Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1311 E. 2021/535 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1311
KARAR NO : 2021/535
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Marka (Marka ile İlgili Kurum Kararlarının İptali)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/05/2019 tarih ve . – K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar …, …ile … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” markalarının resmi anlamda tanınmış marka statüsünde olduğunu, müvekkilinin “…” ibaresi ile tescilli markalarının yanı sıra, “…” ibaresini de marka olarak tescil ettirdiğini, davalı … ve …’nin “…” ibareli markanın 36. sınıfta adına tescili için 01.11.2016 tarihinde……….. sayı ile müracaatta bulunduklarını, müvekkili tarafından “…” ve “…” esas unsurlu markaları mesnet gösterilerek başvuruya yaptığı itirazın, Türkpatent YİDK.’nın………. sayılı kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkilinin markalarının da 36. sınıfta aynı, benzer ve yakın ilişkili hizmetlerden oluştuğunu, davalıya ait “…” ibaresinde yer alan “…” ekinin “…” kelimesinin kısaltılmışı olduğunu ve ayırt ediciliğinin bulunmadığını, pek çok sektörde sıklıkla kullanıldığını, dolayısıyla “…” kelimesine vurgu yapan ve onu ön plana çıkaran bir algı oluşturulduğunu, müvekkilinin markalarının da “…” unsurundan oluştuğunu, müvekkilinin “…” markalarının da bulunduğunu, davalıların “…” markasının ise belirgin bir şekilde seri marka imajı yarattığını, “…” ibaresinin dava konusu hizmetler için tanımlayıcı olmayıp orijinal bir marka olduğunu, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında davalı markasının tescil edilmesi halinde, müvekkilinin tanınmış markasının itibarının ve marka değerinin zarar göreceğini ve markanın sulandırılacağını ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar … ve … vekili, davacının “…” esas unsurlu markalarının tanınmış olmadığını, ticari hayatta yer bulmuş İngilizce anlamı “…….” olan “…” kelimesinin kullanımının, davacının sayısı on beşi geçmeyen tescillerine dayanarak münhasır kullanımında sayılmasının gerekçesinin bulunmadığını, müvekkilinin Ümraniye’de emlak ofisi işletmekte olduğunu, davacının gayrimenkul komisyonculuğu yapmadığını, markaların farklı mal ve hizmetlerde tescil ettirilmesinin karıştırılma tehlikesine yol açmadığını, müvekkilinin tescil başvurusunda bulunduğu “…” ibaresinin üzerinde markayı tamamlayan farklı renk ve şekil unsurlarının bulunduğunu, müvekkilinin “…” kelimesinin sonuna “…” ifadesini ekleyerek, ayrı bir anlam ve ayırt edicilik kazandırdığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacı markaları ile davalı başvurusunun kullanılacağı emtianın 36. sınıfta yer alan hizmetler açısından aynı/benzer olduğu, davalı başvurusu ile davacı markalarının ibareler yönünden de 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer bulunduğu, davacının “…” ibareli markasının 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında tanınmış marka olduğu, bu tanınmışlığın iltibası artıran bir unsur bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Türkpatent YİDK’nın……… sayılı kararının davacının itirazının reddi yönünden iptaline, davaya konu………sayılı markanın tescilli tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacı markalarında yer alan “…… sözcüğünün “……” anlamına geldiğini ve yaygın olarak kullanıldığını, bu kapsamda düşünüldüğünde tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında ibareler yönünden benzerlik bulunmadığını, zira müvekkilinin tescil başvurusunda bulunduğu “…” ibaresinin üzerinde markayı tamamlayan ve ayırt edicilik katan farklı renk ve şekil unsurlarının bulunduğunu, müvekkilinin “…” kelimesinin sonuna “…” ifadesini ekleyerek, ayrı bir anlam ve ayırt edicilik kazandırdığını, davalının markalarının 36. sınıfta tescilli olduğu halde bu sınıfta hiçbir zaman kullanılmadığını, bu hususun mahkemece hiç dikkate alınmadığını, davacının “…” esas unsurlu markalarının tanınmışlığının olmadığını, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararlarının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve taraf markalarının kullanılacağı emtianın 36. sınıfta yer alan hizmetler açısından aynı olduğu, davalı başvurusu ile davacı markalarının ibareler yönünden de ortak “……” asıl unsuru itibariyle 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer bulunduğu, Yargıtay 11. H.D.’nin “……… markasının davacı markalarıyla benzer gören 11/12/2019 tarih ve………. E.- ……….K. ve “………” markasının davacı markalarıyla benzer gören 20/11/2019 tarih ve………. E.-…… K. sayılı kararlarının da bu yönde olduğu anlaşılmakla, davalılar …, … ile … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar …, … ile … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021
Başkan

Üye

Üye

Katip