Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1347 E. 2021/594 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1347
KARAR NO : 2021/594
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Marka ile İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/03/2019 tarih ve ….. E. – …… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 1992 yılından itibaren faaliyet gösteren, gıda sektöründe tanınmış bir firma olduğunu, “…” ibaresinin müvekkilinin tescilli ana markası bulunduğunu ve müvekkil firma ve unvanı ile özdeşleştiğini, davalı tarafın…..sayılı “…” ibareli marka tescil başvurusuna “…” ibareli seri markalarını gerekçe göstererek yaptıkları itirazın, YİDK.’nın 29.11.2016 tarih ve……..sayılı kararıyla reddedildiğini, oysa müvekkiline ait “…” ibareli seri markalar ile dava konusu “…” markasının ilgili tüketici kitlesi bakımından karıştırılmasının ve müvekkili markasının seri markası olarak algılanmasının kaçınılmaz olduğunu, dava konusu “…” markasının özgün ve orijinal olmadığını, müvekkili firmanın markalarından türetildiğini ve iki ibarenin okunuş şekli ve yazı tipiyle ayniyet derecesinde benzerlik taşıdığını, başvuru markasının müvekkiline ait “…” ibareli markaların tanınmışlığından faydalanmaya çalıştığını ileri sürerek, davalı Türkpatent YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkiline ait “…” ibareli marka ile itiraza mesnet “…” ibareli markalar arasında genel görünüm, anlam, okunuş ve biçim itibariyle karıştırılmaya sebep olabilecek bir benzerlik olmadığını, taraf markalarının kapsadığı malların dahi karıştırılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu……. başvuru numaralı “…” ibareli marka ile davacı tarafın davaya mesnet “…” ibareli markaları arasında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi uyarınca iltibasa neden olabilecek bir benzerliğin bulunmadığı, taraf markalarının kapsamındaki emtianın benzer olması nedeniyle somut olaya 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında 8/1-b dışında ek bir değerlendirme yapılmasına gerek olmadığı, 8/4’ün uygulanma koşullarının oluşmadığı, davalı tarafın kötüniyetli olduğu yönünde dosyada somut delillerin yer almadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu olayda taraf markaları kapsamında emtialar yönünden ayniyet/benzerlik koşulunun gerçekleştiğini, davaya konu “…” ve “…” markalarının dört harften oluşan kelimeler olup, üç harfi ortak, birebir aynı harf dizilimine sahip bulunduğunu, bu ayniyetin ise ortalama tüketici açısından karıştırılmaya sebebiyet vereceğini, anlamsal açıdan müvekkilinin “…” markasının Yunan alfabesinin 2. harfi iken, davalı markasının Yunan alfabesinin 6. harfi olduğunu, Türk Dil Kurumu sözlüğünde …’nın anlamsal olarak bir karşılığının bulunmadığını, tüm bu hususlar ile birlikte müvekkilinin “…” ibaresinin sektöründe tanınmış ve “…” asli unsurlu onlarca seri markaya sahip olduğu dikkate alındığında, davalı markasının müvekkilinin markasına yakınlaştırılarak türetildiğinin, müvekkilinin seri markası izlenimi vereceğinin aşikar olduğunu, müvekkilinin “…” markasının tanınmışlık ve bilinirlik düzeyi dikkate alındığında, davalının “…” ibaresinin 31. sınıftaki tescil başvurusuyla müvekkilinin tanınmışlığından faydalanmak, müvekkilinin markasına yanaşmak suretiyle haksız kazanç ve menfaat temin etmek amacında ve neticeten kötüniyetli olduğunun açıkça anlaşıldığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü
istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve tarafların markalarının asıl unsurunu oluşturan “…” ve “…” ibareleri arasında anlamsal bir benzerlik olmadığı gibi fonetik açıdan da sözcüklerin ilk harflerinin farklı olduğundan bir benzerliğin bulunmadığı, “…” ibaresinin dava konusu emtianın ortalama tüketici kesimince tam olarak anlamı bilinmese de sözcük olarak ülkemizde yaygın biçimde bilindiği, dolayısıyla taraf markalarının kapsamındaki ortak 31. sınıf emtianın ortalama tüketicilerinin de, davalının “…” ibareli markalarını gördüğünde, bir kısmının anlamını bildiği, bir kısmının da en azından daha önce duyduğu davacının “…” ibareli markalarından kolaylıkla ayırt edebileceği, bu durum karşısında ilk derece mahkemesince, dava konusu 2015/30318 başvuru numaralı “…” ibareli marka ile davacı tarafın “…” ibareli markaları arasında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi uyarınca, ibareler yönünden iltibasa neden olabilecek derecede bir benzerliğin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip