Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1317 E. 2021/501 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/06/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkil Şirketin 1980’li yıllarda başlayan faaliyetleri ile ev tekstilinin lider kuruluşları arasında yerini aldığını, “…” ibareli tanınmış markalarının bulunduğunu, bu markaların serisi niteliğinde olmak üzere dava konusu…. ibareli marka başvurusunu yaptığını, marka kapsamında 08,20 ve 21. sınıflarda yer alan hizmetlerin bulunduğunu, davalı Şirketin adına tescilli “…” unsurlu markalara dayalı olarak bu başvuruya yaptığı itirazın, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen yerinde görüldüğünü ve 08. ile 21. sınıftaki bazı malların başvuru kapsamından çıkarıldığını, müvekkilinin bu karara yaptığı itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, söz konusu kararın bütünüyle hukuka aykırı olduğunu, zira dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin tüketiciler nezdinde tanındığını, bu nedenle tüketicilerin taraf markalarının farklı işletmelere ait olduğunu anlayacaklarını, “…” markasının tanınmışlığının tüketiciler nezdinde kalıplaşmış bir imaj olduğunu ve 08. ile 21. sınıfta yer alan mallarda “…” markasını gördüklerinde davalı markalarının akıllara gelmeyeceğini, zira müvekkilinin tanındığı sektör ile 08. ve 21. sınıftaki ürünlerin dahil olduğu sektörlerin benzer/ilişkili sektörler olduğunu, müvekkilinin önceki yıllardan beri “…” markalarının varlığının müvekkili lehine kazanılmış hak teşkil edeceğini ileri sürerek, … sayılı YİDK kararının iptaline ve markanın bütün mallar açıdan tescili işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında, başvuru kapsamından çıkarılan mallar yönünden iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin uzun yıllardır züccaciye sektöründe “…” ibareli markası ile faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin “…” markasının 1997 yılından beri tescilli olduğunu, “…” markasını maruf hale getirdiğini, davalı tarafın ev tekstili sektöründe faaliyet gösterdiğini, uzun yıllardır yan yana faaliyetine devam ettiğini, davacının marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı şirkete ait davaya konu “… …” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait kısmi redde gerekçe “…” ibareli markaların, başvuru kapsamında yer alan 08 ve 21. sınıftaki mallar bakımından benzer oldukları, tüketici nezdinde markalar arasında ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu, bu durumun 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında davaya konu markanın 08 ve 21. sınıfta tesciline engel teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin, önceki markalarından kaynaklanan kazanılmış hakkının bulunduğunu, müktesep hak iddialarına konu “…” markalarının hepsi incelenmeden hazırlanan bilirkişi raporunun hükme alınmasının ve bu rapora yönelik itirazlarının dikkate alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, oysa dava konusu marka tescil başvurusunun, dava dilekçesinde tek tek sayılan “…” unsurlu seri markalarından birisi olması gayesiyle yapıldığını, davalı Kurum tarafından emtia listesinden çıkartılan bir kısım malların da, önceki markalarının bir kısmının emtia listesinde zaten bulunduğunu, buna göre müvekkilinin marka tescil başvurusunun bu sınıflar bakımından reddedilmesinin hatalı olduğunu, kaldı ki taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin de bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …+şekil” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında, başvuru kapsamından çıkarılan 08. ve 21. sınıfta yer alan mallar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira dava konusu başvurunun da asli unsurunun “…” ibaresi olduğu, öte yandan her ne kadar davacı tarafça müktesep hak iddiasında bulunulmuş ise de, müktesep haktan söz edilebilmesi için gereken kullanım şartının da ispat edilemediği, bu nedenle davacının başvuru üzerinde önceki markalarından kaynaklanan müktesep hakkının bulunmadığı, dolayısıyla bu yönden de mahkeme kabulünün yerinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2021

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.