Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1304 E. 2021/450 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1304
KARAR NO : 2021/450
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2019
NUMARASI :……….

………..
……
……

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının iptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/06/2019 tarih ve …… E. – ….K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilince 21.03.2018 tarihinde……sayılı “……..” ibareli markanın 5. sınıfta bulunan “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler, tıbbi amaçlı yağlar” mallarını kapsayacak şekilde başvuru konusu edildiği, başvurunun YİDK.’nın ……..sayılı nihai kararıyla 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 5/1-(b) ve 5/1-(c) maddeleri hükümlerine göre reddedildiğini, oysa “……..” kelimesinin Türkçe bir anlamının bulunmadığını, kelimenin Latince kökenli Fransızca bir kelime olduğunu, İngilizce’ye daha sonra bu dilden geçtiğini ve daha çok orta çağda kullanılan, halihazırda güncel İngilizce dilinde dahi kullanılmayan bir ibare olduğunu, kelimenin Latince “…….” anlamlarına geldiğini, kelimenin bazı İngilizce sözlüklerde “…………,….,…,…………”, Fransızca’da ise “……. ibaresi şeklinde ……” anlamlarında tanımlandığını, müvekkili firmanın “……..” kelimesinin başındaki “.” harfini değişik şekilde dizayn ederek (.) yazım farklılığı ile markayı “. şeklinde kullandığını, “………” kelimesinin müvekkili firmanın başvurusunda yer alan ürünlerde kullanılan bir ibare olmadığını, davalı kurumun “………” kelimesini başka kişi ve firmalar adına da çeşitli ürünler için tesciline karar verdiğini ve kelimenin marka olarak halihazırda kullanıldığını, müvekkili firma tarafından üretilen tıbbi emtianın, bebek maması vs. üzerinde kullanılan “………” markasının tüketiciler nezdinde diğer firmaların ürünlerinden ayırt edilebilecek niteliğe sahip olduğunu, müvekkili firmanın “………” markalı ürünlerini ilk olarak 2013 yılında piyasaya sürdüğünü, bu kullanım ile tüketici nezdinde diğer firmaların ürünlerinden ayırt edilebilir seviyeye ulaştığını, müvekkili firmanın “……..” ibaresi için daha önce 28.03.2013 tarihinde 3. sınıfta yer alan mallar ve 35. sınıfta yer alan hizmetler için….no ile başvuruda bulunduğunu, markanın davalı kurum tarafından aynı hükümler gerekçe gösterilerek 3. sınıftaki “…………………. kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil) sabunlar” için reddedildiğini, söz konusu kısmi ret kararının kaldırılması için Ankara 3. FSHHM’nde,.E. sayı ile açılan davada verilen kısmi ret kararının iptal edildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27.09.2018 tarihinde 2017/561 E.- 2018/5804 K. sayılı kararı ile yerel mahkeme kararının onandığını, markanın Madrid Protokolü uyarınca çeşitli ülkelerde uluslararası tescili için de . numara ile yapılan . başvurusu üzerine Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere, Çin, ABD ve Hindistan’da 3. sınıfta yer alan mallar için tescil edildiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davaya konu “………” ibaresinin .” anlamına geldiğini, söz konusu ibarenin soyut olarak ayırt edici niteliği haiz olsa dahi somut olarak ayırt edicilikten yoksun olduğunu, “………” ibaresinin, üzerinde kullanılmak istenen emtia için cins, çeşit, vasıf, karakteristik özellik belirten bir niteliğe sahip olduğunu, zira normal düzeyde bilgilendirilmiş ve makul ölçüde dikkatli ve düşünceli, markayı ve ürünü bir bütün olarak algılama olanağı bulunan ortalama düzeydeki tüketici/yararlanıcı kitlesinin tamamına yakınının, hiçbir özel zihni çabaya mahal kalmadan ve doğrudan doğruya “……….” işaretini başvuru konusu ürünlerin doğallığına ve lezzetine ilişkin görüp, ürünlerin cinsi-çeşidi-vasfı-amacı olarak algılayacağının açık olduğunu, böyle bir ibarenin tek bir kişinin tekeline verilemeyeceğini, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davaya konu markanın “églantine” ibaresinden oluştuğu, markanın “. harfinin üzerinde bir çizgi çekilerek sembol olarak yazıldığı ve geri kalan kısmın düz yazı karakteri ile oluşturulduğu, İngilizce “………” ibaresinin “yaban gülü”, “bilimsel adı ……, it.” manalarına geldiği, başvurulduğu şekli ile “.” ibaresinin Fransızca’da ., . bitkisi manasına geldiği, “……..” ibaresinin Türkçe bir anlamının olmadığı, yaygın kullanılmayan ve ayırt ediciliğe sahip bir ibare olduğu, başvuru konusu olan 05. sınıfta bulunan “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler, tıbbi amaçlı yağlar” mallarından hiçbirini doğrudan tanımlamadığı, sonuç olarak dava konusu ibarenin 6769 sayılı SMK’nın 5/1-b maddesi kapsamında soyut ve 6769 sayılı SMK’nın 5/1-c maddesi kapsamında somut ayırt edici niteliğinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, … YİDK’nın 07/12/2018 tarih ve …sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, başvuru konusu “……” ibaresinin “yaban gülü” anlamına geldiğini ve bir işletmenin mal veya hizmetlerinin diğer bir işletmenin mal veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlama işlevini yerine getiremeyeceğini, söz konusu ibarenin soyut olarak ayırt edici niteliği haiz olsa dahi somut olarak ayırt edicilikten yoksun olduğunu, “……….” ibaresi, üzerinde kullanılmak istenen emtia için cins, çeşit, vasıf, karakteristik özellik belirten bir niteliğe sahip olduğunu, kaynak bildiren bir ibarenin tek bir kişinin tekeline verilemeyeceğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacının “églantine” ibareli başvurusunda yer alan “.” harfinin, üzerinde bir çizgi çekilerek sembol olarak yazıldığı gibi anılan ibarenin Türkçe bir anlamının da olmadığı, İngilizce ve Fransızca anlamlarının da ortalama Türk tüketicileri tarafından bilinmediği, yaygın kullanımı bulunmayan bu ibarenin ayırt ediciliğe sahip olduğu, ayrıca başvuru konusu 05. sınıftaki “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler, tıbbi amaçlı yağlar” mallarından hiçbirini doğrudan tanımlamadığı, dolayısıyla mahkemece dava konusu ibarenin 6769 sayılı SMK’nın 5/1-b maddesi kapsamında soyut ve 6769 sayılı SMK’nın 5/1-c maddesi kapsamında somut ayırt edici niteliğinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizliğin olmadığı, Yargıtay 11. H.D.’nin anılan ibarenin 3. sınıftaki “ağartma ve temizlik amaçlı maddeler, parfümeri, kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil) sabunlar” için 556 sayılı KHK.’nın 7/1-a, c, d maddesi uyarınca tescili talebinin reddedilemeyeceğine ilişkin 27.09.2018 tarih ve 2017/561 E.- 2018/5804 K. sayılı kararının da bu yönde olduğu anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Kurumundan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı kurum tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalı kurumdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı kurum üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip