Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1352 E. 2021/545 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/03/2019 tarih ve ….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı …’nın 30.06.2015 tarih ve…. sayılı “…” ibareli marka başvurusuna müvekkili tarafından …. markalarına dayanılarak itiraz edildiğini, ancak müvekkilinin itirazlarının reddedilerek tescil işlemlerinin devamına karar verildiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin önceki tarihli markaları ile dava konusu markanın 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi yönünden iltibas yaratacak şekilde benzer olduğunu, müvekkili markaları 29, 30, 35 ve 43. sınıflar için tescilli iken dava konusu markanın 29 ve 30. sınıflarda tesciline karar verildiğini, bu sınıflardaki emtianın tamamının müvekkili markalarında aynen bulunduğunu, emtiaların birbirine bu denli yaklaşmış olduğu göz önünde bulundurulduğunda markalar arasındaki iltibas tehlikesinin ortadan kaldırılabilmesi için markaların birbirinden ciddi şekilde farklılaşmış olması gerektiğini, “…”, “…” vb. ibareler müvekkili adına tescilli olup müvekkili tarafından bu ibarelere hususiyet kazandırıldığını, davalının tescil için başvuruda bulunduğu “….” ibaresinin müvekili markaları ile açıkça iltibas içerisinde olduğunu, aynen kullanılan kısım olan “…” ibaresinin ardına eklenen “… ibaresinin dava konusu markaya ayırt edicilik katmak yerine müvekkili markalarının kötü bir taklidi olmaktan öteye gidemediğini, müvekkili firmanın, sektöründe tanınmış ve itibar sahibi, öncü bir kuruluş olup “…” markasının tanınmış bir marka olduğunu, markanın 24.03.2015 tarihinden itibaren…. sayı ile tanınmış marka olarak özel korunan markalar arasına alındığını, aralıksız ve kaliteli yoğun kullanım ile müvekkili markasının bir kalite ve güvence sembolü haline getirildiğini, dava konusu marka başvurusunun, müvekkili markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlamayı amaçlayan kötüniyetli bir başvuru olduğunu, ileri sürerek….. sayılı YİDK kararının iptaline….” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu … ibareli marka başvurusu/tescili 29 ve 30. sınıfların tüm mallarını kapsadığı, bu malların davacı yanın itiraza ve davaya mesnet markaları kapsamında yer aldığı, çekişmeli tüm mallar yönü ile taraf markalarının malları aynı/aynı tür ya da benzer olduğu, davacı markalarının bir bütün olarak ayırt edici niteliklerinin, “…” ön ekleri ile kullanılan gıda isimleri ile yaratılmış olmalarından kaynaklandığı, gıda sektörü söz konusu olduğunda, davacının markalarında ortak esaslı unsur konumundaki … ibaresinin ayırt ediciliği oldukça yüksek bir ibare olduğu, gıda ürünleri açısından hiçbir anlam taşımamakta, tanımlayıcı niteliği bulunmadığı, … markasının davalı kurum nezdinde de tanınmış marka statüsünde olup, güçlendirilmiş bir ayırt ediciliğinin bulunduğunun da kabul edildiği, dava konusu markanın … kelimesine … ibaresi eklenmek suretiyle oluşturulduğu, … ibaresinin gıda sektöründe ayırt edici gücü zayıf işaretlerden olduğu, dava konusu marka, davacının önceden tescilli markalarının esas unsuru konumundaki … ibaresini içerisinde aynen barındırmakta ve çekişmeli malları da aynen içerdiği, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b hükmü anlamında iltibas tehlikesi bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki diğer koşulların oluşmayacağı, kötüniyet iddiası ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne, YİDK’nın 28/10/2016 tarih …. sayılı kararının davacının itirazının reddi ile ilgili kısım yönünden iptaline, davalı adına tescilli … sayılı … ibareli markanın tescilli olduğu 29, 30 sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, … kelimesinin kimsenin tekeline verilemeyeceğini, bu kelimenin günlük hayatta herkes tarafından kullanıldığını, zayıf marka olduğunu, tanıtma işareti olduğunu, ibareler arasında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı …’nın “…” ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet “…” esas ibareli tanınmış markası arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, zira gıda sektöründe davacının markalarındaki “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin yüksek olduğu, diğer taraftan “…” markasının davalı Kurum nezdinde de tanınmış marka olarak kayıtlı bulunduğu, dava konusu markanın … kelimesine … ibaresinin eklenmesi suretiyle oluşturulduğu görülmekte olup, … ibaresinin gıda sektöründe ayırt edici gücü zayıf işaretlerden olduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürün ve hizmetler için ayırdığı satın alım süresi içinde, “…” ibareli işareti gördüğünde bunun “…” ibareli markalardan farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki koşulların oluştuğu, anlaşılmakla, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı Türk Patent ve Marka Kurumundan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin anılan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip