Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1325 E. 2021/583 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1325
KARAR NO : 2021/583
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/05/2019 tarih ve ……/…… E. – …../… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı şirket ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili adına tescilli “…” asıl unsurlu markaların bulunduğunu, bu markaların tanınmış marka olduklarını, davalı Şirketin müvekkili markalarıyla iltibasa yol açacak derecede benzer olan “… …+şekil” ibaresini 14, 35 ve 40. sınıflarda marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, ……/……. numarası verilen başvuruya müvekkilince yapılan itirazın, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen yerinde görüldüğünü ve 35. sınıf hizmetlerin başvuru kapsamından çıkarıldığını, başvurunun tümden reddi istemiyle bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında, başvuru kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin tamamı yönünden iltibas tehlikesinin bulunduğunu, başvurunun tescili halinde tüketici nezdinde seri marka izlenimi oluşacağını, “…” ibaresinin sicile tanınmış marka olarak kayıtlı olması sebebiyle farklı sınıflarda dahi benzer markaların reddedilmesi gerektiğini ileri sürerek, YİDK’in …….-M-……. sayılı kararının iptaline, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, 09.05.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile …/… numaralı “…” markasına da dayanmıştır.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetler yönünden dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin 1990 yılından bu yana “…” ibaresi ile kuyumculuk alanında tanındığını, davacının faaliyet alanının farklı olduğunu, davacının 14. ve 40. sınıf emtiayı içerir faaliyeti ve marka başvurusu olmadığını, müvekkilinin markasındaki vurgunun, markada yer alan işarette olduğunu, markaların karıştırılma ihtimalinin olmadığını, tüketici çevrelerinin bilgilenmiş tüketici olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının tescilli ve başvurusu yapılan markalarıyla davalının ……./….. sayılı başvurusu karşılaştırıldığında, 14 ve 40. sınıf mal ile hizmetleri bakımından aynı ya da benzer türde oldukları, markaların esaslı unsuru durumundaki “…” ibaresinin her iki taraf markalarında ortak olarak kullanıldığı, bunun dışındaki unsurların farklılıklar taşıdığı, davacı markası ile davalı başvurusu arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ya da ilişkilendirilme ihtimalinin bulunduğu, ayırt edici niteliği düşük olan “…” ibaresinin markada zayıf unsur olarak kaldığı, “…” ibareli davalı başvurusuyla aynı ya da benzer olan “…” ibareli davacı markasının, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında tanınmış marka statüsüne sahip olduğu, bu durumun markalar arasındaki iltibas ihtimalini artırdığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in …..-M-……. sayılı kararının iptaline, davaya konu markanın tescil edilen tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında, başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetler yönünden görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel intiba itibariyle iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin dava konusu ibareyi yaklaşık 29 yıldır kullandığını, dava konusu başvuru ile davacı adına tescilli markalar arasında anlam, fonetik ve logo bakımından bütünü ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim itibariyle benzerlik olmadığını, tarafların faaliyet alanları göz önüne alınarak benzerlik değerlendirmesi yapılması gerektiğini, dava konusu müvekkiline ait markadan yararlanacak kişilerin orta düzey değil kuyumculuk sektöründe bilgilenmiş kullanıcılar olduklarını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…+şekil” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin, dava konusu başvuruda da asli unsur olarak kullanıldığı, başvuruda farklı olarak yer verilen unsurların ayırt ediciliği sağlamadıkları, marka başvurusuna itiraz aşamasında dayanılmayan markalara hükümsüzlük davasında dayanılmasının mümkün bulunduğu, buna göre başvuru kapsamında yer 14. sınıf mallarla, davacının ıslah dilekçesi ile dayandığı …/…… sayılı markasının kapsamında yer alan mallar ve başvuru kapsamındaki 40. sınıf hizmetlerle, davacının dava dilekçesinde dayandığı ……sayılı markalarının kapsamlarında yer alan mal ve hizmetler arasında benzerlik olduğu anlaşılmakla, davalı Şirket vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davalı … vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin birçok kararında açıklandığı üzere, 556 sayılı KHK’nın 53. maddesi uyarınca açılan YİDK kararının iptali davalarında, karar tarihindeki hukuki duruma ve Kuruma sunulan delillere göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmektedir. Zira iptali istenen YİDK kararında tartışılmayan hususların, YİDK kararının iptali istemli davalarda tartışılması mümkün değildir. O halde davacı tarafın, YİDK kararının iptali istemli davada, davalı Şirketin marka tescil başvurusuna itiraz aşamasında dayanmadığı markalara dayanması mümkün değildir. Davacı tarafça itiraz aşamasında………. sayılı markalara dayanılmış olup, YİDK kararının iptali istemli dava yönünden incelenmesi gereken bu markalarla dava konusu başvuru arasında iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığıdır.
Davacının, marka başvurusuna itiraz aşamasında dayandığı yukarıda sayılan markaların kapsamlarında 05,16,20,21,22,23,24,25,26,27. sınıf mallarla 35. ve 37. sınıflarda yer alan hizmetler bulunmaktadır. Dosyada mevcut kök ve ek bilirkişi raporlarında da açıklandığı üzere bu markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetlerle, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 14. sınıf mallar ve 40. sınıf hizmetler arasında herhangi bir benzerlik bulunmamaktadır. Bu durumda, emtia benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmediğinden, dava konusu başvuru ile davacının marka başvurusuna itiraz aşamasında dayandığı yukarıda sayılan markalar arasında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmamaktadır. Öte yandan her ne kadar davacının itirazına mesnet markaları tekstil sektöründe tanınmış iseler de davacı markalarının asli unsurunu teşkil eden “…” ibaresinin ayırt edici niteliğinin düşük olması, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasındaki düşük benzerlik derecesi ve davacı markalarının tanınmış oldukları sektörü ile dava konusu başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerin ilişkili olmamaları gözetildiğinde, somut olayda 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinde düzenlenen koşulların ortaya çıkması da mümkün görülmemiştir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince YİDK kararının iptaline yönelik davanın açıklanan nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken, davacının itiraz aşamasında dayanmadığı markalar dikkate alınarak bu yönden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM :1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/05/2019 gün ve 2017/357 E. – 2019/263 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-TÜRKPATENT YİDK kararının iptaline yönelik davanın REDDİNE,
4-Davalı Şirket adına tescilli ……./……. sayılı “…+şekil” ibareli markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜ ile SİCİLDEN TERKİNİNE,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL’nin davalı şirketten tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Hükümsüzlik davası yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan ve hükümsüzlük davası yönünden ilk derece mahkemesi kararı yerinde bulunduğundan ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
7-YİDK kararının iptali davası yönünden davalı … ile davalı şirket kendilerini vekille temsil ettirmiş olduklarından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 3.300,00 TL bilirkişi ücreti, 241,81 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 34,20 TL tebligat masrafından oluşan toplam 3.576,21 TL’nin, takdiren 1/2’sinin hükümsüzlük davası yönünden yapıldığının kabulü ile bu orana tekabül eden 1.788,00 TL’ye, 31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harç tutarı eklenerek toplam 1.850,80 TL’nin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın YİDK kararının iptali yönünden yapıldığının kabulü ile davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 33,50 TL posta masrafından oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı kuruma verilmesine,
10-Davalı şirket tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
12-Davalı … Kurumundan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı kuruma iadesine,
13-Davalı şirketten alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalı şirketten tahsili ile hazineye irat kaydına,
14-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/05/2021

Başkan Üye Üye Katip
.