Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1303 E. 2021/485 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2019/1303 – 2021/485
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1303
KARAR NO : 2021/485
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :

KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararını İptali ve Marka Başvurusunun Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/06/2019 tarih ve ………… E. – ……K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

K A R A R
Dava, YİDK kararının iptali ve marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İlk derece mahkemesi tarafından verilen gerekçeli karar, davacı vekiline elektronik tebligat yoluyla tebliğe çıkarılmış, 16/08/2019 tarihinde muhatabın elektronik adresine ulaşmış, 21/08/2019 tarihinde de okunmuş sayılmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 7/a maddesinin 1. fıkrasında (1/g) baro levhasına yazılı avukatlara tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Aynı Yasanın 7/a-4. maddesi uyarınca Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.
Anılan maddeye dayanılarak hazırlanan ve 06.12.2018 tarihli 30617 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, elektronik ortamda yapılacak tebligata ilişkin usul ve esasları düzenleyen Elektronik Tebligat Yönetmeliği 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 3. maddesinde;
“Elektronik tebligat: Tebligat Kanunu ve bu Yönetmeliğe uygun olarak elektronik ortamda yapılan tebligat,
Elektronik tebligat adresi: PTT tarafından, gerçek kişiler için kimlik bilgileri, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgileri esas alınmak suretiyle tek ve benzersiz şekilde oluşturulan ve UETS’ye kaydedilen tebligat adresi,
UETS: Tebligat Kanunu ve bu Yönetmelik uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemlerini yürütmek amacıyla PTT tarafından kurulan, işletilen ve güvenliği sağlanan sistem,
Zaman damgası: 5070 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde tanımlanan zaman damgası”
olarak tanımlanmıştır.
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nda ise “Zaman damgası: Bir elektronik verinin, üretildiği, değiştirildiği, gönderildiği, alındığı ve/veya kaydedildiği zamanın tespit edilmesi amacıyla, elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı tarafından elektronik imzayla doğrulanan kaydı ifade eder.” şeklinde belirtilmiştir.
Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 5/ğ. maddesinde tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olanlar arasında “Baro levhasına yazılı avukatlar” gösterilmiştir. Yönetmeliğin 6. maddesinde elektronik tebligat adresi alma zorunluluğuna tabi olanlar için yapılacak başvuru, 8. maddesinin 1. fıkrasında PTT’nin başvurunun yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde elektronik tebligat adresini, gerçek kişiler için kimlik bilgilerini, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgilerini esas almak suretiyle tek ve benzersiz olacak şekilde oluşturacağı ve UETS’ye kaydedeceği, elektronik tebligatın hazırlanması ve muhataba ulaştırılmasını düzenleyen 9. maddesinde tebligat çıkarmaya yetkili makam ve mercinin, elektronik tebligat mesajını hazırlayarak, UETS’ye teslim edeceği, UETS’nin elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştıracağı, elektronik yolla tebligatın muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinde muhatabın elektronik tebligatı tebellüğ etmiş sayılacağı tarihe ilişkin özel bir düzenleme yer almaktadır. Bu düzenlemeye göre “Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” Bunun sonucu olarak elektronik tebligatta tebellüğ tarihi, elektronik tebligatın muhatabın elektronik posta hesabına ulaştığı veya okunduğu tarih olmayıp, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu olmaktadır. Böylelikle, muhatabın kayıtlı elektronik posta hesabını kontrol etmemek suretiyle tebliğin sonuçlarını geciktirmesi ihtimali söz konusu olmayacaktır. Bu hususlar Yargıtay HGK.’nın 14.01.2020 tarih ve 2019/12-623 E.- 2020/9 K. Sayılı ile 24.11.2020 tarih ve 2020/12-547 E. 2020/924 K sayılı kararlarında da belirtilmiştir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, mahkeme kararının davacı vekiline tebliğine ilişkin e-tebliğ mazbatasının incelenmesinde; ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararı, davacı vekilinin elektronik adresine Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 9. maddesinde belirtildiği üzere UETS elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek 16/08/2019 tarihinde ulaştığı ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesine göre tebligatın davacı vekiline 21/08/2019 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, bu tarihe göre de 6100 sayılı HMK’nın 345. maddesinde düzenlenen yasal iki haftalık istinaf süresinin 05/09/2019 tarihinde sona erdiği ancak davacı vekilinin istinaf başvurusunun, yasal iki haftalık istinaf süresi geçirildikten sonra, 09/09/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde, kararın 16/08/2019 tarihinde elektronik tebligat yolu ile ile tebliğ edildiği belirtilmişse de yukarıda ifade edildiği üzere bu tarih, tebligatın davacının vekilinin elektronik adresine ulaştığı tarih olup 7201 sayılı Tebligat Kanununun 7/a-4. maddesinin açık hükmü gereğince anılan tarihin, tebligatın yapılmış sayıldığı tarih olarak kabulü mümkün değildir.
Bu durum karşısında HMK’nın 346/1. maddesi uyarınca istinaf süresinin geçirilmesi halinde ilk derece mahkemesince gerekli karar verilebileceği gibi, aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca, ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince de karar verilebileceğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf dilekçesinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
HMK’nın 346. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin süre yönünden REDDİNE, peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde ilgiliye iadesine, aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda HMK’nın 366. maddesinin atfıyla, aynı Kanunun 346/2. maddesi gereğince tebliğden itibaren bir hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 02/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :02/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.