Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1346 E. 2021/593 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1346
KARAR NO : 2021/593
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/02/2019 tarih ve…… E. – …K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 1842 yılında kurulmuş, bünyesinde …,…,…,…, …..gibi bir çok saat ve mücevher markasını barındıran, dünyanın çok tanınan ve bilinen saat ve mücevher kuruluşu olduğunu, müvekkili adına tescilli “……..” ibareli markanın …. sayı ile tanınmış marka olarak sicile kaydedildiğini, müvekkilinin…” ibaresinin ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, en çok tercih edilen, yaygın satış, pazarlama ve servis ağıyla sadece hitap edilen tüketici kitlesi üzerinde değil, tüm tüketici gruplarınca bilinen ve tanınan bir marka bulunduğunu, davalının… sayılı “…” ibaresinin 9 ve 14. sınıfta tescili için yaptığı başvuruya müvekkilinin itirazlarının, davalı Türkpatent YİDK.’nın …sayılı kararı ile reddedildiğini, oysa başvurunun tescilinin 556 sayılı KHK.’nin 8/1-b maddesi hükmüne aykırılık teşkil edeceğini, bu ibarenin seri marka izlenimi yaratacak bir ibare olduğunu, ayrıca 556 sayılı KHK.’nın 8/4. maddesi şartlarının müvekkili yararına oluştuğunu, davalının başvurusunun kötüniyet ihtiva ettiğini ileri sürerek, davalı Türkpatent YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … savunmada bulunmamıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraf markalarının kapsamlarının, davalı marka başvurusunda yer alan 14. sınıftaki tüm mallar ile 09.sınıfta yer alan “Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları: fişler, buatlar, anahtarlar, şalterler, sigortalar, balastlar, starterler, elektrik panoları, rezistanslar, soketler, transformatörler, adaptörler, şarj cihazları, elektrikli ziller, elektrik, elektronikte kullanılan kablolar, piller, aküler. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil),” malları ile aynı tür olduğu, taraf markalarında ortak unsur olarak bulunan İngilizce “…kelimesinin Türkçe’de “… anlamına geldiğinin ortalama tüketicilerce bilindiği, bu nedenle “…” sözcüğüne bir başka sözcük ya da harf eklenerek … cihazlar bakımından, yeni mal ve/veya hizmet adları yahut markaları türetilmesinin yaygın bir uygulama olduğu, bu ibarenin yoğun, yaygın ve eylemli kullanım sonucu, ilgili mal ve hizmetler bakımından, ticaret hayatında herkesin kullanımına açık hale geldiği, dolayısıyla saat ve zaman ölçme cihazları açısından “…” sözcüğünün, malın adından ibaret olduğundan, ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, her ne kadar davacının “…, “…” ibareli markalarına dayanarak, “…” ibareli marka başvurusunun kapsadığı tüm mal ve hizmetler için reddini istemişse de, 12. madde kapsamında haklı kullanım içeren mal ve hizmetler bakımından buna hakkının bulunmadığı, …” ibaresinin 14. ve 9. sınıfta yer alan “… cihazları …)” malları açısından tanımlayıcı olduğu, bu nedenle bu ürünler açısından …,…” ve “…” harflerinin esas unsur konumunda ve iltibası engelleyecek güçte olduğu, diğer mal ve hizmetler bakımından ise …” kelimesinin ayırt edici bir marka işareti bulunduğu, bu emtia yönünden markaların aynı esaslı unsuru içermeleri sebebiyle aralarında benzerlik ve iltibas ihtimalinin oluştuğu, somut olayda farklı mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK madde 8/4 koşullarının davacı yararına oluştuğunun söylenebilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Türkpatent YİDK’nın 06/05/2016 tarih …sayılı kararının 09. sınıfta “Bilim denizcilik topoğrafya meteroloji sanayi de ve labarotuarlarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri cihazları ses ve görüntünün kaydı nakli veya yeniden meydana getirilmesi (repredüksiyonu) için cihazlar kameralar fotoğraf makinaları televizyonlar videolar CD DVD kayıt ve oynatıcı cihazlar MP3 çalar bilgisayarlar masa üstü tablet bilgisayarlar, mikrofonlar, hoporlörler, kulaklıklar, haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları manyetik optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar proğramları ve yazılımları elektrik enerjisini iletim dönüştürme depolama kontrol cihazları ve araçları fişler buatlar anahtarlar şalterler sigortalar balastlar starterler elektrik panoları rezistanslar soketler transformatörler adaptörler sarj cihazları elektrikli ziller elektrik elektronkte kullanılan kablolar piller aküler yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil)” ve 14. sınıfta “kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil) altınlar mücevherler kıymetli taşlar ve bunlardan mamül takılar kol düğmeleri kravat iğneleri ve heykeller biblolar” malları yönünden iptaline, davalı şirket adına tescilli … sayılı “… ibareli markanın tescilli olduğu 09. sınıfta “Bilim denizcilik topoğrafya meteroloji sanayi de ve labarotuarlarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri cihazları ses ve görüntünün kaydı nakli veya yeniden meydana getirilmesi (repredüksiyonu) için cihazlar kameralar fotoğraf makinaları televizyonlar videolar CD DVD kayıt ve oynatıcı cihazlar MP3 çalar bilgisayarlar masa üstü tablet bilgisayarlar, mikrofonlar, hoporlörler, kulaklıklar, haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları manyetik optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar proğramları ve yazılımları elektrik enerjisini iletim dönüştürme depolama kontrol cihazları ve araçları fişler buatlar anahtarlar şalterler sigortalar balastlar starterler elektrik panoları rezistanslar soketler transformatörler adaptörler sarj cihazları elektrikli ziller elektrik elektronkte kullanılan kablolar piller aküler yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil)” ve 14. sınıfta “kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil) altınlar mücevherler kıymetli taşlar ve bunlardan mamül takılar kol düğmeleri kravat iğneleri ve heykeller biblolar” malları yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “…” ibaresinin sonradan oluşturulma/türetme bir ibare olduğunu, özellikle saat ve zaman ölçme aletleri alanında dünyaca tanınmış bir marka olup, gerek ülkemizde ve gerekse de dünyada aralıksız ve fasılasız olarak gerçekleştirdiği, uzun yıllara varan ticari faaliyetleri neticesinde, tüketiciler nezdinde “…” ibaresi ile “tek ve bitişik bir marka” olarak algılandığını, hiçbir şekilde markanın “…” ibaresi ile algılanmadığını, nitekim Yargıtay 11. H.D.’nin 2013/15582 E, 2013/22186 K. sayılı kararında, davalının başına “…” harfi ekleyerek oluşturduğu “…” işaretinin, müvekkilinin tanınmış markalarının serisi şeklinde algılanacağının ve iltibas tehlikesi yaratacağının hükme bağlandığını, Ankara 20. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2017/444 E. , 2017/330 K. sayılı kararının da aynı yönde olduğunu, dolayısıyla benzerlik/iltibas değerlendirmesinde “… ibaresinin bir bütün olarak yapılması gerektiğini ve “… ile “… ibaresinin benzer olduğunu, kısmen reddedilen 14. sınıfa dahil alanlarda da “saatler, zaman ölçme cihazları (kronometrelet ve parçaları,saat kordonları dahil)” iltibasın oluştuğunu, seri marka gibi algılanma riskinin bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markalar arasındaki benzerlik değerlendirilmesinin, markada yer alan kelime ya da şekil unsurlarının birbirlerinden bağımsız olarak tek tek ele alınması yoluyla değil, markada yer alan tüm unsurların birlikte yarattığı bütüncül izlenime göre yapılmasının gerektiğini, dava konusu …sayılı ve…” ibareli markanın, kendine özgü tek tip bir yazı karakteriyle, siyah renkte harfler kullanılarak yazıldığını, iki kelimeden oluşan markada … ibaresinin ve “… harfinin büyük, diğerlerinin küçük olduğunu, davacı markalarında yer almayan ibarelere, davalı markasında esas unsur olarak yer verildiğini, bunun yanı sıra “…ibaresinin markadaki kullanımının ve konumlandırılışının ve okumanın soldan sağa doğru yapılacağı da göz önüne alındığında, markanın başında yer alan, fonetik açıdan vurguyu üzerinde taşıyan kelimelerin her iki markada da farklı olmasının, markaların kulakta bıraktığı izi tamamen değiştirdiğini, bu durumun markaları sadece görsel olarak değil, işitsel ve anlamsal düzeyde de yeterince farklılaştırdığını, öte yandan davalı markasında yer alan kelimelerin bir araya getirilmesiyle, tek başına içerdikleri anlamdan farklı olarak bütünsel bir anlam ve birlik oluşturulduğunu, ifadenin parçalara ayrılarak, salt tasviri nitelikteki “watch” ibaresi üzerinden inceleme yapılmasının ve benzerlik kurulmasının isabetli olmayacağını, ayrıca mahkemece iltibas ihtimalinin bulunduğu kabul edilen 09 ve 14. sınıfta yer alan bir kısım mallar yönünden, ortalama tüketici kitlesinin dikkat ve algı düzeyinin yüksek olduğunu, dava konusu mallar kapsamında ortalama tüketicilerin markaları karıştırma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1- Dava, marka ile ilgili kurum kararlarının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacıya ait önceki tarihli “…” ibareli markaların, davalının…….sayılı “…” ibareli başvurusu yönünden, 556 sayılı KHK’nin 8/1-b, 8/4 ve 35 hükümleri çerçevesinde tescil engeli oluşturup oluşturmadığı ve sonucuna göre …….sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığı ve davalı markasının hükümsüz kılınmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Burada öncelikle iltibas (Karıştırılma) kavramının da açıklanması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir. Öte yandan, markaların ayırt edicilik güçlerinin de iltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde dikkate alınması gerekmektedir. Zira, ayırt edici niteliği zayıf olan markalar yönünden iltibas ihtimali daha düşük olacaktır. Diğer bir deyişle, tescili istenilen mal ve hizmetleri, diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt etme gücü düşük kalan, zayıf marka olarak nitelendirilebilecek markaların koruma alanı daha dar bulunmaktadır. Böyle durumlarda, küçük farklılıklar dahi tescil olunmak istenen markaya ayırt edicilik kazandırabilecektir.
Somut olayda, hem itiraza mesnet teşkil eden markalarda hem de tescili istenilen markada geçen İngilizce “…” kelimesi “…” anlamına gelmekte ise de davacı adına tescilli “…” ibareli marka türetme bir marka olup, tanınmış marka olarak da sicile kaydedilmiştir. Bu durumda, davalının başına ..” hecesi ekleyerek oluşturduğu “…” işaretini, davacının tanınmış markaları ile aynı/aynı tür emtiada marka olarak tescil ettirmesi halinde, söz konusu markalarla aynı yerlerde satışa sunulacak davalı şirket ürünleri, davacı markalarının serisi şeklinde algılanacak olup, iltibas tehlikesi yaratacaktır. Esasen ilk derece mahkemesinin kabulü de bu yöndedir.
Ancak ilk derece mahkemesince taraf markalarının tescil kapsamındaki emtianın 9 ve 14. sınıflardaki bir kısım mallar yönünden iltibas tehlikesi yaratmayacağı kabul edilmiş, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin 14. sınıf mallar yönünden bir ayrıma gitmesinin nedeni, İngilizce “…” kelimesinin Türkçe’de … anlamına geldiğinin ortalama tüketicilerce bilindiği, bu nedenle “…” sözcüğüne bir başka sözcük ya da harf eklenerek saat ve zaman ölçer cihazlar bakımından, yeni mal ve/veya hizmet adları yahut markaları türetilmesinin yaygın bir uygulama olduğu, bu ibarenin yoğun, yaygın ve eylemli kullanım sonucu, ilgili mal ve hizmetler bakımından, malın adından ibaret olduğundan ayırt edici niteliğinin olmadığı, 12. madde kapsamında haklı kullanım içeren “…” ibaresinin 14. sınıfta yer alan “saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil)” malları açısından tanımlayıcı olduğu, bu nedenle bu ürünler açısından …“…” ve …” harflerinin esas unsur konumunda ve iltibası engelleyecek güçte bulunduğu, diğer mal ve hizmetler bakımından ise markaların aynı esaslı unsuru içermeleri sebebiyle aralarında benzerlik ve iltibas ihtimalinin oluştuğu gerekçesidir.
Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, “…” ibareli marka türetme bir marka olduğundan, davalının başına “…” hecesi ekleyerek oluşturduğu “…” işareti, davacının tanınmış markaları ile 14. sınıfta yer alan “saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil)” malları açısından da davacı markalarının serisi şeklinde algılanacak olup, iltibas tehlikesi yaratacaktır. Yargıtay 11. HD.’nin “saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil)” malları dahil, 14. sınıfta yer alan tüm mallar açısından, davacı markaları ile benzer ibareleri içeren markaların iltibas tehlikesi yaratacağına dair 05.12.2013 tarih ve 2013/15582 E.- 22186 K., 03.04.2019 tarih ve 2018/443 E.- 2019/2596 K., 14.02.2019 tarih ve 2017/3914 E.- 2019/1201 K., 23.05.2016 tarih ve 2015/11059 E.- 2016/5509 K., 18.04.2016 tarih ve 2015/9398 E.- 2016/4212 K. sayılı kararları da bu yöndedir.
Yine mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda 9. sınıf mallar açısından da bir ayrıma gidilmiş ve bir kısım malların, davacının markalarının kapsamındaki 9. sınıf mallarla benzer olmadığı kabul edilmişse de, özellikle davacı makalarının tanınmış olduğu da gözetildiğinde, mahkemenin bu kabulü Dairemizce doğru görülmemiştir. Yargıtay 11. HD.’nin davacı markalarının 9. sınıfta yer alan tüm mallar açısından tescil engeli yaratacağına dair Dairemizin 26.04.2017 tarih ve 2017/444 E.- 370 K. sayılı kararını onayan 14.01.2019 tarih ve 2017/3001 E.- 2019/291 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da göz önünde bulundurularak, bu konularda yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasına da gerek görülmemiştir.
Bu itibarla mahkemece tarafların markaları arasında, başvuru kapsamındaki tüm mallar yönünden, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 19/02/2019 gün ve… E. -…K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın KABULÜ ile Türkpatent YİDK’nın 06/05/2016 tarih ve … sayılı kararının İPTALİNE,
4-Hükümsüzlük talebinin kabulü ile davalı şirket adına tescilli 2015/29103 sayılı “…” ibareli markanın, tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 29,20 TL. harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 33,50 TL ilk masraf, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 383,40 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 112,50 TL olmak üzere toplam 2.029,40 TL yargılama gideri ve 29,20 TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 2.058,60 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı … tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
11-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-Davalı Türk Patent ve Marka Kurumundan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin anılan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
13-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip