Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1306 E. 2021/498 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU :Marka Hükümsüzlüğü, Marka Başvurusunun Reddi, Markaya Tecavüzün Durdurulması

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/05/2019 tarih ve …. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin Hatay ilinde 2015 yılının Temmuz ayından bu yana “…” markası ile faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin çeşitli il ve ilçelerde katıldığı ve gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projeleri ve diğer etkinlikler ile kendisini ve kullanmakta olduğu markasını tanınmış hale getirdiğini, hali hazırda bölgede bulunan tüm kafe ve barların, müvekkilinin temin ettiği ürünleri talep ettiklerini, müvekkilinin sunduğu hizmetlere benzer hizmetler sunmaya çalıştıklarını, 2018 yılının Mart ayında davalı Şirket tarafından Mersin ilinde “…” markası adı altında bir kafe açıldığının müvekkilince öğrenildiğini, yaptıkları araştırma sonucunda davalı Şirketin … numaralı “…” ibareli marka tescil başvurusu yaptığının tespit edildiğini, bunun üzerine davalıya gönderilen ihtarname ile müvekkilinin yarattığı markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturacak marka kullanımının derhal durdurulmasının istenildiğini, davalının bu ihtarnameye cevap verilmediği gibi haksız kullanımına da son vermediğini, bununla birlikte davalının …. numaralı “…” ibareli ikinci bir marka tescil başvurusunda bulunduğunu, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/3. maddesi uyarınca tescilsiz bir marka sahibinin daha önceki tarihte bir hak elde etmesi söz konusu ise sonraki tescilli markanın hükümsüzlüğünü talep edebileceğini, müvekkilinin de markasını tescilsiz biçimde kullandığını ve tanınmış hale getirdiğini, davalı Şirket tarafından tescil edilen markanın kötü niyetli olduğunu ve müvekkili markasına tecavüz teşkil ettiğini, müvekkiline ait markanın korunmasının gerektiğini, yerleşik Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu ileri sürerek, ….başvuru nolu “…” markasına ilişkin tescilin iptaline, markanın sicilden terkinine, … başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun reddine, davalı Şirketin dava konusu marka kullanımının durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TÜRKPATENT vekili, …. sayılı “…” ibareli markalara, davacı tarafından ne yayın aşamasında ne de YİDK nezdinde herhangi bir itirazda bulunulmadığını, marka başvurusuna karşı davacının yapmış olduğu bir itiraz söz konusu olmadığından davanın esasına girilmeden reddi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı adına … sayılı ve “… şekil” ibareli marka başvurusunun 12.12.2017 tarihinde Resmi Marka Bülteni’nde yayınlandığı, itiraz süresi olan iki aylık süre içinde davacı tarafından yayıma herhangi itirazda bulunulmadığı ve başvurunun 02.04.2018 tarihinde tescil edildiği, davacının, davalıya ait… sayı ile tescilli marka bakımından idari başvuru yolunu tüketmediği, dolayısıyla somut olayda Türk Patent ve Marka Kurumu kararı aleyhine artık yargı yoluna da başvurulamayacağı, davacının talebinin de markanın hükümsüzlüğünü içermediği, TÜRK PATENT Kurumuna karşı markanın iptali ve sicilden terkini taleplerinden oluştuğu, dolayısıyla talepten fazlasına da karar verilmeyeceğinden iltibas değerlendirilmesine girilmediği,…. sayılı marka başvurusunun 28/05/2018 tarihinde Resmi Marka Bülteni’nde yayınlandığı, itiraz süresi olan iki aylık süre içinde davacı tarafından yayıma herhangi itirazda bulunulmadığı, ayrıca dava tarihi olan 25/06/2018 tarihi itibariyle de söz konusu başvurunun hala yayın aşamasında olduğu, dava tarihi itibariyle davalıya ait… sayılı marka başvurusunun yayın aşamasında olduğu, dolayısıyla söz konusu marka bakımından dava açma şartlarının oluşmadığı, davalının kullanımlarının durdurulmasını talep etmiş ise de davalının kullanımına ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle idari başvuru yolu tüketilmediğinden, TÜRKPATENT YİDK yönünden açılan davanın reddine, davaya konu… sayılı marka tescil edilmediğinden başvurunun reddi talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça davalının kullanımları ispat edilemediğinden markanın kullanılmasının durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava dilekçesinin gerek içeriğinde gerekse de sonuç bölümünde … sayılı markanın tescilinin iptalinin ve hükümsüzlüğünün istenildiğini, davanın da sadece TÜRKPATENT aleyhine değil, marka sahibi Şirkete karşı da açıldığını, davalının söz konusu ibareyi kullandığının da ispat edildiğini, … sayılı marka yönünden de kurulan hükmün hatalı bulunduğunu, her ne kadar dava tarihi itibariyle bu marka tescilli değil ise de yargılama sırasında bu markanın tescil edildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka hükümsüzlüğü, marka başvurusunun reddi ile markaya tecavüzün durdurulması istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf, müvekkilinin Hatay ilinde 2015 yılının Temmuz ayından bu yana “…” markası ile faaliyette bulunduğunu, bu markayı tanınmış hale getirdiğini, davalı Şirketin ise Mersin ilinde “…” adlı bir kafe açtığı gibi …. numaralı “…” ibareli markayı adına tescil ettirdiğini, yine… numaralı “…” ibareli ikinci bir marka tescil başvurusu yaptığını ileri sürerek,…. numaralı “…” ibareli markanın tescilinin iptali, markanın sicilden terkini,… başvuru numaralı “…” ibareli marka başvurusunun reddi, davalı Şirketin dava konusu marka kullanımının durdurulması istemlerinde bulunulmuş olup, mahkemece ise davacının talebinin marka hükümsüzlüğünü içermediği gerekçesine de yer verilerek idari başvuru yolu tüketilmediğinden, YİDK yönünden açılan davanın reddine, davaya konu …. sayılı marka tescil edilmediğinden başvurunun reddi talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça davalının kullanımları ispat edilemediğinden markanın kullanılmasının durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 33. maddesi uyarınca olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme ise hakime ait bulunmaktadır. Öte yandan aynı Kanun’un 31. maddesi uyarınca da hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.
Somut olayda da, davacı tarafça tescilsiz marka kullanımı nedeniyle “…” ibaresi üzerinde hak sahibi oldukları belirtilerek davalı Şirket adına tescilli …. sayılı markanın tescilinin iptali ve sicilden terkini talep edildiğine göre talebin hükümsüzlük istemini içerdiğinin kabulü gerekmektedir. Zira, açıkça marka tescilinin iptali istenilmiş olup, bu talebin hukuki niteliğinin markanın hükümsüzlüğü olduğu açıktır. Bir an için bu konuda belirsizlik olduğunun kabulü halinde ise mahkemece yukarıda anılan HMK’nın 31. maddesi uyarınca davacıya açıklama yaptırılması gerekirdi. Öte yandan, kabule göre de … sayılı markaya ilişkin talep yönünden yalnızca davalı TÜRKPATENT yönünden hüküm kurulmuş, davalı Şirket yönünden ise bu markaya ilişkin olarak olumlu-olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Oysa HMK’nın 297/2. maddesi uyarınca hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Belirtildiği üzere mahkemece ise…. sayılı marka yönünden davalı Şirket hakkında herhangi bir hüküm kurulmadığından, anılan hüküm ihlal edilmiştir.
HMK’nın 341. vd. maddelerinde bir kanun yolu olarak düzenlenen istinafın amacı, ilk derece mahkemesince verilen kararın denetlenmesi ve kararın yerinde görülmemesi halinde yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulmasıdır. Burada, temyizden farklı olarak ilk derece mahkemesi kararı yalnızca hukuka uygunluk yönünden değil maddi yönden de denetlenmektedir. İlk derece mahkemesi kararı yerinde değilse kural olarak istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırması ve ilk derece mahkemesi yerine gerekirse yeniden yargılama da yaparak karar vermesi gerekir. Ancak, HMK’nın 353/1-a. maddesinde düzenlenen yargılamaya ilişkin bazı temel usul hatalarının bulunması halinde ise istinaf incelemesi sonunda yeniden karar verilmesi söz konusu olmayıp, kararın kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hali de düzenlenmiştir. Gerçekten de ilk derece mahkemesince, taraflarca gösterilen delillerin hiç değerlendirilmeden karar verilmesi ve delillerin ilk defa istinaf aşamasında değerlendirilmesi halinde taraflar, maddi vakıa denetimi yönünden iki dereceli incelemeden mahrum kalacak ve adil yargılanma hakkının unsurlarından olan hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilecektir. Somut olaya bu açıdan bakıldığında, davacının hükümsüzlük talebi yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi… sayılı markaya ilişkin olarak davalı Şirket hakkında açılan dava hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmamış ve davalı Şirket hakkında bir hüküm kurulmamıştır. Bu itibarla, yapılan açıklamalar çerçevesinde mahkemece, davacının belirtilen iddiaları üzerinde durulup sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/05/2019 gün ve … sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/04/2021 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip