Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1322 E. 2021/543 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1322
KARAR NO : 2021/543
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/06/2019 tarih ve …../……. E. – ………/…….. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı Şirketin “…” markasının 3, 5 ve 31. sınıflarda tescili amacıyla ………/…… sayılı marka başvurusunda bulunduğunu, söz konusu marka başvurusuna müvekkilinin 27.11.2017 tarihinde itiraz ettiğini, itirazın temel olarak SMK’nın 6/1, 6/5, 6/6 ve 6/9 hükümlerine dayandırıldığını, Markalar Dairesi Başkanlığının 23.03.2018 tarihli ve …….-OE-…… sayılı yazısı ile itirazın kısmen reddedildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığının söz konusu ret kararına karşı 21.05.2018 tarihinde ……-GE-…….. sayılı dilekçe ile Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kuruluna başvurduklarını, YİDK’nın 02.08.2018 tarih ve …….-M-……. sayılı kararında müvekkilinin taleplerinin bir kısmının kabul edildiğini, bu doğrultuda marka başvurusu, başvuru konusu 31. sınıfın tamamı ve 35. sınıftaki bazı mal ve hizmetler yönünden reddedildiğini, bununla birlikte diğer itiraz gerekçelerinin yerinde görülmediğini, davalının markasının, kendi markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresinden oluştuğunu, bu nedenle de kendi markaları ile davalı markası arasında görsel ve işitsel benzerlik bulunduğunu, olayda SMK’nın 6/1 hükmünün şartlarının gerçekleşmiş olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 02.08.2018 tarih ve ……-M-…… sayılı kararının iptaline markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … …….. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, davaya konu “…” markasıyla davacının markaları arasında aynılık, benzerlik ya da iltibas yaratma ihtimalinin bulunmadığını, “…” ifadesinin vasıf bildiren bir sözcük olduğunu, zayıf marka niteliği taşıdığını, bir kişinin tekeline bırakılamayacağını, davaya konu ”…” ifadesinin tıpkı davacının markaları gibi türetme kelime markası olduğunu, anılan markayı piyasaya sürerek davacının seri markası izlenimi yaratma amacı gütmediklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının SMK 6.1 hükmüne dayanak olarak gösterdiği markalarının esaslı unsuru olan …/… ifadesinin TDK Sözlük’e göre, “……., ……., ……. …….” anlamına geldiği, söz konusu kelimenin zayıf marka niteliğinde olup, bu kelimeden oluşan markaların ayırt edicilik nitelikleri düşük olduğu, zayıf marka söz konusu olduğunda, bu tür marka ile diğer markalar arasındaki iltibas tehlikesinin, yapılacak küçük bir değişiklik ile bertaraf edilebildiği, dava konusu olayda da “…” ifadesi “……” ifadesi eklenerek değiştirilmiş olup, küçük bir değişikliğin dahi iltibas tehlikesini ortadan kaldırabilmesi karsısında bu değişikliğin ve kelime markasının yanında yer alan şeklin söz konusu tehlikeyi bertaraf etmek için yeterli olduğu, olayda SMK’nın 6.1 hükmünün şartlarının gerçekleşmediği, SMK’nın 6.6 hükmünün şartlarının olmadığı, SMK’nın 6.5 hükmünün şartlarının bulunmadığı, başvurunun kötüniyetli yapıldığının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yerel mahkeme kararının aksine davaya konu “…” ibareli marka ile müvekkil şirkete ait …/… ibareli seri markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik olduğunu, taraf markalarının baskın unsurunun “…/…” ibaresi olduğunu, ayrıca benzerlik incelemesinde her iki markanın aynı anda göz önünde bulundurularak karar verilmeyeceğine ilişkin ilke dikkate alındığında ortalama tüketici nezdinde dava konusu markanın da müvekkili şirket seri markalarından biri olarak algılanacağını, kaldı ki, “…”, “…”, “…” ve “…” markalarının müvekkili şirketin herkes tarafından bilinen markaları olup, “…” ibareli markanın iltibas yaratacağı ve müvekkili şirketin tanınmışlığından yararlanacağı ve haksız rekabet oluşturacağını, “…” ibareli markanın müvekkili şirketin seri markalarından biri olarak ortalama tüketici nezdinde algılanması ve karıştırılmasının kaçınılmaz olduğunu, bu bakımdan müvekkili şirkete ait …/… ibareli seri markaların tanınmışlığı karşısında 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesi gereğince de tescil engeli bulunduğunu, “…” markası bu haliyle, orta düzeydeki bir tüketici bakımından en azından aynı ve/veya kardeş ve/veya birbiri ile bağlantılı işletmelere ait olduğu kanaatini bıraktığını, markanın tescil talebinin 6769 sayılı smk’nın 6/5 maddesi gereğince de reddi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının “…” ibareli başvurusu ile davacının itirazına mesnet …/… esas ibareli markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı, … …/… ifadesinin büyük ve geniş anlamlarına geldiği, zayıf marka niteliğinde olduğu, ayırt edicilik niteliğinin düşük olduğu, davalının başvurusundaki farklılıkların yeterli ayırt ediciliği sağladığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip