildiği bir cari hesabın olmadığı, takip dayanağının cari hesap olduğu ve cari hesap olarak satış ve alış fatura listelerini sunduğu, sunulan listelerde yer alarak davaya konu ettiği alış faturalarının fatura tarihinde nakit ödeme ve satış faturalarının fatura tarihinde nakit tahsilat olarak kayıtlı olduğu, takip ve davaya konu alış ve satış faturalarına dayalı borç ve alacak bakiyelerinin olmadığı, davacının kötüniyetle icra talebi başlattığı hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine, davalı lehine kötüniyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, mahkemece eksik inceleme ve değerlendirme ile yeterli olmayan, gerekli ve yeterli inceleme yapılmadan tanzim edilmiş bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddine karar verildiğini, bu durumun hukuka, hakkaniyete ve gerçek hak durumuna aykırı bulunduğunu, müvekkili şirket kayıtları üzerinde yeterli incelemenin yapılmadığını, yeniden bilirkişi raporu alınması yönündeki taleplerinin reddedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından icra takibinin kötü niyetli olarak başlatıldığını, dolayısıyla kötü niyet tazminatı taleplerinin reddinin doğru olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının, kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine ilişkin kısmının kaldırılmasını ve kötü niyet tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ispat yükü üzerinde bulunan davacının davasını ispat edemediği, dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davacı tarafından sunulan listelerde yer alan ve davaya konusu edilen alış faturalarının fatura tarihlerinde nakit ödeme, satış faturalarının ise fatura tarihlerinde nakit tahsilat olarak kayıtlı olduğu, ilk derece mahkemesince hatırlatılmasına rağmen davalıya yemin de teklif edilmediği, dolayısıyla ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, icra takibinin kötü niyetli olmadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, taraflarca istinaf başvurusunda yatırılan 44,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90’ar TL’nin davacı ve davalıdan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip