Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1360 E. 2021/546 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2019
NUMARASI :….

….

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/03/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı tarafın seri marka olarak da görülebilecek “…” ibareli birçok markasının olduğunu, … çatı markasının yanına “…” ibaresi eklemek suretiyle müvekkilinin seri “…” markalarına yaklaşmaya çalışıldığını, Sektörde birçok farklı kullanım örneği olmasına rağmen davalının özellikle yakın ibareyi tercih ettiğini, “…” ibaresinin bilinirliğinin düşük olması sebebiyle tüketicinin “…” ibaresine odaklanarak markaları karıştırabileceğini, Bankalar arasında kredi ve hesap kartları üzerinde ortaklıklar kurulduğu ve ortaklık kuran bankaların aynı altyapıları kullandığını, tüketicinin ise bu altyapı ortaklığından haberdar olduğu ve iltibas riskinin arttığını, YİDK kararında, emtianın riskinin yüksek olması sebebiyle tüketicinin daha dikkatli seçimlere sahip olduğu varsayımının gerçeği yansıtmadığını, 1980’li yıllardan itibaren kullanılan markanın tanınmışlığı sebebiyle ayırtedicilik kazandığını ileri sürerek YİDK’nın … sayılı kararının iptaline, dava konusu “…” markasının hükümsüz sayılmasını, sicilden terkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, YİDK kararının yerinde olduğunu, müvekkilinin ikincil marka olarak “…” markasını seçmiş olduğu ve dolayısıyla “….” markası için başvurduğunu, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, tüketici kitlesinin karıştırma ihtimalinin mevcut olmadığını, müvekkilin haksız yarar sağlamadığı ve davacıya zarar vermediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu markanın tescili talep edilen emtianın tümünün davacı markaları altında tescilli olduğu, dava konusu markanın, düz yazı ile şekil unsuru ihtiva etmeksizin “…” ibaresini beyaz zemin üzerine siyah yazılı şekilde, herhangi bir şekil unsuru ihtiva etmediği, davaya mesnet markaların ortak görülebilecek yazı ibaresi olan “….” dışında baskın ve çok renkli ve çeşitli görsel öğeler içerdiği, görsel olarak taraf markaların “….” ortak unsuru dışında başka hiçbir ortak noktada buluşmadığı, ortak nitelikli “….” ibaresi tek başına görsel benzerlik kurmak için yeterli olmadığı, bütünsel açıdan yapılan değerlendirmede “…-…”’ ibaresinin…. sayılı markada yer alan ibarelerden yeterince farklılaştığı, anlamsal benzerlik bulunmadığı, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arsında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, gerek bütünsel gerekse içerisinde bulunan diğer unsurlar nedeniyle başvuru konusu işaretin davacı markalarını sunan işletmeyle idari ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçiminde bir algılama oluşturmayacağı, somut olayda, “….” ibaresinin tanımlayıcı olup olmamasından bağımsız şekilde, markaların benzemediği davacı ve davalı yan markaları arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı, dava konusu marka işaretleri arasında m. 8/1-b anlamında benzerlik bulunmadığı, kötüniyet iddiasının ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı markasında … ibaresinin yanına müvekkili Şirket adına tescilli … işaretine ayniyet derecesinde benzemekte olan…. ibaresinin eklenmiş olmasının, markalar arasında benzerlik ve iltibas mevcudiyetini açıkça gösterdiğini, … ibaresinin kendi başına bir marka olarak kullanıldığını, … ibaresinin çatı markayı temsil ettiği, davalı tarafın müvekkiline ait … işaretini, kendi çatı markası olan … ile birleştirerek tescil ettirmeye çalışmasının, müvekkilinin markasına yaklaşma ve üzerinde hak elde etme niyeti güttüğünü, … markasının, uluslararası düzeyde 1980’li yıllardan beri, milyonlarca kişi tarafından milyarlarca işlemde kullanılmış ve halen kullanılmakta olup, tüketici nezdinde müvekkili şirket ile özdeşleşmiş durumda olduğunu, tanınmış marka olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin “….” ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet “…” esas ibareli markaları arasında, görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürün ve hizmetler için ayırdığı satın alım süresi içinde, “….” şekli ibareli işareti gördüğünde bunun “…” ibareli markalardan farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki koşulların somut uyuşmazlıkta bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021

….

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.