Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1363 E. 2021/586 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2019/1363 – 2021/586
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1363
KARAR NO : 2021/586
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/06/2019 tarih ve …./…….. E. – ………/…….. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı Şirketin ………/………. sayılı “… … …” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin adına tescilli “…/…” ibareli markalara dayalı olarak bu başvuruya yaptığı itirazın, Markalar Dairesi Başkanlığınca kısmen yerinde görülerek başvuru kapsamından bir kısım hizmetlerin çıkarıldığını, başvurunun tümden reddi istemiyle bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından yerinde görülmediğini, oysa taraf markalarının benzer mal ve hizmetleri kapsadıklarını, başvuru konusu ibarenin de müvekkiline ait “…” ve “…” ibareli markalar ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, ayrıca müvekkili Şirket markalarında kullanılan renkler ile başvurusu yapılan markanın görselinin de aynı renkleri taşıdığını, itiraza konu başvuru ile müvekkili markalarının birbirinin serisi olarak algılanacağını, bu durumun da iltibas ihtimalini doğurduğunu, müvekkilinin ayrıca … alan adının sahibi ve işletmesinin de sahibi olduğunu, bu nedenlerle 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesi anlamında bir üstün hakkının bulunduğunu, müvekkili markalarının kullanım sonucu yoğun ayırt edicilik kazandıklarını, dolayısıyla müvekkilinin “…” ve “…” markalarının herkes tarafından bilinen markalar olduklarını, “…” ibaresinin tesciline izin verilmesi halinde başvuru sahibinin müvekkilinin tanınmışlığından haksız yararlanacağını, bunun ötesinde müvekkili firmaya ait markaların ayırt edici karakterlerinin zedeleneceğini, başvuru sahibinin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’in …-M-…… sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TÜRKPATENT vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetler yönünden dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin 1998 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren bir firma olduğunu, “…” ve “…” ibarelerinin ayırt ediciliklerinin düşük bulunduğunu, müvekkili başvurusu ile davacı markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını, Kurum nezdinde “…/…” ibareli çok sayıda markanın tescilli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu ………./…….. sayılı “… … …” ibareli başvuru ile davacı yanın “…” ve “…” ibaresi etrafında münhasıran ya da muhtelif ek unsurlarla tescil ettirdiği markaları arasında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibasa yol açacak derecede bir benzerliğin mevcut olmadığı, davacı yanın kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığı iddialarının, “…+şekil” markalarına ilişkin ve yalnızca 35. sınıf perakendecilik hizmetleri alt grubunda kabul edilebileceği, başvuru konusu markadan ise zaten bu hizmet sınıfının çıkartıldığı, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinin kalan mal ve hizmetler bakımından uygulanabilir olmadığı, davacı yanın … alan adına dayalı olarak aynı KHK’nın 8/5 maddesi anlamında üstün bir hakkının bulunmadığı, başvuru konusu markanın kötüniyetli bir tescile dayandığına ilişkin hiçbir emarenin dosya kapsamında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ……/……… esas sayılı dosyası ile görülen, tarafları aynı olan ve davalı Şirketin benzer bir başka marka başvurusuna yapılan itirazın reddine ilişkin yidk kararının iptali ve hükümsüzlük talepli davada, dosyaya sunulan her iki farklı bilirkişi kurulu raporunda taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimali bulunduğunun ve yidk kararının yerinde olmadığının isabetli olarak belirtildiğini ve mahkeme tarafından da davanın kabulü ile yidk kararının iptaline, davalı şirket adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verildiğini, işbu dava dosyasında ise benzer bir marka başvurusu için açılan davanın reddine ilişkin verilen kararın yerinde olmadığını, mahkeme kabulünün aksine başvuru konusu ibare ile müvekkili markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, yerel mahkeme kararında herhangi bir değerlendirme yapılmamakla birlikte, davalı Şirketin davaya konu markasını oluştururken mavi ve turuncu renkleri kullanarak müvekkil şirket markasının görsel algısına yaklaştığını, “… … …” markasının bu haliyle, orta düzeydeki bir tüketici bakımından en azından aynı ve/veya kardeş ve/veya birbiri ile bağlantılı işletmelere ait olduğu kanaatini bıraktığını, davalının önceki tarihli tescilli “… …” ibareli markalarının varlığı nedeniyle müktesep hakkının bulunduğu değerlendirmesinin yerinde olmadığını, müvekkil Şirkete ait “…/…” ibareli tüm markaların yoğun kullanım ve tanıtım neticesinde ayırt edicilik kazandıklarını ve tüketici nezdinde tanınmış markalar olduklarını, buna göre 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesindeki koşulların oluştuğunu, başvuru konusu markanın seçilmesinin müvekkiline ait markanın bilinirliğinden yararlanmak amacı taşıdığını ve bu nedenle başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü
istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… … …” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…/…” asıl unsurlu marka işaretleri arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira “…” ve “…” ibarelerinin Türkçe’de…………… anlamlarına geldiğinden ayırt ediciliklerinin oldukça düşük bulunduğu, her ne kadar tescilli olduğu sürece markanın korunması esas ise de bu ibareyi içeren markaların koruma kapsamlarının dar değerlendirilmesi gerektiği, diğer bir deyişle, anılan ibarenin ortak olarak yer aldığı markalarda yapılacak küçük değişikliklerin dahi iltibas tehlikesini ortadan kaldıracağının kabulü gerektiği, bu hususun Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin ./…….. Esas, ……/….. Karar sayılı ilamında da kabul edildiği, buna göre dava konusu başvuruda “…” ibaresinin yanında “… …” ibaresi ile renk ve şekil unsurlarına yer verildiği gözetildiğinde, dava konusu markanın davacının itirazına mesnet markalarından yeterince farklılaştığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/02/2021 tarihli ve ………./………. E. ………./…………….. K. sayılı kararı ile “…………. ………………..” ibareli marka başvurusunun, 10/06/2020 tarihli ………/…… E., ………../……….. K. sayılı kararı ile “… …….. …………. & ……………..&……….” ibareli marka başvurusunun, 01/10/2019 tarihli ………/………… E., ……../…….. K. sayılı kararı ile “……….+………..” ibareli marka başvurusunun, 29/04/2019 tarihli …../………. E., ………./………….. K. sayılı kararı ile “…………+………..” ibareli marka başvurusunun, davacının “…” ve “…” ibareli markaları ile iltibas oluşturmayacağının kabul edildiği Dairemiz kararlarının onandığı, ayrıca Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/09/2017 tarihli ………./……… E., ………./………… K. sayılı kararı ile “………….” ibareli marka başvurunun, 13/11/2013 tarihli ……./…….. E., ………../………. K. sayılı kararı ile “…….” ibareli marka başvurusunun, 12/03/2013 tarihli ……../………. E., ……/…….. K. sayılı kararı ile “…-……. ……….. ltd. Şti.+ şekil” ibareli başvurusunun, davacının “…” ve “…” ibareli markaları ile iltibas oluşturmayacağının kabul edildiği mahkeme kararlarının onandığı, taraf marka işaretleri benzer olmadığından, davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış olup olmadığının tartışılmasının sonuca etkili bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olarak yapıldığının ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.